Nexus Çeviri Türkçe
181 parallel translation
Brother Ji Jiang, we've never met but have already developed a spiritual nexus with you
Birader Ji Jiang, sizinle hiç tanışmamıştık ama methinizi çok işittim!
One nerve bundle we might call the reward nexus.
# Sinir demetlerinden birisine "ödül bağı" diyebiliriz.
Another, the punishment nexus.
# Bir başka demete ise, "ceza bağı".
For example, a mother's caress for her child, the medal that flatters a soldier's self-esteem, applause foran actor... all these release chemical substances in the reward nexus and result in pleasure for the object of the attention.
# Örneğin, bir annenin çocuğunu kucaklayıp okşaması... #... madalyanın bir askerin koltuklarını kabartması... #... bir oyuncunun izleyicilerden alkış alması... #... tüm bunlar "ödül bağı" nda kimyasal maddeler açığa çıkarır... #... ve ilgi odağı olan söz konusu kişiyi mutlu eder.
It protects what our ancestors called... the nexus of all realities.
O bizim atalarımızı ve inandığımız tüm gerçekleri korur.
– Nexus 6.
- Nexus 6.
Now, there's a Nexus 6 over at the Tyrell Corporation.
Tyrell Sirketi'nde bir Nexus 6 var.
You Nexus, huh?
Siz Nexus musunuz?
Nexus 6.
Nexus 6.
Tonight the laser beam hit the Nexus of Sominus.
Bu gece, lazer çekirdeği, Sominus'un Nexus'unu vurdu.
Laser spectra scope is now targeting the Nexus of Sominus.
Lazer okuyucu Sominus Nexus'una yönlendiriliyor.
Plexus, Nexus and Sexus?
Pleksus, Neksus ve Seksus?
He just cares about getting back to the Nexus.
Tek istediği neksuse geri dönebilmek.
What is the Nexus?
Neksus nedir? .
It's a doorway to another place that we call the Nexus, and it's a place I've tried very, very hard to forget.
Bu bant, bizim neksus dediğimiz başka bir yere geçiş kapısıdır. Unutamadığım bir yer.
All you'll want is to stay in the Nexus, and you're not gonna want to come back.
Sadece neksüsde kalmak isteyeceksin. Ve geri dönmek istemeyeceksin.
I'm sure we can find another way of getting you into this Nexus.
Eminim Neksus'a girmek için başka bir yol bulabilirsin.
- The Nexus?
- Neksus mü?
- You're in the Nexus.
- Neksusun içindesin.
- This is the Nexus?
- Neksus, bu mu?
Guinan, can I leave the Nexus?
- Guinan, neksusden ayrılabilir miyim?
We are both of us caught up in some kind of temporal nexus.
Geçici bir neksüsün içindeyiz.
As I said, - this is some kind of temporal nexus. - Temporal nexus, yes, I heard you.
Geçici Neksus Seni duydum.
I want you to leave the Nexus with me.
Neksüsden beraber ayrılalım.
This Nexus of yours, very clever.
Bu neksus çok akıllı.
This is the central memory nexus for all holographic systems on board.
Duvarda bulunan şey, sanal sistemlerin kaynağı.
Between time. The nexus.
- Forge, ne oldu?
You're what they call a nexus.
Sen "rabıta" adını verdiğimiz şeysin.
Maybe some nexus was formed between us.
Aramızda bir çeşit bağlantı oluştu belki de.
I'm beginning to believe we do share that... nexus you spoke of.
Bahsettiğin bağlantıyı paylaştığımızı düşünmeye başlıyorum.
It's a place... Was a place that served as a nexus.
Orası sadece bir bağlantı noktası-
- A nexus how?
- Nasıl bir bağlantı noktası?
They are troubled by a nexus they can't fully explore an intersection of events a meeting of countless delicate decisions beyond which lies a path they cannot see. And where is this nexus?
Tam anlayamadıkları bir geçitten... olayların kesişmesiyle... sayısız kararın bir araya gelip ötesini göremedikleri bir yola... sürüklenmekten şikayetçiler.
I must be at the nexus of the universe.
Burası evrenin birleştiği yer olmalı.
Nexus of the universe.
Evrenin birleştiği yermiş.
It requires a physical nexus of hardware, so it's built itself a little safe house.
Donanımla fiziksel bir gerektirir yani, bir yerde, kendine güvenli bir ev yaptı.
Metaphysicists believe the land to be what they call a spiritual nexus.
Metafizikçiler o bölgenin ruhsal bağlantı dedikleri bir yer olduğunu söylüyor.
Nexus.
Ruhsal bağlantı.
It's something about a spiritual nexus.
Ruhsal bağlantı hakkında bir şeylerdi.
A spiritual nexus is a point of incredible energy.
Ruhsal bağlantı inanılmaz bir enerjidir.
The professor said that a true spiritual nexus sits equidistant from the five basal elements.
Profesör ruhsal bağlantı noktasının 5 temel elementin ortasında olduğunu söylemişti.
Looks like it's not just on a spiritual nexus, but a Wiccan one as well.
Sanırım bu sadece Ruhsal bağlantı noktası değil, bir de cadı bölgesi.
It's that spiritual nexus thing.
Ruhsal bağlantı olayı.
That is Moya's primary neural nexus, I cannot shut that down.
Bu Moya'nın ana sinir ağı, gücünü kesemem.
With apologies, but that is Moya's primary neural nexus.
Özür dilerim ama, bu Moya'nın ana sinir ağı.
The pain along the neural nexus is too great.
Sinir ağındaki acı çok fazla.
They are troubled by a nexus they can't fully explore an intersection of events a meeting of countless delicate decisions beyond which lies a path they cannot see.
Tam anlayamadıkları bir geçitten... olayların kesişmesiyle... sayısız kararın bir araya gelip ötesini göremedikleri bir yola... sürüklenmekten şikayetçiler.
And where is this nexus?
Peki neredeymiş bu geçit?
The nexus of world power would move from the Mediterranean Sea to the Atlantic Ocean and the New World, slowly leaving the Ottomans behind.
Dünyanın gücü, Akdeniz'den Atlas Okyanusu'na ve Yeni Dünya'ya taşınacaktı, yavaşça Osmanlıları arkasında bırakarak.
Can you rewrite the command nexus?
Komut satırını yeniden yazabilir misin?
A nexus, if you will.
Bir bağ, bir rabıta...