English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ M ] / My water

My water Çeviri Türkçe

2,717 parallel translation
Uh, that's my water.
O benim suyum.
Yes. It's my water.
Evet, benim suyum.
Sheldon, that's my water.
Sheldon o benim suyumdu.
The guard who took the most pleasure in my water treatment...
Su ile işkencem sırasında en çok zevk alan... gardiyan- -
- And then Hendrix comes onstage and starts to play, and my water breaks.
Hendrix sahneye çıkıp çalmaya başladığında, suyum geldi.
I think my water broke.
Sanırım suyum geldi.
My water just broke.
Suyum geldi.
How did bare electric wires come in contact with my water pipes?
Nasıl oluyor da benim su borularımla elektrik kabloları çarpışıyor?
Around my water cooler?
Su başında duyduklarım mı? Aynen öyle.
He even filled my water glass.
Hatta su bardağımı bile o doldurdu.
My water's not good enough?
Benim suyum kötü mü?
último want to do is spend the rest of my life aquí Fría Water.
En son yapmak istediğim şey bu
I got some water in my ear this morning, doing my drills in the hotel pool.
Bu sabah kulağıma Biraz su kaçtı, otelin Havuzunda antreman yaparken.
My Scotch is a Scotch and water.
Viskim zaten viski ve su.
What do you mean you forgot my bottled water?
Şişe suyunu unuttum da ne demek?
My water.
Benim suyum.
Since... I realized that it really helps me Get back into the water, you know, after my accident.
Kazadan sonra suya geri dönmemde yardımcı olduğunu fark edenden beri.
I called down to sewage and water, paid up on my account and they turned it back on.
Su idaresini aradım, borcumu ödedim ve suyumu açtılar.
That is my glass of water.
Bu benim su bardağım.
But I have to teach my kids they gotta change course when black skin's in the water.
Ama denizde zenci birini gördüklerinde, rotayı değiştirmeleri gerektiğini çocuklarıma öğretmeliyim.
A duck was in the water. My sister said, "Wow, it's floating!"
Ördek sudaydı, kızkardeşim dedi ki "Bak yüzüyor"
My ex-wife's water just broke.
Eski karımın suyu boşalmış.
- Hey, remember that time you held my head in the water trough?
Kafamı suyun altına sokup beklettiğin günü hatırlıyor musun?
He's cut up in the water for what he did to my wife and son?
Karıma ve oğluma yaptıkları için mi ölmüş gölde?
Whenever it flares up, I gotta soak my pouch in 4 inches of tepid bath water.
Ne zaman kalksa, 10 santim ılık suya sokmam gerekiyor.
I wanted to pleasure myself while that little pump thingy blew water up my butt.
Tamam, tamam. Şu pompalardan biri kıçıma su üflerken ben de mastürbasyon yapayım demiştim.
My first designs ended up in the water.
Çünkü ilk çizdiklerimin hepsi ıslandı, hatırladın mı?
My task is to get Water, and I can't!
Işim şu almak ama yapamıyorum.
There's a shark in the water, and my brother tried to shoot it, and it totally didn't flinch.
Suda bir köpek balığı var, ağabeyim ona ateş etmeyi denedi, ve o şey korkmadı bile, saldırmaya devam etti.
I'd rather bring water than do without my man.
Erkeksiz kalacağıma su taşımayı yeğlerim.
Now I gotta throw water on my coals?
Artık kömürlerimin üzerine su atmam mı lazım?
Take my advice, don't be in a rush for water and electricity, you're better off now!
Tavsiyemi dinleyin,... su ve elektrik için acele etmeyin,... mevcut haliniz çok daha iyi!
Oh, my, I'll get you a glass of water.
Aman Tanrım, sana bir bardak su getireyim.
Your cologne is making my eyes water.
Parfümün gözlerimi yaşartıyor.
I'm gonna go get the water pitcher,'cause the waiter won't refill my glass.
Ben gidip sürahiyi getireyim çünkü garsonun bana su getireceği yok.
And they tell me that the only thing I have in my blood is water, protien and iron.
.. kanımda sadece su, protein ve demir var.
Some water for my brother!
Kardegim için su getirin!
And my dad says it's sin to all your hot water wasting.
Ayrıca, babam, biz banyo yaparken tüm sıcak suyu tüketmenin çok yazık olduğunu söyler.
You want me to give you my family ring in exchange for some water?
Biraz su karşılığında sana aile yadigârı yüzüğümü mü vermemi istiyorsun?
Don't touch my vinyl, don't use up all the hot water, and don't hand me over any more bloody official documents.
Plaklarıma dokunma, sıcak suyun hepsini kullanma ve bir daha bana resmi belge falan verme.
This beanpole poor excuse of a man insists on taking his bath first, and he's so dirty that, by the time it's my turn, the water's so filthy, I might as well go bathe with the pigs!
Bu fasulye sırığı bahaneci herif banyosunu önce yapmak için ısrar ediyor, ve rezalet derecede pis, ama bir yandan da sıra bende, ondan sonra su pislenecek, o zaman ben de gidip domuzlarla birlikte yıkansam yeridir!
Be water, my friend
Su gibi ol aslanım.
Be water, my friend.
Su gibi olmalısın dostum.
Ehh, we must water the the flowers now my dearest pasha.
Çiçekleri de sulamak lazım paşam!
Yeah, my water broke.
Tamam!
My chair, my half-ice / half-water cooler of drinks.
Koltuğum, yarı buz yarı su soğutucum.
You take Dr Wilson for a glass of water while I collect my winnings.
Ben yeni bir zafer kazandırırken, Dr. Wilson'a bir bardak su getirin.
I got water up my nose!
Burnuma su kaçtı!
- My wife's water just broke.
- Az önce karımın suyu gelmiş. - Vay canına.
My doctor says I have the bladder of a water buffalo.
Doktorum bende su bufalosu gibi mesane olduğunu söylüyor.
Because my doctor says that I retain water like a pregnant woman in a humid climate, which is a real condition!
Çünkü doktorumun dediğine göre vücudum, kurak iklimde kalmış hamile kadın gibi su tutuyor. Ki bu ciddi bir durum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]