No connection Çeviri Türkçe
864 parallel translation
He has no connection with the case.
Onun bu davayla bir bağlantısı yok.
Mr. Charles has got no connection with this case.
Bay Charles'ın bu olayla bir ilgisi yok.
- There's no connection.
- Arada bağlantı yok.
Furthermore, no connection whatsoever has been established... between Walter Neff and Mrs. Phyllis Dietrichson... whereas I am now able to report that such a connection has been established... between her and another man.
Ek olarak olaydan sonra Walter Neff ile Bayan Phyllis Dietrichson arasında hiçbir görüşme olmadı. Ama şuanda söyleyebiliyorum ki o ve başka biri adam arasında sürekli görüşme gerçekleşmektedir.
No connection to me.
Benimle bir bağı yok.
They were all kinds of people. No connection.
Her türlü insan var burada, hiç bağlantı yok.
No connection.
Bağlantı yok.
That there was no connection. It had been disconnected and the cotter pin had been removed.
Bağlantısı kesilmiş ve kamalı pim sökülmüştü.
This girl has no connection with my business.
Kızın işimle hiçbir ilgisi yok.
Only make certain that what's left of him is found far enough away... so as to have no connection with this place.
Ondan geriye kalanların buradan çok uzakta bulunacağına emin ol ki burayla bir bağlantı kuramasınlar.
Surely there's no connection between...
Hakikaten aralarında bağlantı yok...
No connection with the underworld.
Mafyayla ilgin yok.
His presence here, old man, has no connection.
Kendisi burada, azizim, ilgisi yok.
And there's no connection.
Ayrıca bağlantı yok.
No connection with a real critical conscience.
Seçme iradesiyle gerçek bir bağlantısı yok.
There's no connection.
Hiç bağlantım yok.
There's no connection.
Bir bağlantı yok.
Though I am certain that the captain's drinking and the loss of his last ship... had no connection.
Gerçi eminim kaptanın içip de son gemisini kaybetmesiyle bir bağlantısı yoktur.
- We've convinced most people here that there is no connection between ourselves and the gunboats.
- Buradaki çoğu insanı, bizimle gambotlar arasında bir bağlantı olmadığına ikna ettik.
We didnt fear death in those days because we believed your outside was just what you lived in and slept in, and had no connection with what you were.
O günlerde ölümden korkmuyorduk çünkü içinde yaşadığın ve uyuduğun şeyin olduğun kişiyle bir bağlantısı olmadığına inanırdık.
There's no connection.
Hiç alakası yok.
If you have no connection with the Unicorn Clan please do not obstruct us
Eğer senin o haydut çetesiyle alakan yoksa... lütfen yolumuza çıkma
Like, no connection, but why would a person look in the trunk of a car for a missing cuff link?
İlgisi yok ama niye kayıp kol düğmesini otomobil bagajında arıyorsunuz?
De Mauro's disappearance seems to have no connection... with the Mattei affair.
Öyle görünüyor ki De Mauro'nun ortadan kayboluşunun Mattei ilişkisi ile hiçbir bağlantısı yok.
Regarding Miss La Meniconi's case, there's no connection with the fairy tale murderer, who by the way just killed someone on TV.
Bayan La Meniconi'nin durumunun televizyona çıkan birini öldüren peri masalı katiliyle bir bağlantısı yok.
When I walked in and I saw you two sitting there I could just tell that there was no connection whatsoever.
İçeri girip de ikinizi beraber oturur görünce aranızda bir ilişki falan olmadığını anladım.
She has no connection with us
Bizimle bir alakası yok!
No connection between Mears and the other two?
Mears'la diğerleri arasında bağ yok mu?
You've no connection whatsoever with Wen
Demek Wen ile bir bağın yok!
No, no connection.
Hayır, bağlantıları yok.
Ambassador Thorn stated that he was satisfied that there was no connection between himself and the unfortunate victim. "
Büyükelçi Thorn, talihsiz kurbanla kendisi arasında.. bir bağlantı olmadığını beyan etmiş. "
A connection between the ritual killings- - there is no connection. A connection.
Bir bağlantı.
Look, I have no connection with this Captain Cab.
Bak, Kaptan Taksi ile bir bağlantım yok.
Well, I can assure you that I have no connection with anybody else who's made inquiries.
Pekala, sizi temin ederim ki sual soran hiçkimseyle bir bağlantım yok.
I can see no connection.
- Aralarında bir ilişki kuramıyorum.
No, first there is one in the other direction, but the next one has a connection.
Hayır, şimdiki tren gitmiyor ama sonraki trene binip aktarma yapabilirsiniz.
She can have no possible connection with this affair.
Bu olayla bağlantısı olmasına imkan yok.
No possible connection.
Bağlantısı olması imkansız.
I have no connection with them.
Onlarla bağlarımı kopardım.
There's no logical connection between pickled radish and jealousy, now is there?
Yoksa salamura turpla kıskançlık arasında mantıken bir bağ yok, oldu mu?
No, it must be a bad connection.
Hayır, hatlar bozuk olmalı.
There's no direct connection between the two.
İkisi arasında doğrudan bağlantı yok ki?
It requires no great stretch of imagination to visualize a possible connection... between protein synthesis and...
Aralarındaki muhtemel bir bağlantıyı göz önünde canlandırmak için... hayal gücünü çok fazla zorlamak gerekmez. Protein sentezi ve şey arasındaki -
Ladies and gentlemen, in view of the controversy already aroused, the producers of this film wish to re-emphasise what is already stated in the film, that there is no established scientific connection between Mongolism and psychotic or criminal behaviour.
Bayanlar baylar, Tartışmalara bakarak / Bu filmin yapımcıları.. Gerekli açıklamalarda, bulundu...
The Lieutenant, being an American... had no possible connection with Ml6... and was the only member of the group I could trust.
Bir Amerikalı olarak teğmenin... İngiliz Gizli Servisi'yle bağlantısı yoktu. Ve gruptaki güvenebileceğim tek kişi oydu.
Yes, of course you remember it, but... But all you're remembering is merely a series of electrical impulses which you now realize have no real definite connection with, with outside reality.
Evet tabii ki, hatırlıyorsun ama hatırlayabildiğin tek şey, senin de kabul ettiğin gibi, dış dünyayla gerçek bir bağlantısı olmayan bir seri elektronik sinyal.
Maybe there's no direct connection at all because they disappeared in different parts of the country.
Belki doğrudan hiçbir bağlantısı yok, çünkü ülkenin farklı yerlerinde kayboldular.
There is no necessary connection between one's age and the length of time taken to die.
İnsanın yaşı ile ölmesi için gereken süre arasında en ufak bir alaka yoktur.
But they see no connection.
Pradier'yi de 2 CV'de bulmuşlar ama henüz bir bağlantı kuramamışlar.
No, no, you didn't hear any music. It must be the connection.
Hayır, müzik falan duymadın Bağlantı olmalı...
Police are refusing to speculate on the similarity between the shooting deaths and no other connection between the two victims has been established yet.
Polis iki ölüm arasındaki benzerliği açıklamayı reddediyor ve iki kurban arasında henüz bir bağlantı kurulamadı.
connection 65
connections 37
no comments 23
no comment 524
no contest 43
no complaints 60
no contact 82
no coffee 52
no cops 96
no complications 30
connections 37
no comments 23
no comment 524
no contest 43
no complaints 60
no contact 82
no coffee 52
no cops 96
no complications 30