Needy Çeviri Türkçe
933 parallel translation
We always have the needy with us, but unfortunately...
Baktığımız bazı yardıma muhtaç insanlar ama üzgünüm ki...
- to the caricaturing of the poor and needy, sir.
- asla hoş bakmadım efendim. - Alaya alan kim?
I'm going out on the road to find out what it's like to be poor and needy, and then I'm going to make a picture about it.
Yoksulluğun nasıl bir şey olduğunu öğrenmek için yola çıkıyorum. Sonra bu konuda bir film çekeceğim.
Take this to a needy brother.
Bunu muhtaç bir kardeşimize götür.
It isn't polite to take martinis away from the needy.
İhtiyacı olan birinden martinisini almak ayıp değil mi?
We've sold millions of dollars... worth of insurance, which has helped thousands of needy people, right?
Milyonlarca dolarlık sigorta sattık bunun da binlerce yardıma muhtaç insana yardımı dokundu, doğru değil mi?
A refuge for the needy.
İhtiyaç sahipleri için bir sığınak.
There's Dr. Stein, gentlemen. Looking after the poor and needy.
Doktor Stein, fakirlerin doktoru.
"Vatican assistance for needy families."
"Vatikan yardıma muhtaç ailelere yardım ediyor."
He left a poor needy girl who must be a charwoman... slaving to raise his child.
Çocuğunu yetiştirmek için köpek gibi çalışan zavallı, yoksul bir temizlikçi kadını terk etti.
For he shall deliver the needy when he crieth. The poor also....
Yardım isteyen yoksulu, dayanağı olmayan düşkünü kurtarır.
For the needy shall not always be forgotten.
düşkünler büsbütün unutulmayacaktır.
I can see Ferguson donating it to a fund for needy Scotchmen.
Ferguson onu fakir İskoçlara bağışlayacaktır.
After-hours booze for the lushes, grass for the potheads and girls for the needy.
Ayyaşlara içki, keşlere ot arananlara kız.
It's our annual collection for needy girls.
Bu bizim yıllık, muhtaç kızlara yardım kampanyamız.
This department has always been very helpful to needy girls.
Bu bölüm her zaman muhtaç kızlara çok yardımcı olur.
The mission, should you decide to accept it, is to recover the millions which Hagar and his wife have stolen from the needy and put a stop to their charity racket for good.
Eğer kabul ederseniz göreviniz, Hagar ve eşinin ihtiyacı olanlardan çaldığı milyonları kurtarmak ve bu hayır davetlerine bir son vermek.
Joy comes well in such a needy time.
Sevinç, böylesine ihtiyaç duyulduğu bir anda iyi gelir.
And everyone else - every needy stranger -
Ve diğer herkes... her muhtaç yabancı
You're a Good Samaritan to offer help to a needy traveler...
İhtiyacı olan bir gezgine... -... yardım eden bir Tanrı adamısın- -
Like it or not, we're the slaves of filthy money, child and it's still filthy even if we give it to the needy... whoever they may be
Beğen ya da beğenme, hepimiz kirli paranın köleleriyiz, çocuğum. Ve ihtiyacı olanlara versek de o hala kirli. Onlar her kim olursa olsun.
Now is a needy time...
Şimdi sana ihtiyaç duyuluyor.
Oh, now is a needy time...
Şimdi sana ihtiyaç duyuluyor.
Now is a needy time.
Şimdi sana ihtiyaç duyuluyor.
Now is a needy time... Oh, now is a needy time...
Şimdi sana ihtiyaç duyuluyor.
Now is a needy time, oh, now is a needy time...
Şimdi sana ihtiyaç duyuluyor.
I'll sing in charity concerts to aid the needy children.
Muhtaç çocuklar için konser vereceğim.
The one thing I am clear on is that they're needy.
Emin olduğum tek şey onların ihtiyaçları olduğu.
If you want a place to entertain girls, I'd rather take 2,000 and give it to someone more needy.
Kızlarla gönül eğlendirecek bir ev arıyorsanız, 2000 alıp ihtiyacı olan birine vermeği yeğlerim.
We help and support the needy and the helpless.
Biz, ihtiyacı olanları ve kimsesizleri koruruz, onlara yardım ederiz.
They're for these needy weed heads that got glaucoma down at the teen center.
Gözleri hasta ot kafalılar için.
God helps the needy.
Tanrı, ihtiyacı olana yardım eder.
My father worked himself into an early grave defending the rights of needy people in a rat infested store front over on ninth street.
Babam 9. caddenin hemen üzerindeki, içi fare bokuyla kaplı olan dükkanında ihtiyacı olan insanlara, ölü doğuma karşı korunma hakkı almak için çalıştı.
I beg your pardons, and please accept my pledge to the needy for...
Sizden beni affetmenizi istiyorum ve lütfen fakir ve muhtaçlar için şu yardımımı...
Bow down thine ear, o Lord, and hear me, for I am poor and needy.
Kulak ver ya Rab, yanıtla beni, çünkü mazlum ve yoksulum.
We've brought you needy old folks here to see that one's prosperity is deeply within his inner self.
Yaşlı ve muhtaç durumda olan sizleri buraya getirmemizin sebebi... insanın saadetinin tamamen kendi içinden geldiğini göstermek istememiz.
If needy were a turn-on?
Muhtaçlar tahrik edici olsa?
I look that needy, huh?
Çok muhtaç görünüyorum, değil mi?
Help the needy
# Yardım eder muhtaçlara #
As it is written, "For the needy shall not always be forgotten :"
YazıIdığı gibi, "Muhtaçlar hep unutulmayacak :"
I've decided to give my money away to truly needy causes!
Şimdi otur. Otur oğlum otur!
Do you, Michael, promise to be faithful to the noble purposes of this Order, to have a special care for the poor, the needy and those who are ill?
Michael, bu Nişan'ın yüce amaçlarına sadık kalmaya ; fakirlere, yoksullara ve hastalara özel bir ihtimam göstermeye söz veriyor musun?
I feel like you're too needy for me.
Bence benden fazla şey istiyorsun.
Glad to see somebody cares about the needy.
Birinin muhtaçlarla ilgilendiğini görmek güzel.
Whether it's from behind or facing each other, standing-up sex can offer a needy, urgent compulsion to the act.
Arkadan ya da yüzyüze olmak ayakta seks için zorlama-acil hareketlere ihtiyaç duyabilir.
Heck, no. Many is the great American before us who have skipped out on the needy.
Hayır.Bizden önce bir çok amerikalı muhtaçları ortada bırakmıştır.
If I call her now, she's gonna think I'm needy.
Şimdi onu ararsam, benim bir zavallı olduğumu düşünecek.
I've decided to give my money away to truly needy causes!
paramı gerçekten ihtiyacı olan kişilere vereceğim!
For the Pope, the Church, by the Work, for the most needy for sinners, by children baptized.
Papa, Kilise, cemaat için düşkün, günahkâr ve vaftiz edilmemiş çocuklar için.
They came to me as the needy do.
Bana sefil bir halde geldiler.
We're all pretty much the same? A little needy, A little insecure,
Biraz muhtaç, biraz güvensiz, fakat hoşgörülü ve iyi.