English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ M ] / Mortality

Mortality Çeviri Türkçe

567 parallel translation
Look at any brain surgeon's mortality rate you'll find out just how unfunny it is.
Beyin ameliyatlarındaki ölüm oranlarına bak komik olmayan tarafı göreceksin.
How's the mortality rate these days?
Bugünlerde ölüm oranları nasıl?
" let us be mindful of our own frailties and mortality,
" ve faniliğimizin farkına varmamızı nasip eyle.
I had lived a blessed time for, from this instant, there's nothing serious in mortality :
Çünkü bundan sonra benim için, herşey boş artık bu yalan dünyada.
I'm happy to say that in this hospital... the mortality rate has been less than three percent.
Sizlere şunu söylemekten mutluluk duyarım ki hastanemizde ölüm oranımız % 3'ten daha azdır.
Infant mortality was very high in the northeast of Brazil.
Brezilya'nın kuzeydoğusunda bebek ölümleri çok fazlaydı.
They've reduced the mortality rate.
Ölüm oranını azalttılar.
His looks tell more than any church-had sermon about the mortality of man.
Görünüşü fanilik hakkında bir kilise vaazından daha etkili olur.
They say the infant mortality rate is decreasing, but... Babies die so easily from colds and diarrhea.
Çocuk ölümlerinin azaldığını söylüyorlar ; ama çocuklar hala soğuk algınlığından kolayca ölebiliyorlar.
And about yourself and your own mortality.
Kendini ve ölümlü olduğunu düşünürsün.
What's the matter, Colonel, your mortality rate gone up?
Neler oluyor Albay? Ölüm oranlarınızda artış mı var?
I guess when a man makes out a policy or takes out his last will, it's only natural to think about mortality.
Sigorta poliçesini imzalarken ya da vasiyetnameni yazarken... ölümlülük hakkında düşünmek doğal olsa gerek.
Your friends have a high mortality rate, Frank.
Arkadaşlarının ölüm oranı yüksek Frank.
There is nothing serious in mortality.
Hiçbir şey için yaşamaya değmez artık.
They keep their poverty, illiteracy... infant mortality a thousand other problems.
Sefalet, cehalet, çocuk ölümleri ve binlerce sorunla uğraşıp dururlar.
And I'm thinking here particularly Of heart of midlothian and old mortality, for example- -
Burada özellikle kastettiğim Heart of Midlothian ve Old Mortality mesela.
But they were middle-aged, too conditioned to mortality.
Ama orta yaşlardaydılar, ölümlülüğe fazlasıyla koşullanmışlardı.
If there's a detonator behind any of them... I'll be suddenly shocked by my own mortality.
Cıvataların arkasında bir tetikleyici varsa ölümümle aniden dehşete düşeceğim.
I need some answers. "Mortality rates, antiserum?"
- Ölüm oranı, panzehir...
And Traunitz... says this person helps... to prove the mortality of the soul.
Ve Traunitz de bu kişinin, ruhun ölümsüzlüğünü kanıtlamaya yardımcı olduğunu söylüyor.
A preoccupation with my own mortality.
Kendi ölümümle ilgili endişeler.
It's very disconcerting to me, too, but, you know, the mortality rate in this business is unbelievable.
Benim için de şaşırtıcı, ama bu meslekte ölüm hızı inanılmaz.
At the turn of the century, the infant mortality rate stood at a staggering 34 percent.
Yüzyılın sonunda, bebek ölüm oranı yüzde 34'ü bulmuş durumda.
These may not sound unduly high figures, but nationwide they represent a chilling 15 to 20 percent increase - in the mortality rate. - Harvey...
Rakamlar çok yüksek görünmeyebilir... fakat bebek ölüm oranları ülke çapında yüzde 15 - 20 oranında... artmış durumda.
It really is quite inaccurate to speak of a 20 per cent rise in the infant mortality rate index.
Bebek ölüm oranlarındaki yüzde 20 artış... tamamen yanlış.
First of all, the capacity to choose what is most understandable in this subject... mortality.
13 00 : 42 : 00 : 13 Birincisi, 19 00 : 42 : 03 : 18 Seçilen kapasite... 12 00 : 42 : 08 : 20 konuda en iyi anlaşılan şey... 18 00 : 42 : 11 : 24 ölümlülük.
