Micke Çeviri Türkçe
57 parallel translation
You've got to believe me, Micke!
Bana inanmalısın, Micke!
If anything ever happens to Mick, I'm gonna come courting'.
Micke birşey olursa sana kur yapmaya gelirim.
Well, let's just hope nothing happens to Mick.
En iyisi ümit edelim, Micke birsey olmasın.
- Is Micke here?
- Micke burada mı?
- Micke who?
- Hangi Micke?
Micke Larsson.
Micke Larsson.
You were going to call, Micke.
Güya beni arayacaktın, Micke.
You're such a good singer, Micke.
Çok iyi bir solistsin, Micke.
I dreamt I married... Micke Larsson.
Micke Larsson'la evlendiğimi gördüm.
You play so very well, Micke.
Çok iyi çalıyorsun, Micke.
Anna and Micke, best of luck.
Anna ve Micke, bol şanslar.
Anna and Micke, best of luck!
Anna ve Micke, bol şanslar!
Micke, play.
Micke, çal.
Play, Micke.
Çal, Micke.
They wanted things to be good for us, me and Micke.
İşlerin bizim için iyi gitmesini dilediler. Micke ve benim için.
You play so well, Micke.
Çok iyi çalıyorsun, Micke.
I love you so much, Micke...
Seni çok seviyorum, Micke...
We support you One hundred percent, Micke.
Yüzde yüz arkandayız Mike.
Wait, Micke.
Micke, bekle.
- Hello, this is Micke Blomkvist.
- Merhaba, ben Micke Blomkvist.
Hello, Micke.
Selam, Micke.
I got a negative from Micke, I should make it sharper.
Micke'den bir negatif geldi. Netleştirilmesini istiyor.
I sent an email to Micke -
Micke bir e-posta gönderdi.
Hi, Micke.
Merhaba Micke.
Micke has begun confronting some of the customers.
Micke müşterilerden bazılarıyla görüşmeye başladı.
Micke?
Micke?
- Micke, it's Paolo,
- Micke, ben Paolo.
Like I told Micke, he's not worth jack shit as a boxer.
Micke'ye söylediğim gibi, tam bir boksör denemez.
Micke thinks they will try to get you in the mental hospital again - - So yes, you need a lawyer.
Micke seni tekrar akıl hastanesine yatırmaya çalışacaklarını düşünüyor yani evet, avukata ihtiyacın var.
I got this from Micke.
Bunu Micke'den aldım.
Micke has told me most of it but some things he says that - - You must decide if you want to tell.
Micke bana çoğunu anlattı ama senin bizzat anlatmak istediğin bazı şeyler olursa anlatabilirsin.
Micke...
Micke...
- Micke traced the sender?
- Micke göndereni bulabildi mi?
We have to look after our people, Micke.
Kendimizden olanları korumalıyız, Micke.
- Micke, telephone for you.
- Micke, sana telefon var.
That's right, I have keys from Micke to give to you.
Evet işte, bu anahtarları Micke sana vermem için vermişti.
You know that this is all thanks to Micke, right?
Biliyorsun tüm bunlar için Micke'e teşekkür etmelisin, değil mi?
Micke says hello.
Micke selam söyledi.
It's Micke.
Micke geliyor.
I have to meet Micke before work.
İşe gitmeden önce Micke ile buluşmalıyım.
Do you get it, Micke?
- Anladın mı Micke?
How was Micke when you told him?
Micke'e söyledin mi, nasıl tepki verdi?
You don't know Micke.
Micke'i bilmiyorsun sen.
Then you and Micke can be together all summer.
Böylece Micke ile birlikte takılabilirsiniz.
Mom, Micke's dad has fixed a summerjob for me in Sandhamn.
Anne, Micke'nin babası Ulf, Sandhamn'da benim için yazlık iş tarzı bir şey ayarlamış.
I just have to talk to Micke.
Micke ile konuşmam lazım sadece.
Micke!
Micke!
Micke, come on now!
Micke, hadi gidelim!
Micke, you two haven't seen each other so much this summer, right?
Micke, bu yaz birbirinizi pek sık göremediniz, değil mi?
Or Micke.
Ya da Micke.
He plays Micke.
Micke'yi canlandırıyor.