Naseem Çeviri Türkçe
59 parallel translation
Paddy got a three-fight contract as Prince Naseem's trainer.
Paddy Prens Naseem'in antrenörü olarak 3 dövüşlük kontrat yaptı.
I can get it from Nasim.
Naseem'den alabilirim.
Nasim doesn't know why we were really living here.
Naseem burada, gerçekte ne için yaşadığımızı bilmiyor.
Uncle Nasim.
- Naseem Dayı.
Hello, Nasim, how are you?
- Navi, ben Naseem. Merhaba, Naseem, nasılsın?
I'm sorry you have to be involved in this, Nasim.
Bu işe bulaştığın için özür dilerim, Naseem.
Please, Nasim, don't let him leave until I get there.
Lütfen, Naseem, ben oraya gelene kadar çıkmasına izin verme.
Waiting for Nasim.
Naseem'i bekliyorum.
Uncle Nasim.
Naseem Dayı.
Naseem!
Naseem!
Naseem, run!
Naseem!
Naseem.
- Naseem.
Naseem?
Naseem?
I'm Naseem.
Ben müslümanın.
Naseem, Akbar!
Naseem, Akbar!
Stay a little longer, Naseem.
Biraz daha bekle, Naseem.
You will not betray us, Naseem!
Bize ihanet edemezsin, Naseem!
Naseem... attempt to understand.
Naseem anlamaya çalış.
Naseem did not return.
Naseem geri dönmedi.
Naseem.
- Naseem!
The day I found my... I could not leave there that someone else was found.
Naseem'i bulduğum güne kadar kimseyle aynı evde yaşayamazdım.
I had to save her. But Naseem is actually saved me.
Ben onu değil Naseem beni kurtardı.
It must be very much like ours.
Naseem'i çok seviyor olmalısın.
Naseem, hurry. In the train.
Naseem, trene binin, çabuk.
Farhad Naseem.
Farhad Naseem.
And this is Pir Naseem.
Ve bu da Piri Naseem.
Pir Naseem's teaching me.
Piri Naseem öğretti.
Pir Naseem's waiting.
Piri Naseem bekliyor.
Oh, I thought I saw Pir Naseem.
Piri Naseem'i gördüm sandım.
Where is Naseem?
Nassim nerede?
Where is Naseem?
Bana bak. Nassim nerede?
Who's our mystery man? Naseem Vaziri.
- Gizemli adamımız kim?
He's Iranian.
- Naseem Vaziri. İranlı.
Naseem Vaziri.
- Naseem Vaziri.
I hear you, Naseem.
Seni duyuyorum Naseem.
His name is Naseem Vaziri.
Adım Nazım Veziri.
Remember our mutual friend, Naseem Vaziri?
Ortak dostumuz Nesim Veziri'yi hatırlıyor musun?
Intel came forth at the 11 th hour that Naseem Kazuri, an international arms dealer, was to be present at this meet.
Son dakikada, uluslararası silah tüccarı Naseem Kazuri'nin bu toplantıda hazır bulunacağı haberi geldi.
Naseem wants you front and center, homie.
Naseem seni görmek istiyor.
Are you firing me, Naseem?
Beni kovuyor musun Naseem?
It's funny that Naseem was gonna cap my ass this morning and send me packing.
Çok komik. Bu sabah Naseem'in beni kovacağına kaIıbımı basardım.
Naseem's going nuts!
Naseem kafayı yiyor!
Did you not get Naseem's speech to the troops today?
Sabah Naseem'in konuşmasını dinIemedin mi?
Naseem thinks he's monitoring our dispatch calls. I mean, I...
Naseem telefonlarımızın dinlendiğini düşünüyor.
I'll keep my eye out for a big fish and let Naseem know.
Büyük balık düşerse Naseem'e söyler bir şeyler ayarlarım.
- Naseem...
- Naseem...
Wait, Naseem, listen, I am with a client, Mr. Karos.
Dinle Naseem, şu anda müşterim var, Bay Karos.
- Naseem Abubakar.
- Naseem Abubakar.
Well, if you continue to fuck with me and my colleagues Naseem will fuck with you, understand?
Eğer beni ve arkadaşlarımı rahatsız etmeye devam ederseniz Naseem sana gününü gösterecek, anladın mı?
So much for mentioning Naseem's name.
O kadar da Naseem'in ismini vermiştik.
Naseem?
Naseem!