The malfunctions I've been experiencing have made me acutely aware of my, uh, shall I say, mortality.
Geçirmiş olduğum arızalarla yaşamak benim bir şeyi fark etmeme sebep oldu nasıl desem, ölümlülük.
I think your father has just faced his mortality.
Sanırım baban ölmek üzere olduğunu düşünüyor.
The proletarian infant mortality rate has dropped by 12 percent.
Proleter bebek ölümleri % 12 azaldı.
the improvement was so marked that the mortality grossly decreased in the concentration camp.
... öyle belirgin bir değişim yaşanmıştı ki ölüm oranları oldukça düşmüştü.
And also it was not really a very comfortable life, because they were cramped, and, from the first 4,000 people during the first six months, the mortality was about a thousand.
... çok geçmeden çocuklar orada tiyatro yaptılar. Sıkışık durumda olduklarından rahat bir hayat değildi.
And I... I noted that the rate of the police mortality is just...
Ve farkettim ki polis ölüm oranları...
Our mortality fail-safe has probably been overridden.
Ölüm-engelleyici sigortalarımız da büyük ihtimalle geçersiz kılınmıştır.
The mortality fail-safe has been circumvented. He could've killed me.
Ben ölüm-önleyici sigortaların devre dışı kaldığına inanıyorum.
The mortality rate is high and it's very painful.
Ölüm oranı çok yüksek ve de çok acılı bir yöntemdir.
Oh, dear, this high infant mortality rate's a real devil when it comes to staging quality children's theatre.
Tanrım, kaliteli çocuk tiyatrolarını sahneye koymaya gelince iş bu yüksek bebek ölümü oranları tam başa bela.
The cardiac-replacement procedure, it has a very low mortality rate.
Kalp nakli operasyonlarının çok düşük bir ölüm oranı vardır.
It is a test of bravery, of one's ability to look at mortality.
Bu bir kahramanlık sınavı, kişinin ölümle yüzyüze gelebilme yeteneğini sınar.
You said,'Man must root out the idea of God and accept mortality, with no hope of resurrection.
İnsandan Tanrı fikrini kökünden sökmeli, diyen sendin. ÖIümlü olduğumuzu, dirilemeyeceğimizi, kabul etmeliyiz, demiştin.
We must be born with an intuition of mortality.
Ölümlülük iç güdüsüyle doğmuş olmalıyız.
Had the lowest mortality stats in hospital.
Hastanedeki en düşük mortalite oranına sahip.
Any case, the mortality from snakebites is only 3-10 %.
Her durumda, yılan sokmasından ölüm oranı sadece yüzde 3 ile 10 arasında.
Each man alone, mortality their only companion, confronting each other in battle like ancient gladiators, like gods!
İkisi de yalnız, fanilik tek dostları. Eski gladyatörler gibi, tanrılar gibi savaşta hesaplaşacaklar.
But in the case of our beloved founders, Cicely and Roslyn, it was that two-fisted cross-dresser Mortality who did the damage.
Ama sevgili kurucularımız, Cicely and Roslyn'in durumunda bu hasarı veren, iki yumruklu, karşı cins kıyafetleri giyen Ölümlülük'tü.
You know, funerals always make me think about my own mortality and how I'm actually gonna die someday.
Cenazeler her zaman bana kendi faniliğimi hatırlatır ve bir gün nasılsa gerçekten öleceğimi.
Just you and mortality... nose-to-nose.
Sadece sen ve ölüm... burun buruna.
- Am I losing you on these mortality rates, Congressman?
Bu ölüm oranlarını anlayabiliyor musunuz kongre üyesi?
The United States is last among 20 industrialised societies in infant mortality. That's a scandal of American capitalism.
Kısmen az-çok eğitimli olan nüfusun belki de yüzde 20si karar vermede rol oynar.
With a 100 % mortality rate.
Sonu yüzde yüz ölümle biten hem de.
"I am man", our greatest dread has always been the knowledge of our own mortality.
En büyük korkumuz, öleceğimizi bilmek olmuştur.
I-I just think when you see a life end, it's a natural time to... think about your own mortality. It is not. No, it isn't.
Hayır, değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]