My personal favorite Çeviri Türkçe
178 parallel translation
Now this one happens to be my personal favorite.
İşte, kişisel favorim.
Doctor, everybody says that about their pork- - from bridges to nowhere to, my personal favorite, livestock museums.
Çünkü herkes kasılmaları olduğunu söylüyor. Bilmiyoruz. Bu o mu?
AND THEN THERE'S MY PERSONAL FAVORITE, THE MALE EGO.
Ve sonra da benim kişisel favorim olan erkek egosu yer alır.
Two minutes for slashing, two minutes for hooking... and let's not forget my personal favorite... two minutes for high-sticking.
İki dakika kamçı için, iki dakika asılı kalmak için... ve tabii ki benim favorimi de unutmak yok... iki dakika yükseğe yapıştırma için.
AND MY PERSONAL FAVORITE, DEATH!
ve benim kişisel favorim, ölüm.
IT'S A PUTRID PLAYLET ABOUT MY PERSONAL FAVORITE SPORT -
Hikayemiz en sevdiğim spor dalıyla ilgili iğrenç bir öykücük.
This one's my personal favorite.
Benim favorim işte bu.
It's my personal favorite.
Bu benim favorimdir.
But my personal favorite would have to be that we had to invent the helmet.
Ama benim favorim kaskı icat etmek zorunda kalmamızdır.
My personal favorite.
Benim kişisel favorim.
And below these contestants my personal favorite : A watery grave.
Ve yarışmacıların altında... benim en çok sevdiğim... su mezarı var.
Go for Bunduraku, which is my personal favorite.
Şeye gideriz... Bundursku'ya, benim favorimdir.
That's my personal favorite.
Bu benim favorim!
That was my personal favorite played especially for all you little bitty pretty ones moving and grooving on this sunny afternoon.
Bu, en sevdiğim şarkılardan birisiydi, özellikle minik dinleyicilerimiz için bu güneşli ve hareketli öğleden sonrasında çaldım.
You heard from Massive Attack, Public Enemy, Morphine, that's my personal favorite, and Duane Eddy's twangy guitar.
Massive Attack'i, Public Enemy'yi, favorim Morphine'i ve Duane Eddy'nin müthiş gitarını dinlediniz.
I mean, taming unchecked aggression, that was my personal favorite.
Benim şahsi favorim, kontrolsüz saldırganlığı ehlileştirmek.
My personal favorite.
Şahsi favorim.
I'm not ashamed to admit that it's my personal favorite.
Kendisinin favorim olduğunu söylemekten çekinmiyorum.
The helmet is my personal favorite.
Kask benim kendi favorimdir.
[Clears Throat] The section now illuminated is the floating point unit... one of my personal favorite units.
Şu an aydınlatılan bölüm gezer nokta birimidir... Benim en sevdiğim birimlerden birisidir.
My personal favorite was the Freudian with the prostate problem.
Benim favorim prostat sorunu olan Freud'cu psikiyatristti.
Tawny Madison, my personal favorite, Gwen DeMarco!
Tawny Madison, benim en sevdiğim, Gwen DeMarco!
My personal favorite.
En sevdiğimden.
you had a dental emergency, your aunt died-again, and my personal favorite, from this idiot, you were detained by the sector police for practicing witchcraft.
Acil bir diş tedavin mi vardı, yoksa en favori nedenin olan teyzen yeniden mi öldü? Ya da bundan daha aptalcası, sektör polisleri seni büyücülük yaptığın için alı mı koydu?
I mean you got your human-sized Phantoms, and your creepy caterpillary Phantoms and your flying Phantoms and let's not forget my personal favorite the big, fat, giant Phantoms.
İnsan boyundakiler, tüyler ürperten tırtılımsı Fantomlar uçan Fantomlar ve favorim iri, dev Fantomlar.
Maybe I can suggest my personal favorite, Regal Royal, instead?
Onun yerine size kişisel tercihim olan Kral Arması modelini önerebilir miyim?
On your other left is, well, my personal favorite the Vomiter.
