No more words Çeviri Türkçe
88 parallel translation
I want no more words.
Daha fazla söz istemiyorum.
No more words.
Artık konuşma.
I have no more words.
Söyleyecek başka sözüm yok.
No more words.
Daha fazla konuşmayın.
Somebody once told me I talk too much. No more words.
Birisi bana çok konuştuğumu söylemişti.
No more words.
Başka söz yok.
Okay, guys, no more words.
Tamam çocuklar, başka lafım kalmadı.
No more words!
Daha fazla konuşmak yok!
- No more words!
- Ama sen bunu...
No more words.
Başka bir şey söyleme.
♪ No more words to say
Söz kalmamış dile getirmeye
No more words were spoken at the town meeting in the mission house.
Toplantıda başka söz söylenmedi.
- No more words.
- Daha fazla konuşmayalım.
No more words.
Başka söz gerek yok.
No more words, huh?
Tek kelime daha etme, tamam mı?
§'Cause I ain't wasting no more words §
§ Çünkü daha fazla sözcük sarf edecek değilim §
- No more words?
- Başka kelime yok mu?
No--No more words.
Artık daha fazla konuşma yok.
Hey, no more words.
Daha fazla konuşmak yok.
No more words, madam?
Başka söyleyeceğiniz bir şey yok mu madam?
All this is badly described, through the stupid prism of my solitude. No more words are necessary.
Daha fazla kelimeye hacet yok.
No more words.
Kelimelere gerek yoktur.
No more words.
- Tamam, sus istersen.
No, no, Harry, no more words, ok?
Hayır Harry, artık konuşmak yok, tamam mı?
That is the most amount of words I have ever heard you say. Ohh. No more words.
Hiç daha önce bu kadar konuştuğunu duymamıştım.
no more words.
Daha fazla konuşmak yok. Daha fazla konuşmak yok.
Having achieved her purpose, the woman became a statue once more, or, in other words, an inhuman object with black gloves in contrast to the snow upon which her steps would no longer leave a trace.
Emeline ulaşırken, kadın bir kez daha heykele dönüştü. Veya kara tezat siyah eldivenleriyle karda yürürken artık iz bırakamayacak..... insan dışı bir objeye dönüştü de diyebiliriz.
I have here in my hand, a tube of that remarkable preparation, Salvodent, derived from two Greek words "Salvo" - no more ; and "dent" – toothache....
Şimdi burada elimde harika bir koruyucu olan bir tüp Salvodon var ismi, iki Yunan kökenli kelime olan "salvonomor" ve "dontoupe" den oluşmaktadır.
I can think of no more fitting last words for our friend than those which he himself wrote as his last words and wasn't able to deliver.
Aklıma arkadaşımızın arkasından söyleyecek son sözler olarak kendisinin kaleme aldığı fakat teslim edemediği son sözlerinden daha uygunu gelmiyor.
Speak to me no more! These words like daggers enter in mine ears!
Yeter canım Hamlet, her sözünle bir hançer saplıyorsun bağrıma.
No mother could ever hear more welcome words.
Hiçbir anne bundan dahi hoş sözler duymamıştır.
So take these words of advice, and remember you heard them from a poor sinner, who's got no more cause to lie'cause he's going to meet his Maker and now he's ready.
Bu sözlerimi bir nasihat olarak alın ve hatırlayın ki bunları artık daha yalan söylemesine gerek olmayan biçare bir günahkârdan duydunuz Çünkü o yaradana gidiyor ve o şimdi hazır.
A man's true destiny is not just breeding children child birth, and chocolate but to be free, to rule and fight, in other words to lead a man's existence women are no more than nuisance
Erkeğin kaderi, çocukları beslemek büyütmek değildir. Bunun yerine hür olmak, yönetmek ve savaşmaktır. Bir başka deyişle erkeklerin dünyasında kadınlar başbelasından başka birşey değildirler.
In other words, there would be no more....
Başka bir deyişle bir daha olmaz...
In fact, he said it was no more than his desserts, those were his very words.
Gerçi dedi ki, onun tatsızlıklarından daha fazla değil. Bunlar onun sözleri.
I'll continue with it, but for me this time. No more pretty words and promises.
İşime devam edeceğim ama artık benim için güzel sözler ve vaatler bitti.
Her effect on me is... There's no words to describe it. It's more like a sound.
üzerimdeki etkisi... tanımlayacak bir kelime yok.daha çok bir ses gibi.Rrrrrghh
So, in no more than 200 words, why you should get a parachute.
Yani, 200 kelimeyi geçmeden, paraşütü neden almanız gerektiği.
At no other time in his short life... had the pig wished more that his words could be understood by humans, if only to say, "Sorry, Boss".
Şu kısacık hayatında daha önce hiç... sözlerinin, bir insan tarafından anlaşılmasını dilememişti, keşke "Özür dilerim, patron" diyebilseydi.
[SCREAMS] I get it, I get it. No more making up words.
Tamam anladım, daha fazla kelime uydurma yok.
No, I should choose my words more wisely.
Hayır, kelimeleri daha dikkatli seçmeliyim.
But it truly exists and there's no need to prove that. You have more words on this aspect than the others.
Doch diese Unterschiede bestehen weiter, weil es keine starken Pole der Assimilation oder Integration mehr gibt.
His exact words were, "No fucking way, I'm not your fucking gofer any more."
Sanırım tam olarak şöyle dedi : "İmkanı yok. Artık hizmetliniz değilim."
But I'm talking about something more... something that almost no one can do... something beyond words.
Ama ben daha öte bir şeyden söz ediyorum. Neredeyse hiç kimsenin yapamayacağı bir şeyden. Sözlerin ötesinde bir şey.
But now I feel like I never really knew my mom and I have no idea how buzz feels because he won't say more than two words to me.
Ama şimdi annemi hiç tanıyamamışım gibi hissediyorum Ve Buzz ne hissettiğini bilmiyorum çünkü benimle iki kelime bile etmedi.
I forget you have trouble with words of more than no syllables.
Hecelenmeyen kelimelerle sorunun olduğunu unuttum.
I know what you thinking, and I ain't making a move against no kin, not till I got more to go on than words.
Ne düşündüğünü biliyorum ama akrabadan birine bir şey yapacak değilim. İş sözden öteye geçmeden asla.
You suddenly find no words more, huh...
Birden bire hemen kelime bulamıyorsun, heh..
No words, no videos, No more ghosts, okay?
Artık, ne bir kelime, ne bir video, ne de hayaletler, tamam mı?
In other words, the probe was more massive, no, heavier than we had thought...
Diğer bir tabirle geminin kütlesel büyüklüğü, hayır, ağırlığı sandığımızdan çok daha büyük...
No more words!
Bu kadar laf yeter!
no more bets 114
no more excuses 48
no more war 22
no more pain 25
no more talk 25
no more tears 17
no more 1238
no more lies 144
no more games 109
no more hiding 34
no more excuses 48
no more war 22
no more pain 25
no more talk 25
no more tears 17
no more 1238
no more lies 144
no more games 109
no more hiding 34