Mr holmes Çeviri Türkçe
1,343 parallel translation
[Chuckles] look, i'll be straight with you, mr. Holmes.
Bakın sizinle açık konuşacağım, Bay Holmes.
Oh, mr. Holmes. Inspector foxborough.
Bay Holmes, Müfettiş Foxborough.
Yes, mr. Holmes.
- Evet, Bay Holmes.
No, sir. I assumed mr. Holmes was here at your invitation.
Bay Holmes'ün sizin davetinizle geldiğini sanıyordum.
A telegram for you, mr. Holmes.
Size bir telgraf var Bay Holmes.
I couldn't commit this to a telegraph, mr. Holmes.
Bunu telgrafla bildirmek istemezdim Bay Holmes.
There's more, mr. Holmes.
Dahası da var Bay Holmes.
Just you get yourself off and out of here, mr. Sherlock holmes.
Buradan gidin Bay Sherlock Holmes.
I have seen him again, mr. Holmes.
Onu tekrar görüyorum Bay Holmes.
Mr. Holmes, sir charles would like to see you.
Bay Holmes. Sör Charles sizinle görüşmek istiyor.
It is fortunate for you, mr. Holmes, that the dock guard was so diligent.
Sizin şansınıza Bay Holmes, liman bekçisi işine düşkün biriymiş.
- I will not be swayed, mr. Holmes.
- Aklımı çelemeyeceksiniz, Bay Holmes.
Mr. Holmes,
Bay Holmes.
Now, he'll be released into your custody, mr. Holmes.
Onu sizin gözetiminize bırakıyoruz Bay Holmes.
Mr. Holmes, my advice to you is that you take him home... And you see that he's not let get into any more mischief.
Bay Holmes, size tavsiyem onu eve götürmeniz ve daha fazla haylazlık yapmasına engel olmanız.
Mr. Holmes. Good.
Bay Holmes.
She trustedyou, mr. Holmes.
Sana güvenmişti Bay Holmes.
- Gentlemen. Mr. Holmes.
- Beyler Bay Holmes.
You have me at a disadvantage, mr. Holmes.
Avantajımızı kaybettik Bay Holmes.
You would be wise, mr. Holmes, To resist the temptation to condescend.
Düzgün konuşun Bay Holmes küçümseyici tavrınızdan vazgeçin.
You must forgive me, mr. Holmes.
Beni bağışla Bay Holmes.
An indiscretion, mr. Holmes.
Kara iftira Bay Holmes.
It remains for you to prove these allegations, mr. Holmes.
Geriye bu suçlamaları ispat etmek kalıyor Bay Holmes.
You accuse, But it is proof we need, mr. Holmes.
Suçluyorsunuz ancak bizim delillere ihtiyacımız var Bay Holmes.
Very well, mr. Holmes.
- Pek âlâ Bay Holmes.
You know what you risk, mr. Holmes.
Riskleri biliyorsunuz Bay Holmes.
The night after her meeting with you, mr. Holmes, she died.
Sizinle görüşmesinin ertesi gecesi Bay Holmes, öldü.
Well, mr. Holmes. Remember you have promised to keep your silence.
Bay Holmes sessizliğinizi koruyacağınıza dair söz verdiğinizi unutmayın.
It was good of you to share your insights, Mr.Holmes.
Öngörülerinizi bizimle paylaşmanız çok güzel, Bay Holmes.
Thank you for your time, Mr.Holmes.
Vaktinizi aldık, teşekkürler, Bay Holmes.
There's no mention of a Mr.Holmes but since we don't know where he is, we can't question him.
Bay Holmes'un da ülkeye girişi hakında bir bilgi yok. Şimdi başka bir isim kullanıyor olabilir fakat onun nerede olduğunu bilmediğimizden, ona soru da soramayız.
- I see Mr.Holmes called.
- Geçen gece Bay Holmes aramış.
I'll call Mr. Holmes tonight.
Bay Holmes'ü gece arayacağım.
I think, Mr. Holmes, that I should take him out.
Sanırım, Mr. Holmes, onu dışarı atmalıyım.
Mr. Holmes?
Bay Holmes?
I'm sorry to disturb you, Mr. Holmes.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm Bay Holmes.
Well, that's part of the problem, Mr. Holmes, the bird is not mine.
İyi ama bir problem var Bay Holmes, bu kuş benim değil.
Both of which I would willingly have returned to their rightful owners, Mr. Holmes, but the truth is, I didn't know how.
Her ikisini de gerçek sahiplerine geri vermeyi gerçekten istedim Bay Holmes, fakat gerçek şu ki nasıl yapacağımı bilemedim.
Anyway, as I say, I discussed the matter with the good lady, and we decided that I would bring both the goose and the hat to you, Mr. Holmes, seeing as how even the slightest of problems is of interest to you in your particular line of occupation.
Her neyse, söylediğim gibi, bu konuyu sevgili eşimle tartıştık ve sizin mesleğinizin bir özelliği olarak en önemsiz görünen problemlerin bile dikkatinizi çektiğini bildiğimizden bu kazı ve şapkayı size getirmeye karar verdik, Bay Holmes.
I hope you don't think I'm wasting your time, Mr. Holmes.
Umarım zamanınızı aldığımı düşünmüyorsunuzdur, Bay Holmes.
Well, if you think I should, Mr. Holmes.
Pekala, siz böyle düşünüyorsanız bunu almalıyım, Bay Holmes.
Well, if that's all right, Mr. Holmes.
Pekala, herşey yoluna girdiyse, Bay Holmes.
Mr. Holmes, the goose, the goose, Mr. Holmes.
Bay Holmes, kaz, kaz, Bay Holmes.
For God's sake, Mr. Holmes, have mercy.
Tanrı Aşkına Bay Holmes, merhamet edin.
Oh, don't - don't bring me to court, Mr. Holmes.
Oh, yapmayın - beni mahkemeye vermeyin Bay Holmes.
I'll fly, Mr.Holmes.
Kaçacağım, Bay Holmes.
I did what she said, Mr. Holmes, and I carried the bird to my pal, we got a knife, and we opened it up, my heart turned to water, there was no sign of the stone, and I knew some terrible mistake must have occurred.
Onun söylediğini yaptım Bay Holmes ve bir arkadaşıma götürdüm, bir bıçak aldık ve onu açtık, o anda kalbim durdu, taştan hiç iz yoktu, ve çok korkunç bir hata yapmış olduğumu anladım.
And this will be Mr. Holmes?
Ve bu bay Holmes olmalı?
You see how much we need your help, Mr. Holmes.
Yardımınıza ne kadar ihtiyacımız olduğunu görüyorsunuz Bay Holmes.
Mr. Holmes, how is Nancy?
Bay Holmes, Nancy nasıl?
Mr. Sherlock Holmes.
- Sherlock Holmes.