Mix Çeviri Türkçe
5,530 parallel translation
Mix two parts ionized water, do not use tap, and one part SEB.
İki birim iyonize suyla karıştırın, çeşme suyuyla olmaz. Bir birim de SEB katın.
Oh, my God. Is that chex mix?
Tanrım, o Chex Mix mi?
It's a mix of everything
Her şeyin karışımı gibi
Oh, I made a mix tape of super tunes for the new school drive.
Yeni okul yolu için harika parçalardan oluşan karışık kaset hazırladım.
It's my'80s mix.
Bu 80'ler karışık kasetim.
Oil and water, they don't mix.
Yağ ile su gibiler, bir araya gelemezler.
We love the mix of machines with voice.
makine ve ses karışımı.
We start with an exclusivity, a new mix of Paul, a partnership with Catalan FC and the sexiest singer in the world...
Sağ bir ayrıcalık başında : Pauls yeni bir başlık, Katalan FC ve seksi bir şarkıcı ile bir ikili,
It's a mix of house with disk.
Bir Sanat Evi, ama yön disko.
Look, um... Sorry for the mix-up.
Karışıklık için üzgünüm.
Yes, there was a bit of mix-up, but we're happy to have Florian staying with us.
Bir karışıklık oldu ama biz Florian'ın yanımızda kalmasından çok memnunuz.
Aren't you going to throw yourself into the mix?
- Kendin savaşmayacak mısın?
Never mix champagne, a balcony and five-inch stilettos.
Şampanya, balkon ve 12 santim ince topukluyu bir araya getirmeyin.
You add to that the cost of recording, mixing, mastering, marketing, promotion, he's in it for about two mil.
Kayıt, mix, dengeleme, pazarlama, tanıtım toplamda 2 milyon eder.
Don't mix them up.
Diğerleriyle karıştırma.
In France, power and affairs of the heart don't mix, especially involving an actress.
Fransa'da güç ve bilhâssa bir aktrisin dahil olduğu gönül işleri birbirine karıştırılmaz.
normally she's three times the price but because of this mix-up.
Normalde o fiyatın üç katıdır, ama bu karışık nedeniyle...
Well, maybe we'll mix up our Moo Shu Monday sometime
Şey, belki bir Moo Shu Pazartesini aynı tarihe ayarlar,
"Mix Lassi and coconut water."
"Lassi ve hindistan cevizi suyu karıştırın."
"we mix like beauty and honey."
"biz güzellik ve bal karışımı gibi."
Instead there's a mix of residues, a proportion of which are consistent with the underside of service vehicle - registration number NV54 OFT.
Onun yerine karışık bir takım kalıntı var. Bir kısmı servis aracı NV54 OFT'nin alt kısmının kalıntısını içeriyor.
Everything will be all right once they start to mix.
Birbirleriyle kaynaştıkça herşey yerine oturacak.
Well, it's incredible to see such a mix of people here tonight.
Bu akşam bu kadar çeşit insanı bir arada görmek harika birşey.
You throw the right Tibetan symbol into the mix, you dumb asses ever think the Thinman comes to life as a Tulpa?
Tibetan sembolünü kullanıp Thinman'i Tulpa olarak canlandırmak gibi aptalca bir şey mi düşünüyorsunuz?
Severe until you reach the sky mix incense and candles honest, lighter
Göklere ulaşana kadar, tütsüleri ve mumları karıştır daha saf ve daha hafif...
Emotions and freedom don't mix.
Duygular ve özgürlük birbirine karışmamalı.
- That's exactly what he wants, to force himself back into the mix. - Maybe we should talk to him.
- Belki de onunla konuşmalıyız.
Of course, it doesn't hurt to have a little Texas in the mix.
Tabii ki insanın içinde biraz Texas olmasından zarar gelmez...
Cher, I took down your entire company with about as much effort as it takes for me to mix myself a Rob Roy.
Tatlım, kendime Rob Roy kokteyli hazırlamak için harcadığım çabayla koca şirketinizi alaşağı ettim ben.
No, no, that's- - that's very nice, but I don't really like to mix business and living situations, and I think 5 %'s a little low.
Hayır, bu çok nazikçe. İş ve yerleşim durumlarını karıştırmak istemem. Ve % 5 biraz az.
I mean, why mix metaphors?
Mecazları niye bu kadar karıştırmış ki?
His mom made them, and they're the perfect mix of chewy and crunchy.
Annesi yapıyor,... pekmez ve gevreğin mükemmel karışımı.
Clippers game? DEA lab, chemical analysis. The substance found on the floor of Mateo's car... it's a proprietary mix of enzymes and bacteria used to treat septic systems, and it is unique to that industry.
Mateo arabasının katında bulunan madde... ve ve septik sistemleri tedavisinde kullanılan bakteriler enzimlerin tescilli blanding olduğunu bu sektörde benzersiz olduğunu.
Mix of morphine, codeine, gasoline and paint thinner.
Morfin, kodein benzin ve tiner karışımı.
Do you have anything to mix this with?
Bununla karıştırabileceğiniz bir şeyiniz var mı?
We really need something to mix this with.
Bunu hafifletmek için bir şeylere ihtiyacım var.
I'd invite you to stay for dinner, but I'm not very familiar with the traveler cuisine, although I'm sure it involves lots of trail mix and gruel.
Seni yemeğe davet ederdim ama gezgin mutfağına pek aşina değilim. Gerçi eminim bir sürü karışık çerez ile bulamaç içeriyordur.
I'd better not mix anymore.
Daha fazla karıştırmayayım.
We are far too damaged to remain together, less a family now than a volatile mix of ingredients.
Artık birlikte kalmak için çok fazla yara aldık bizden artık ailenin "a" sı bile olmaz.
You think, maybe, we should mix up them teams, right?
Ne dersin belki de takımları değiştirmeliyiz? Değil mi? Neden olmasın?
Mix some lemon juice with Vaseline, apply it every day.
Vazelinle limon suyunu karıştır her gün sür.
Mix it up. Then you become a four.
Karıştırsana.
But did the right mix of people get out?
Ama, doğru insan topluluğu mu çıktı?
That was a different mix.
Bu, diğeri için farklı bir miksti.
You'll always hear a different mix.
Her seferinde farklı bir miks olacak.
You'd have a clean shot to be in the mix in the next cycle.
Bir sonraki turda halkla birlikte iyi bir şansınız olabilir.
Mix and match.
İkisini karıştır ve gör.
A little mix-up.
Küçük bir yanlış anlaşılma.
It's taken a while to find the perfect mix.
Mükemmel karışımı bulmak biraz zaman aldı.
But Northend and 7th Street don't mix.
Ama Northend ve 7th Street anlaşmazlar.
There was just a mix-up.
Hiç olur mu öyle şey?