Mordred Çeviri Türkçe
196 parallel translation
Enter, Mordred.
Gel, Mordred.
You stayed behind in safety, Mordred.
Sen geride, güvende kaldın, Mordred.
In that case, you may withdraw.
O halde çekilebilirsin, Mordred.
I must perfect myself otherwise, but as for Mordred, he won't come to us, so we must go to him.
Başka bakımdan mükemmelleşmeliyim ; ama Mordred'e gelince, o bize yaklaşmıyor, bu yüzden biz ona gitmeliyiz.
Even Mordred dares.
Mordred bile cüret eder.
Mordred, let's make peace.
Mordred, barışalım artık.
Mordred, if I give you my right hand, will you refuse it?
Mordred, sana sağ elimi uzatıyorum, reddedecek misin?
Not only Agravain and Mordred gaze at that window.
Sadece Agravain'le Mordred değilmiş şu pencereyi gözleyen.
Mordred, you read my thoughts.
Mordred, düşüncelerimi okuyorsun.
Mordred, I order you to be silent.
Mordred, susmanı emrediyorum.
Mordred, admit that everything refutes you :
Mordred, herşeyin aleyhine olduğunu kabul et :
To challenge Mordred.
Mordred'e meydan okumaya.
You cheat, Mordred.
Hile yapıyorsun, Mordred.
Here is your scarf, which I found in Mordred's quarters.
İşte eşarbınız, Mordred'in odasında buldum.
And Mordred?
Ya Mordred?
Mordred stayed behind at the castle.
Mordred kalede konuşlanmış.
For Arthur, against Mordred!
Beni izleyin!
Mordred, my lovely, clever boy.
Mordred, benim sevgili, akıllı çocuğum.
Keep a distance, Mordred.
Yaklaşma Mordred.
Mordred bore my sins.
Mordred günahlarımı üstüne aldı.
All other knights of the dukedom have rallied to Mordred.
Bütün diğer şövalyeler Mordred'in saflarına geçti.
That is Mordred's army.
Mordred'in ordusu.
There are no war tricks that will fool Mordred and Morgana.
Mordred ve Morgana'yı kandırabilecek hiçbir savaş taktiği yok.
Lancelot and Arthur battled for a full day, finally defeating the evil Mordred.
"Lancelot ve Arthur bütün gün savaştılar ve sonunda kötü Mordred'i yenmeyi başardılar."
The inner city wasteland, once home to Philadelphia's finest, and most God fearing is now Mordred over by a self styled God.
Şehrin terk edilip harap olmuş bölgeleri birkez daha Philedelphia polislerinin meskeni olmuştu. Burada yaşayan Tanrı tanımaz yaratıkların en meşhuru ise...
Guinevere and Percival, even Mordred, all of them are dead.
Guinevere ve Percival, hatta Mordred, hepsi öldü.
If he hadn't sided with Mordred, with Lancelot out of the country... and Sir Gawain dead... the old wound... re-opened.
Mordred'i yanına çekmeseydi, ne Lancelot ülke dışına çıkabilirdi ne Sör Gawain ölürdü ne de eski bir yara yeniden açılırdı.
With our forces halved, we could not stand against Mordred, so...
Birliklerimiz yarı yarıya erimişti.
I met with Mordred at Camlan to arrange a truce... and buy time for Lancelot to return with reinforcements.
Mordred'e karşı koyamazdık bu yüzden Mordred'le barış görüşmeleri yapmak için Camlan'da buluştuk. Lancelot'a takviyelerle dönmesi için vakit kazandırmaya çalıştık.
We'd just finished our negotiations... when one of Mordred's knights saw an adder about to strike, so he drew his sword.
Görüşmeleri yeni bitirmiştik ki Mordred'in bir şövalyesi, bir yılanı öldürmek üzere kılıcını çekti.
I think we both know who Mordred is.
Sanırım ikimiz de Mordred'in kim olduğunu biliyoruz.
Mordred, stay!
İşte bu kadar!
My Lady Morgan... do you know why I'm here?
Leydi Morgan... Neden geldiğimi biliyor musunuz? Oğlum Mordred'a merhaba de.
I know that, but... I can live with it. Just as you have to live with the fact... that Mordred will be king.
Tıpkı Mordred'in kral olacağı gerçeğiyle yaşaman gerektiği gibi.
Mordred!
Merlin konuğumuz.
He could have been my star pupil, Morgan... but he proved... disappointing.
Gözde öğrencim olabilirdi, Morgan ama o... Hayal kırıklığı oldu. Ama sen olmayacaksın, değil mi Mordred?
It'll be years before Mordred can claim the throne... but I can wait.
Mordred'ın tahtı alması yıllar sürebilir ama ben bekleyebilirim. Zamanın benim için anlamı yok.
You know you're my favourite, Mordred... but you have to channel your aggression.
Biliyorsun, sen benim gözdemsin, Mordred ama saldırganlığını kontrol etmelisin. Arthur'a karşı.
Father! I'm your long lost son, Mordred.
Ben senin uzun zamandır kayıp oğlun Mordred'im.
You hear that Mordred?
Bizi görmeye bir büyücü gelmiş.
Say hello to my son, Mordred.
Efendi Mordred...
Hmm, that was rude, Mordred.
Bu çok kabaydı, Mordred. Ne istersen yapabilirsin ama kaba olmamalısın.
In the end... you... begot Mordred.
Sonunda Mordred'a sahip oldun.
No... that can never be!
Bu asla olmayacak! Mordred!
It's traditional to open it, first.
Mordred!
Mordred!
Bak kimler gelmiş!
But you won't... will you, Mordred?
Yakışıklı değil mi?
I've never really understood the phrase...
Oyuncaklar Mordred...
That's enough, Mordred.
Yeter, Mordred.
You're looking pale, Mordred.
Solgun görünüyorsun, Mordred.
you were being betrayed...
İhanete uğradın... Mordred!