My date Çeviri Türkçe
3,133 parallel translation
Yep, Jake's my date.
Evet, Jake benim kavalyem.
Me especially, after my date with Michael Swift.
Özellikle de ben, Michael Swift'le randevumdan sonra.
Because I have to be 26 for my date.
Neden böyle konuşuyorsun? Çünkü 26 yaşında olmalıyım.
I gotta finish my makeup - for my date.
Makyajımı bitirmem gerek
First, it's a ride. Next thing you know, you're slow dancing, and my date is dead in my arms.
Önce bu bırakma gelir sonra bir bakmışsın yavaş tempo dans ediyorsunuz, sonra eşim kollarımda ölüverir.
Be my date.
Eşim ol.
Behind the caviar, the truffles, and my date with Scarlett Johansson.
Havyarların, trüf mantarlarının ve Scarlett Johanson ile randevumun hemen ardında.
Well, my date's date showed up.
Şey, flörtümün flörtü geldi.
My date with Cody.
Cody ile randevum için.
Um, I-I should get back to my date.
Ben de randevuma geri döneyim.
Uh, speaking of which, I've addressed your bug report on my date planning.
Bu arada, senin hata raporunu bu akşamki planımda düzelttim.
Will you be my date?
- Evet. Kavalyem olacak mısın?
Yes, Andrew, why are you bothering me on my date with your hot assistant?
Buyur Andrew, neden seksi asistanınla randevumu bölüyorsun?
You can be my date.
Eşim olabilirsin.
Seriously, I had no intention of going out on a date that my mother set up for me but then I checked you out online and I thought... wow.
Ciddiyim, annemin bana ayarladığı bu randevuya çıkmak gibi bir niyetim yokdu. Ama internette sana baktım ve... vay canına dedim.
And the cost of all my timber you have cut to date you will lose.
Davayı kaybedeceksiniz.
She found out my birth date and told me that, according to Celtic astrology, my tree is the pine tree.
Doğum tarihimi öğrenmiş ve bana dedi ki, Kelt astrolojisine göre, ağacım çam ağacıymış.
♪ Fringe 4x09 ♪ Enemy of My Enemy Original Air Date on January 20, 2012
Sezon 4, Bölüm 9 Düşmanımın Düşmanı
Please don't date my teacher.
Tamam. Yaptım.
So now what I need you to do is go to my calendar thing, please, and let's find a date where this would have happened.
Pekala, şuan yapmanı istediğim şey... ajandama ulaşman ve... bu teklifin gerçekleştiği bir tarih bulman.
But this is my first dinner date, usually it's just for drinks.
Ama bu ilk yemek randevum. Genelde içmek için olur.
I have a date every night this week. It`s getting hard to schedule because of all the responses. I have a date with one of my two responses.
Bu hafta her gece biriyle randevum var Çok cevap var yoğun olucam 2 cevap verenle randevum var
Yes, daddy. Just before our date he should meet my gay lover.
Evet baba.. randevularım gay aşığımla tanışmasın da
You`re going on a date with my friend Peter next Thursday. You`ll love it. He is a font of information.
Haftaya perşembe arkadaşım Peter la çıkacaksın.. bayılacaksın
We're going shopping to pick out my dress to be your date at Ryan's wedding.
Ryan'ın düğününde senin yanında giyecek elbise almak için alış verişe gideceğiz.
I just got back from my first date with Ariel.
Güzel. Ariel ile ilk randevumdan geliyorum.
Date below my station?
Benden çok aşağıda biriyle mi çıkayım? Hayır.
It was... it was my first date with Annie.
Bu... Bu benim Annie ile ilk randevumdu.
- So I saw my buddy's date was drunk, I told him, "ask her when she's sober."
Arkadaşımın çıktığı kızın sarhoş olduğunu gördüm ona "kıza ayık olduğunda sor" dedim.
