My money Çeviri Türkçe
16,210 parallel translation
I've also put enough of my time and my money into this.
Hem bu iş için param da var zamanım da.
You squandered money, my money too.
Benim param da dahil tüm parayı.
Any luck in finding my money?
Paramı bulma şansımız var mı?
Maybe I'll find my money over there.
Belki paramı orada bulurum.
Last week, I got robbed twice and got my ass beat by the second robber for giving all my money to the first.
Geçen hafta iki kez soydum Ve ikinci soyguncu tarafından kıçımı dövdüm Tüm paramı ilkeye verdiği için.
I want my bike back and I want my money.
Motorumu ve paramı istiyorum.
Am I getting my money tonight?
Bu gece paramı alacak mıyım?
Where the fuck is my money?
Param nerede bok? !
And you, you know where my money is, don't you?
Ya sen, Paramın nerede olduğunu biliyorsun, Değil mi
It's my money.
Bu benim param.
♪ And even when the answer's "no" or when my money's running low
Cevap hayır olsa bile Cebimde metelik kalmasa bile
My money paid for his first campaign, did you know that?
Kampanya bütçesini ben ödedim, biliyor muydun?
Plus, that fucker took half my money, and I did all the work.
Ayrıca işin tamamını ben yapmama rağmen o puşt paramın yarısını aldı.
Not only my money, you want my glory, too.
Sadece paramı değil, benim de zaferimi istiyorsun.
You messing with my money right now.
Paramla oynuyorsun.
She spends all her time down the Institute, day and night, spending'all my money on courses.
Tüm vaktini gece, gündüz demeden Enstitü'de geçirir. Paramın hepsini kurslara yatırır.
Then why is my money floating away?
O hâlde neden param uzaklaşıp gidiyor?
Yo, where's my money, bitch?
Param nerede, sürtük?
I'm gonna set all of my money aside.
Bütün paramı ayıracağım.
Why don't you take my money?
Neden paramı almak değil mi?
Where the fuck's my money?
Param nerede?
That's my money, all of it.
O benim param, hepsi benim.
I lost my money.
Paramı kaybettim.
Oh, by the way, before I forget, do you have my money?
- Unutmadan, paramı alabilir miyim?
- Get the fuck out of there. I just want my money.
- Gel lan buraya, paramı istiyorum.
Give me my money.
Paramı ver lan.
My money in bags.
Param çantalarda durur.
Where's my money?
Param nerede?
And go fetch my money.
Sonra da paramı getir.
Then you just want my money for yourself, don't you?
Parayı kendin için istiyorsun, değil mi?
- This is my food money for the next week.
- Bu, önümüzdeki haftanın yemek parası.
My dad gave me some money.
Babam bana biraz para vermişti.
Well, I got the money right here in my hand.
Para şu an elimde var.
He's gonna be, like, where'd all the money in my checking account go?
"Cari hesabımdaki para nereye gitti ya?" diyecek.
Money's tight, bro. Put all my bread in the shop.
- Para çok sıkı dostum Bütün ekmeğimi dükkana koy.
You can't talk to me like that and take my money.
Benimle bu tonda konuşma, paramı alacaksın sonuçta.
I know how much money's in my wallet.
Cüzdanımda ne kadar para olduğunu biliyorum.
And my father, your grandfather, in his infinite genius decided to stash his money, but he forgot to tell anyone where it was.
Ve babam, senin deden o bitmez tükenmez zekâsıyla, parasını zulalamaya karar verdi ama nereye zulaladığını söylemeyi unuttu.
When I was about your age I stole a bunch of money from my dad and I went to see the world.
Senin yaşlarındayken babamdan biraz para çaldım ve dünyayı görmeye gittim.
You'll have more money in a year from now than I'll have in... all my lifetimes.
Benim ömür boyu kazanacağımdan, daha fazla paran var.
Yeah, money is important to me but, only enough to take care of my mom and I don't have to put up with those Steinbrenner kids.
Evet, para tabii ki önemli, anneme bakabilmem için. Orada yönetici çocuklarıyla uğraşmak istemem.
Conner's music may not be what I listen to in my free time, but it seems to make so many people money.
Conner'ın müziği boş zamanlarımda dinlediğim türden olmayabilir ama bir sürü insana para kazandırıyor.
My parents'sole priorities are money and power.
Ailemin önceliği para ve güçtür.
- It's my father's money.
- Para babama ait.
My company spends so much money here.
Firmam burada epey para harcıyor zaten.
And my father didn't leave me as much money as everybody thinks, so I couldn't pay you more than a hundred and fifty.
Ve babam bana herkesin düşündüğü kadar fazla para bırakmadı. Bu yüzden sana yüz elliden fazla ödeme yapamam.
My son's sick, so my wife couldn't make it to put money in my account.
Oğlum hasta. O yüzden karım hesabıma para yatıramadı.
Oh, let's be honest. At this point in my career, I'm only doing it for the money anyway.
Kariyer açısından düşünürsek sadece para kazanmak için yapıyorum hepsi o.
My intentions are right, but I am short of money.
Niyetim doğru ama param tam değil.
I need my rent money.
Kiramı ver lütfen.
Where's... my... money?
Param nerede?
money 2165
moneypenny 26
money talks 25
money first 26
moneybags 16
money isn't everything 29
money problems 28
money laundering 67
my mother told me 18
my mom 557
moneypenny 26
money talks 25
money first 26
moneybags 16
money isn't everything 29
money problems 28
money laundering 67
my mother told me 18
my mom 557