Nice dress Çeviri Türkçe
490 parallel translation
You want to wear a nice dress and get marry too huh?
Böyle güzel bir gelinlik giyip evlenmek istiyorsun, değil mi?
It would be a nice dress to go to a party in, wouldn't it?
Parti için iyi bir giysi, değil mi?
It's a dirty shame on your nice dress.
Güzelim elbisende pis bir leke kaldı.
That's a mighty nice dress.
Ne kadar güzel bir elbise.
It's a nice dress, too.
Güzel de bir elbise.
That's a nice dress...
Güzel bir elbise...
That's a nice dress...
Ne şirin bir elbise.
This is the only really nice dress I got.
Sahip olduğum tek güzel elbisem bu.
This will make a nice dress don't you think so, Barbara?
Bundan çok iyi elbise yapılır, değil mi Barbara?
That's a nice dress you have on.
Üstündeki elbise de çok güzel.
That's a nice dress you're wearing.
Sizin elbiseniz de güzelmiş.
Maybe I'II get a new pair of shoes, a nice dress, a few laughs.
BeIki yeni ayakkab veya bir eIbise aIdrtr, biraz güIerim.
Nice dress, huh?
Güzel elbise, değil mi?
For a nice dress.
Yeni bir elbise için.
And a nice dress? You owe me an apology.
Bana özür borçlusun.
Nice dress.
Hoş kıyafet.
Nice dress.
Güzel bir elbise.
Get yourself a nice dress.
Kendine güzel bir kadın giysisi bul.
Nice dress.
Güzel elbise.
nice dress, mom.
Güzel elbise, anne.
Ooh! Nice dress.
Ne güzel bir elbise.
Nice dress, Mrs. Rhoades.
Güzel elbise, Bayan Rhoades.
Waiter, can we get a nice dress here for the captain of the Yugoslavia, so the ball doesn't go between his legs anymore?
Garson buraya Yugoslavya kaptanı için güzel bir elbise alabilir miyiz? ... böylece top da kaptanın bacak arasından geçmez?
You just wanted touch that girl's dress. Cause it looked so nice and soft.
Neymiş, kızın giysisi yumuşacıkmış da okşamak istemiş.
Or is it because you ain't got a nice enough dress?
Yoksa yeterince güzel bir kıyafetin olmadığı için mi?
Sometimes I feel like if I just had me a stylish dress to be buried in I'd be ready to find me a nice place to lay myself down in and die. Get out of the way.
Bazen diyorum ki, gömülmek için şık bir elbisem olsa güzel bir yer bulup yatarım ve ölürüm.
And bring me back a nice piece of black silk for a Sunday dress.
Dikkatli ol! Elbise için güzel bir ipekli kumaş getir!
Put on your nice yellow dress, curl your hair and put on your best makeup.
Sarı elbiseni giy. Saçlarını tara ve güzelce bir makyaj yap.
- You look nice in a dress.
- Elbise sana yakışıyor. - Hadi be!
That was a nice new dress you're wearin'.
Bu giydiğiniz çok güzel bir elbise.
There was a nice-lookin'one over there with the black dress on.
Şu ilerde siyah elbiseli, hoş bir tane vardı.
Sweep the floor and I'll put on a nice clean dress.
Yerleri süpürürüm ve üstüme temiz güzel bir elbise giyerim.
You sure dress nice, boss.
Çok güzel giyiniyorsun, patron.
They gotta be from out of town, dress nice and only shoot in self-defense.
Tamam, tamam. Ama mutlaka şehir dışından olmalılar.
I'll dress you in a nice blue suit and...
Lacileri çekeriz üstüne... Ne?
You can make a nice dress.
Sana neler aldım yeni yeni entariler yap kendine.
Nice and tight dress, which fit her close.
Üzerine tam oturacak çok hoş ve dar kıyafetler.
How'd you like to go walking into the dining room of the Adolphus Hotel in Dallas wearing a nice silk dress and have everybody waiting on you?
Dallas Adolphus Oteli'nin salonuna... güzel bir ipek elbiseyle girmek... ve herkesin sana hizmet etmesi hoşuna gitmez mi?
Wash and dress quickly - I ´ ll show you some nice things.
Yıka yüzünü, çabucak giyin. Sana güzel şeyler göstereceğim.
Well... dress warmly, Boris, and have a nice time.
Savaşa. Sıkı giyin Boris ve iyi vakit geçir!
- It was a nice dress.
- Güzel bir elbiseydi.
It was nice of Mrs. Kendal to give me this dress.
Bayan Kendal'ın bana bu elbiseyi vermesi çok nazik bir hareket.
- I'd love to lift your dress, and you could just take it off and let me see the nice things it hides.
- Elbiseni yukarı sıyırmak istiyorum. Böylece onu çıkartıp gizlediği güzel şeyleri görmeme izin verebilirsin.
A dress. A nice summer dress.
Elbise olsun.
Lovely grounds, nice food, casual dress.
Güzel yer, iyi yemekler, rahat giysiler.
Dress nice.
Güzel giyinin.
Now, my mother's a very nice lady but she's into that black dress for life, so she better stay there.
Annem iyi kadındır... ama hep matem elbisesi giyiyor, o yüzden orada kalsa daha iyi.
I said your dress looks very nice.
Elbisen çok güzel dedim.
Dress nice and don't be late. "
Güzel giyin ve geç kalma. "
What a nice dress that is!
Üstündeki elbise ne güzel.
- You look really nice in that dress.
- Çok güzel gözüküyorsun bu kıyafetle.
dresses 43
dress 101
dressed 106
dresser 25
dressing 36
dress up 24
dressed like that 34
dressed like this 20
nice to meet you 4926
nice try 940
dress 101
dressed 106
dresser 25
dressing 36
dress up 24
dressed like that 34
dressed like this 20
nice to meet you 4926
nice try 940
nice to meet you too 134
nice job 563
nice to see you 972
nice one 592
nice shot 303
nice guy 145
nice shoes 81
nice meeting you 395
nice and easy 314
nice talking to you 103
nice job 563
nice to see you 972
nice one 592
nice shot 303
nice guy 145
nice shoes 81
nice meeting you 395
nice and easy 314
nice talking to you 103
nice hat 67
nice catch 108
nice to see you again 321
nice car 134
nice place 288
nice move 87
nice to see you too 69
nice work 1264
nice shirt 88
nice outfit 80
nice catch 108
nice to see you again 321
nice car 134
nice place 288
nice move 87
nice to see you too 69
nice work 1264
nice shirt 88
nice outfit 80