If my kids were born with an expiration date,
Eğer çocuklarım son kullanma tarihiyle doğmuş olsaydı ben.
Because I am past the point in my life where I hope every date will flower into a meaningful relationship. I have had husbands and boyfriends, and they've brought me nothing but heartbreak and pain.
Her buluşmada çiçek beklediğim anlamlı ilişkileri geride bıraktım kocalarım ve erkek arkadaşlarım oldu ve bana kırık kalp ve acıdan başka bir şey vermediler
I am processing the information about my wife in my own time, thank you very much, and it is perfectly within reason for me to attend my own daughter's wedding without a date.
Hayatım boyunca, karım hakkındaki bilgileri sindiriyorum, Çok teşekkürler, ve kızımın düğününe randevum olmadan gitmem, tamamen makul bir durum.
my mom won't let me date till I'm 15.
Annem 15 yaşıma gelene kadar kimseyle çıkmama izin vermiyor. Olamaz.
That's not what I had in mind for my first date.
Kafamda kurduğum ilk randevu böyle değildi.
my mom won't let me date.
Annem göndermeyecek.
My costume needed a date.
Kostümüme bir eş gerekiyor.
Sloane, I would let you date one of my ex-boyfriends.
Sloane, ben olsam eski sevgililerimden biriyle çıkmana izin verirdim.
I don't date my clients or ex-cons.
Müvekkillerimle ve eski mahkumlarla çıkmıyorum.
I almost canceled our date tonight, but then I realized I've still got one good thing left in my life.
Neredeyse buluşmamızı iptal edecektim, ama düşündüm de... hayatımda kalan tek güzel şey sensin.
Uh, he... used to date my friend, Char, and broke up with her out of the blue, and, uh... didn't show up for my birthday party two Saturdays ago, so...
Uh, o... eskiden arkadaşım Char'la çıkardı, ve bi anda ondan ayrıldı ve, uh... iki hafta önceki doğum günü partime gelmedi, bu yüzden...
All my dad knows is the name and address of the inventor and the date it was sent in 20 years ago.
Babamın tek bildiği mucitinin adı ve adresi. Başvuru 20 yıl önce gönderilmiş.
You want to date my ex-wife?
Eski karım ile çıkmak mı istiyorsun?
You know, like in my sleep, on a date.
Uykumdayken, bir randevudayken.
What's odd! Is you wanting to date my mother!
Tuhaf olan annemle çıkmak istiyor olman.
You have to not date my mother.
- Annemle çıkmamak zorundasın.
Anyways, with you blabbing about my curvy spine, I'm never gonna get another date again, so you're stuck with me.
Her neyse, seninle eğri omurgam hakkında gevezelik ettiğim için artık başka kimseyle de çıkamam, o yüzden senin başına kaldım.
That happens to be my assistant, and it's completely inappropriate to date her.
O benim asistanım ve onunla çıkmak tamamen uygunsuz olur.
And I can't go out with her, because it's basically a date masquerading as work. And she is my assistant.
Onunla çıkamam çünkü iş kılığında bir randevu bu ve o benim asistanım.
I don't have to ; my rule is that I won't date my assistant.
Gerek yok. Benim kuralım asistanımla çıkmayacağım yönündeydi.
I got a date with my running shoes right now before my first consult at Holt.
Benim de Holt'daki toplantımdan önce koşu ayakkabılarımla bir randevum var.
I, John William Stackhouse in reference to our binding agreement on this said date do grant Mr. M. Warlow my first fae-bearing female heir.
"Ben, John William Stackhouse..." "... sözü geçen tarihteki anlaşmamıza binaen... " "...
date 423
dates 147
dateline 28
dated 37
date night 47
date of birth 94
my darling 1220
my dad 790
my daughter 1016
my daddy 57
dates 147
dateline 28
dated 37
date night 47
date of birth 94
my darling 1220
my dad 790
my daughter 1016
my daddy 57