Yine solda, benim en sevdiğim bulunuyor. Kusturucu.
And my personal favorite... "The Lux Show" starring Rosemary Clooney..... Which you can enjoy every Thursday at 10 : 00.
Ve benim favorim her Salı saat 10'da izleyebileceğiniz Rosemary Clooney'nin "The Lux Show" u...
If you look at how brilliantly Monet suggested glimpses of sky... and the luscious, tactile quality of the canvas... you can see how he established his fate as one of the true poets of nature... and my personal favorite.
Monet'nin gökyüzü ışıklarını ne güzel belirttiğine, tuvali ne akıllıca kullandığına bakarsanız doğanın gerçek şairlerinden biri olarak nasıl ün kazandığını anlarsınız. En sevdiğimdir.
The highest and most difficult to master is my personal favorite :
Benim favorim, en mükemmeli ve başarması en zor olan...
And, of course, my personal favorite, blow. A variety of instruments, of course.
Üflenecek birçok enstrüman vardır.
Triage is my personal favorite.
Memnuniyetle. Triyaja bayılırım.
Home to the blue heron, and the brown pelican, and my personal favorite, something called the swamp rose.
Mavi Balıkçı ve Kahverengi Pelikan'ın vatanı. Bir de benim favorim Bataklık Gülü'nün vatanı.
MY PERSONAL FAVORITE.
Sentetik eroin. Şahsi favorim.
Here's a small sampling from our collection- - prestige, exhilaration, and, oh, my personal favorite, brash.
burada koleksyonumuzdan küçük bir örnek- - saygın, çoşkulu, ve, aa, kişisel favorim küstah.
and my personal favorite,
"Hamile Bart," ve benim favorim,
Aiding and abetting, harboring a fugitive and my personal favorite, grand-theft chopper.
Kaçağa yataklık etmek, yardım etmek ve en favorim... Helikopter hırsızlığı.
In any case, this brings us to the final room of the tour and my personal favorite -
Her neyse turumuzun son odasına geldik. Burası benim kişisel favorim...
Or my personal favorite...
Ya da kişisel favorim...
White, being legal. Black, being illegal, and my personal favorite color, gray.
Beyaz, yasal olan, siyah, yasa dışı olan, ve benim en sevdiğim renk, gri.
But my personal favorite is the unique combination... of week-old potatoes and tropical heat.
Ama en sevdiğim kombinasyon tropik sıcaklar ve bir hafta beklemiş patateslerdir.
My other interviews have pinned you as a mass murderer, bloodsucker, pimp, profiteer, child killer, and my personal favorite "yuppie Mephistopheles."
Diğer röportajlarımda sen, kitle katliamcısı kan emici, pezevenk, vurguncu, çocuk katili,... ve benim en sevdiğim "Tiki Mephisto."
And my personal favorite... "Laurel's Canyon."
Bu kişisel favorim, Laurel'ın vadisi.
And my personal favorite, 1987, ran a doctor off the road after his shift at a woman's health center.
En çok bunu sevdim. 87 yılında bir kadın doğumcuyu yolun dışına atmış.
My personal favorite was last year's "really bad Slurpee headache."
Benim favorim gecen senekiydi "Kafam ağrıdan kaynamak üzere."
And my personal favorite :
Bu da en sevdiğim.
My own personal favorite show... was something called "The Masked Avenger"... who I fantasized was a cross between Superman and Cary Grant.
Benim favorim Superman ve Cary Grant karışımı.. ... bir şey olduğunu düşündüğüm "Maskeli Kahraman" adlı programdı.
And my own personal favorite, Mrs. Sheila Rivkin.
Bayan Sheela Rivkin.
negatory ; mm-mm ; nuh-uh ; oh-oh ; and of course my own personal favorite of all time, man falling off of a cliff - - "Noooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooo! ..."
"Hayııııııııııııııııııııııııııııııır!"
My personal favorite.
En sevdiğim şaraptır.
Does the personal masseuse know all my favorite things, too?
Özel masözüm de tüm sevdiğim şeyleri biliyor mu?