Nephews Çeviri Türkçe
355 parallel translation
Nephews of madam Collie :
Madam Collie'nin yeğenleri :
The father and mother mountains with their white snow hats... and their nephews and nieces, with smaller hats.
Beyaz kar şapkalı anne ve baba dağlar... ve daha küçük şapkalı yeğenler kuzenler.
Mrs. Collins, you know one of my nephews, I believe.
Bayan Collins, yeğenimi tanıyor olmalısınız.
- In all confidence, Miss Dalgado... we Japanese look upon you Filipinos... as nephews and nieces.
- Aramızda kalsın, Miss Dalgado... Biz Japonlar Filipinlileri... Kuzenlerimiz ve yeğenlerimiz olarak görüyoruz.
Miss Dalgado, Tokyo has graciously consented... to grant full independence to its little nephews and nieces.
Miss Dalgado, Tokyo, küçük yeğenleri ve kuzenlerinin.. Tam bağımsızlığına onay verdi..
Er, Mr. Townsend has five little nephews and nieces.
Bay Townsend'ın beş küçük yeğeni var.
Thy nephews'souls bid thee despair and die.
Yeğenlerinin ruhları sana ümidini yitir ve geber diyor.
"... the income from my estate shall be divided equally between my two nephews...
"... mirasımdan kalan mallar, iki yeğenim arasında eşit olarak paylaşılacaktır...
I shall outlive both my nephews.
Yeğenlerimin ikisi de uzun süre yaşayacak.
Nobody left to do business with but a bunch of nephews!
İşleri yapacak kimse yok. Sadece bir sürü yeğen var.
No, the thing that upsets me, is for my little nephews.
Hayır, küçük yeğenlerimle olan şey beni rahatsız ediyor.
- Nephews or the price?
- Yeğen mi ücret mi?
I've got 2 nephews, a niece and 2 kids.
İki erkek bir kız yeğenim, İkide çocuğum var.
- It was really your nephews.
- Bunu isteyen yeğenlerinizdi.
Lucienne didn't leave just to be with her nephews.
Lucienne sırf yeğenleriyle beraber olabilmek için gitmedi.
Just the sort of thing my nephews will enjoy.
Tam da yeğenlerimin hoşlanacağı türden bir şey.
- I've got 16 nieces and nephews.
- Tam 16 yeğenim var.
They are your nephews.
Senin yeğenlerin.
Then on Saturdays I take my two nephews to town.
Cumartesi günleri yeğenlerimi şehre götürürüm.
- Must be those damn nephews.
- Kahrolası yeğenleriydi herhalde.
I always take my nephews out on Saturdays.
Her cumartesi yeğenlerimle çıkarım.
- They belong to my nephews.
- Yeğenlerime ait.
Nothing left, not even for my nephews.
Yeğenlerime bile hiçbir şey kalmadı.
The story goes that this one killed hisself one of your emperor's nephews.
Sizin imparatorun yeğenini öldürmüş diyorlar.
In the old times the priests called their children nephews.
Eski zamanda papazlar çocuklarına "yeğenim" derdi.
Today they are no longer nephews but sons... do you exclude whores from the Holy Church?
Bugün artık onlar yeğen değil oğul oldular... Fahişeleri Kilise'nin dışında mı bırakıyorsunuz?
Of all my nephews, I've always loved you the best.
Bütün kuzenlerim arasında, En çok seni sevdim.
But your nephews are great, and they're three years older.
Ama yeğenlerin çok iyiler ve üç yıl daha yaşlandılar.
My dear friend... This September of 1942 will be celebrated by our children and our nephews.
Sevgili dostum.... 1942'nin bu Eylül'ü çocuklarımız ve yeğenlerimiz tarafından kutlanacak.
You have two nephews, don't you?
İki yeğenin var, değil mi?
And my nephews are waiting for their presents.
Yeğenlerim de hediyelerini bekliyor.
He rewrote history to portray his predecessor, Richard III, as a deformed maniac who killed his nephews in the Tower.
Richard'ı tekrar tanımlayarak tarihi tekrar biçimlendirmiş, ondan, yeğenlerini Kulede katleden soysuz bir manyak olarak bahsetmiştir.
I have enlightened your nephews concerning my plan... My plan!
Planımla ilgili olarak yiğeninizi aydınlattım...
Mothers, fathers, sisters, brothers, uncles, nephews, aunts.
Anneler, babalar kız kardeşler, erkek kardeşler amcalar yeğenler, teyzeler.
I'm looking for one of your nephews.
Yeğenlerinizden birini arıyorum.
All nephews are vultures
Bütün yeğenler akbabadır.
The buy Christmas gifts for my nephews.
Geçen Noelde iki yeğenime armağanlar aldım.
Blessed are the nephews, uncles, daughter-in-laws and cousins, the mother-in-laws and grandchildren.
Ne mutlu yeğenler dayılar, gelinler ve kuzenler annen ve büyük çocukların var.
Maybe to make my nephews happy, they insisted, my friends... and then there's this television myth calling us all!
Belkide yeğenlerimi mutlu etmek için, ısrar ettiler, arkadaşlarım... ve televizyon masalı bizi orada istiyor!
I tell myself that I did it for my nephews, for my friends, a crazy idea.
Deli gibi bunu, yeğenlerim için, arkadaşlarım için yaptığımı söyledim hep kendime.
It's like I've lost my nephews.
Sanki yeğenlerimi kaybetmişim gibi.
It's Nick The Snake and his two nephews, Al The Worm and...
"Yılan" Nick ve iki yeğeni, "Solucan" Al ve...
You are my nieces... and my nephews.
Sizler kuzenlerimsiniz... Ve yeğenlerim.
You can put your brothers and uncles and nieces and nephews, your stepfather, stepmother, whoever you want.
Canın ne isterse yaparsın. Kardeşinin, dayının, yeğenlerinin üvey ananın, üvey babanın, kimin resmini istersen asarsın.
I've come to see my nephews.
Yeğenlerimi görmeye geldim.
The Pandavas, your five nephews, are like your sons.
Pandava'lar, beş yeğenin, senin çocukların gibi.
Uncle, cousins, nephews and Drona my teacher, they are all there.
Amcam, kuzenlerim, yeğenlerim ve öğretmenim Drona, hepsi orada.
No, they are our wives, they are our daughters, our sisters, our grandmas, our aunts, our nieces and nephews.
Hayır, Onlar bizim eşlerimiz, Onlar bizim kardeşlerimiz, ablalarımız, babaannelerimiz, teyzelerimiz, kuzenlerimiz ve abilerimiz.
Well, not our nephews.
Peki, abilerimiz değiller.
[Man, In Italian] These are my nephews. They burned them in Birkenau.
Bunlar benim yeğenlerim.
I'm a grand mother two wonderful nephews.
Ben büyükanneyim.