Nicely done Çeviri Türkçe
564 parallel translation
It was quite nicely done, of course, but think of it!
Gayet, nazikçe arandım tabii ki.
Nicely done, Strangways.
Harika, Strangways.
Nicely done.
- Çok iyiydi.
Very nicely done.
İyi hareket.
Nicely done, partner.
İyi yaptın, ortak.
Nicely done.
Gayet güzel.
Nicely done, boy.
Çok iyi yaptın evlat.
Nicely done.
Çok iyi.
There're very nicely done here. Look very solid.
Güzel yapılmışlar.
- Nicely done.
- Güzel işti..
- Yes, absolutely mad, but nicely done.
- Kesinlikle kaçıksın ama iyi işti.
- Nicely done, Mr. Chiang.
- Kutlarım Bay Chiang.
Nicely done. Nicely done.
İyi iş, iyi iş.
Very nicely done.
Güzel hallettin.
Nicely done, Ernie.
Aferin Ernie.
- Very nicely done.
- İyi iş çıkardın.
- Nicely done.
- İyi iş.
Very nicely done!
Çok iyi oldu!
Nicely done.
Güzel işti.
- Nicely done, sir. You're on a streak now.
- İyi iş çıkardınız, efendim.
Nicely done.
Aferin. Teşekkür ederim efendim.
Nicely done, Constable.
Bravo sana, Güvenlik Şefi.
Nicely done.
- Aferin sana.
Nicely done, Joey.
Aferin Joey.
Nicely done, ladies.
Güzel işti bayanlar.
Very nicely done.
Gayet güzel olmuşlar.
NICELY DONE.
Çok iyiydi.
Hey, nicely done.
Tebrikler... iyi iş.
In this case, I think she'd say... "Nicely done."
Bu durumda, bence...'İyiki yaptın'derdi.
Yes, nicely done.
Evet, aferin.
It's really nicely done.
Çok güzel yapılmış.
- nicely done. - And what do you call this?
- Peki buna ne diyorsun?
It was nicely done.
İyi iş çıkardın.
- Charlie, nicely done.
- İyi iş başardın Charlie.
Nicely done, Greta. You are developing in a number of lovely ways. For a moment I even thought I saw a premonition of evil cross your face.
Güzel bayan seni ilk gördüğüm anda... yüzündeki şeytani ifadeyi görüp işte bu demiştim... ve yine yanılmadım.
Rich : Nicely done.
Nazikçe.
Nicely done.
Güzelce halledelim.
Nicely done.
Güzel iş.
- Hey, nicely done.
- Güzelce oldu.
Nicely done.
Güzel sonuçlandı.
Nicely done.
Güzeldi.
Oh, nicely done.
Ne güzel oldu!
Well done, you're coming along nicely.
Tebrikler, gayet iyi gidiyorsunuz.
She finally showed up around 4 : 00 one day without warning, her hair done, made up, nicely dressed, unrecognizable.
Ardından bir gün habersizce saat 4 gibi çıkageldi saçlar yapılmış, makyaj yerinde, güzel bir elbise, tanınmaz bir haldeydi.
'The minimal research he had done suggested to him'that the name Ford Prefect would be nicely inconspicuous.
Küçük bir çalışma sonucu, Ford Prefect isminin oldukça göze çarpmayan bir isim olduğunu fark etmişti.
Ah, well, it is a pity, because in other respects you might have done very nicely.
Ne kadar yazık, kabul etseydiniz çok daha iyi olurdu.
Nicely done.
Güzel oldu.
Nicely done.
Tebrikler.
His work order turned out to be a nicely shaped chip smuggler, who had some expensive bio-engineering done to her insides.
Görev emri iç kısımlarına... pahalısından bio-mühendislik uygulanmış olan... hoş görünümlü bir... çip kaçakçısı idi.
You've all done quite nicely.
Hepiniz oldukça iyiydiniz.
A comm link would've done the trick nicely.
Bir haberleşme bağlantısı aynı işi görürdü.
done 2605
done deal 48
done it 42
done and done 93
done that 156
done for 16
done with what 16
done what 44
nicely 34
nicely played 34
done deal 48
done it 42
done and done 93
done that 156
done for 16
done with what 16
done what 44
nicely 34
nicely played 34