Muster Çeviri Türkçe
481 parallel translation
Your Highness, sir, I could muster an army and surround Sherwood.
Majesteleri, bir ordu toplayıp Sherwood'u kuşatabilirim.
Muster the gun crew!
Silahı emniyete alın. Sizlerde çavuşa katılın.
I suppose I'll start studying again after they muster me out.
Terhis edildikten sonra sanırım bunun için tekrar çalışacağım.
Who said they'd muster you out?
Terhis edileceğini kim söyledi?
But it ain't a cook's place to muster no hands.
Bunu bir aşçı yapamaz efendim.
- Well, fall in the crew at once. - Muster the crew!
Derhal, sıraya girmelerini söyle.
Muster a repair party.
Tamir için bir ekip kur.
If men of war start to use them to muster up courage, it means that it's all really over.
Askerler savaşma cesaretlerini bulmak için onları kullanıyorlarsa bu iş gerçekten bitmiş demektir.
Muster on the flight deck for inspection!
Yoklama için güvertede toplan!
The workers of Elephant Walk muster every morning at 6 : 00.
Fil Yolu'nun işçileri her sabah 6'da toplanır.
I shall accept my fate with as much good grace as I can muster.
Kaderime elimden geldiğince, içtenlikle razı olacağım.
Well, go muster men.
Pekâlâ, git o zaman, adamlarını topla.
Come, muster men.
Git, askeri topla.
Please it your majesty to give me leave, I'll muster up my friends and meet Your Grace... where and what time Your Majesty shall please.
Şimdi majesteleri bana izin verirse, hemen gidip adamlarımı toplar, siz efendimiz nereye ve ne zaman arzu buyururlarsa getiririm.
Well, do I pass muster?
Evet, sınavı geçtim mi?
Mr. Murdock, you will muster the passengers.
Bay Murdoch, siz yolcuları bir araya getirmekle görevli olacaksınız.
Press gang muster on the jetty.
Asker toplama bölüğü mendirekte toplansın.
Muster on the forecastle.
Baş kasarasında toplanın.
Muster on the gun deck.
Top güvertesinde toplanın.
Muster all hands, if you please.
Herkesi toplayın lütfen.
- All hands muster aft!
- Herkes kıçta toplansın!
Watch below, muster for grog on the upper deck!
Aşağıdakiler, içki almak için üst güvertede toplanın.
If you don't pass muster in New York State... you don't pass muster anyplace else.
New York eyaletinde teftişi geçemezsen... hiçbir yerde geçemezsin.
Muster your men, captain.
Adamlarını topla!
After the RSM's testified that I'm useless as a prison officer, followed by every screw he can muster and Williams and...
Başçavuşun cezaevi subayı olarak benim işe yaramaz olduğuma dair ifadesinden sonra bulduğu her gardiyan ve Williams- -
Mmm, we need every man and woman we can muster Vicki, why?
Mmm, Toplayabildiğimiz her adam ve kadına ihtiyacımız var Vicki, neden?
Muster some of that courage.
O kadar cesur toplayabilecek.
Answer to muster!
İçtima.
And he'll need as many good men as he can muster'cause he's got to ride hellbent for Willow Creek to capture Bennett's Raiders.
Toplayabildiği kadar, iyi adam toplayıp,... Bennet'ın Haydutları'nı yakalmak için çok acele Willow Creek'e gelsin.
No, I can barely muster the strength to stand.
Hayır, ayakta duracak gücü zor buluyorum kendimde.
First platoon ready for muster, sir.
Birinci müfreze içtima için hazır komutanım.
You certainly passed muster in Sydney.
Sydney'deki içtimadan geçmişsin.
Let's muster up some courage.
Biraz cesaretimizi toplayalım.
It was a strange attitude to hold when you look, with whatever objectivity that one can muster, at what the real results of the war were.
Savaşın gerçek sonuçlarına baktığınızda herhangi birinin bakabileceği bir tarafsızlıkla bakıldığında takınılan bu tutum tuhaftı.
On the advice of the best military minds I could muster,
Toplantı yaptığım en usta askerlerin tavsiyesi üzerine...
- Muster rescue party.
- Kurtarma ekibi toplasın.
Muster up.
Toparlanın.
Then, closing the door quickly, she pushed on it with all the force she could muster
Sonra, hızla kapatırken, var gücüyle yüklendi kapıya.
- Is that all you can muster?
- Özür mü? Tek yapabileceğin bu mu?
We'll muster out in a few centons and begin policing the area.
Birkaç dakika sonra buradan çıkıp mıntıka temizliğine başlıyorsunuz.
Fine time you pick to go off - right in the middle of the bloody muster.
İyi zaman seçmişsin - kahrolası yoklamanın tam ortasında.
Fall in for muster. Move it!
Yoklama için sıraya gir.
You'd better stop worrying about what happened to Hulka... and start worrying about how you're going to pass muster at graduation.
Hulka'nın başına gelen için üzülmeyi bırakıp yemin törenindeki gösteriyi nasıl yapacağınızı düşünmeye başlayın.
We're gonna muster in front of the motor pool at 0600!
06 : 00'da araç parkı önünde içtima var! Anlaşıldı mı?
- Muster the men in the quad.
Adamları alanda topla. Emredersiniz, efendim.
But today we'll muster our strength and enjoy ourselves.
Ama bugün, gücümüzü toplayacağız ve keyfimize bakacağız.
With as much dignity as he could muster... the old man gathered up the sad remains... of his shattered major award.
İhtiyar adam, olabildiğince sakin olmaya çalışarak paramparça haldeki ödülünden kalanları toplamıştı.
Commander, return immediately with as many troops as you can muster.
Kumandan, toplayabildiğin kadar askerle derhal geri dön.
It'll take more than Nick can muster to break the bond between a mother and her first-born offspring.
Nick'in, bir anne ile ilk doğurduğu çocuğun arasındaki bağı koparmak için çok ekmek yemesi lazım.
These haircuts wouldn't pass military muster!
Bu saç şekilleri teftişten geçemez!
- You saw the muster yesterday.
Dünkü içtimayı gördünüz.