Now you know how it feels Çeviri Türkçe
70 parallel translation
Now you know how it feels to be desperate for help.
Artık çaresiz kalıp, birine muhtaç olmanın ne demek olduğunu biliyorsun.
Now you know how it feels to look the Grim Reaper in the eye, Daggett.
Artık Azrail'in gözüne bakmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorsun, Daggett.
Now you know how it feels!
Nasıl bir his, biliyorsunuz artık!
Now you know how it feels to be just like everybody else.
Artık herkes gibi olmak neymiş anlarsın.
Now you know how it feels to be Grandpa.
Artık bir büyük baba olmanın, nasıl bir duygu olduğunu biliyorsun.
Well, now you know how it feels.
O zaman bunun nasıl olduğunu anlarsın.
Now you know how it feels.
Şimdi beni anladın.
Maybe now you know how it feels.
Belki de şimdi nasıl hissedildiğini anlamışsındır.
Now you know how it feels to haul you around in that sedan chair.
Şimdi tahteravan'ın dışında taş taşımanın nasıl bişey olduğunu biliyorsun.
- So now you know how it feels.
- Şimdi nasılmış, anladın.
Now you know how it feels.
Şimdi nasıl hissedildiğini anladınız.
Soap? Peddling fake relics for 2,000 years now you know how it feels.
Evet öyle Peder ve iki bin yıldır kimseye bir faydası olmadı, şimdi anladınız mı?
Now you know how it feels.
Hem de nasıl, bir bilsen.
Well now you know how it feels.
Ve şimdi bunun nasıI bir his olduğunu biliyorsun.
And now you know how it feels.
Şimdi nasıl hissettirdiğini anladın.
Now you know how it feels.
Artık nasıl hissettiğimizi biliyorsun!
Now you know how it feels to be killed by your best friend.
Artık en yakın dostun tarafından öldürülmek nasıl bir duyguymuş, biliyorsun.
Perhaps now you know how it feels to be deceived by your sister.
Belki şimdi kardeşin tarafından aldatılmanın nasıl bir his olduğunu anlamışsındır.
Now you know how it feels to be locked up in a go-go cage.
Artık dansçı kafesine kapatılmanın ne hissettirdiğini biliyorsunuz.
Now you know how it feels!
Şimdi, nasıl hissettirdiğini biliyorsun.
Now you know how it feels.
Baban nasıl hissettirdiğini biliyor.
Now you know how it feels. ( laughs )
Çok acayip bir çocuksun.
Now you know how it feels.
Şimdi nasıl hissettirdiğini biliyorsun.
Well, now you know how it feels.
Şimdi nasıl hissettiriyor biliyorsun.
Now you know how it feels to be chewed up and spit out by the system, man.
Sistem tarafından çiğnenip geri kusulmanın artık ne demek olduğunu biliyorsun ahbap.
Now you know how it feels to be blown off by a friend.
Arkadaşını satmanın nasıl bir şey olduğunu öğrendin şimdi.
Now you know how it feels when it happens to you.
- Bak bakalım tanıdın mı?
Now you know how it feels, you sick, murdering, piece of...
Şimdi nasıl hissettiğimi biliyorsun, seni katil, pislik- -
Yeah, well now you know how it feels.
Neler hissettiğimi anlarsın artık!
Now you know how it feels, Big Stiffy.
Şimdi bunu hissediyor, Big Stiffy biliyorum.
Well, now you know how it feels.
Şimdi nasıl bir his olduğunu biliyorsun.
And now you know how it feels, you son of a bitch.
Artık nasıl hissettirdiğini sen de biliyorsun puşt herif.
Well, now you know how it feels.
Artık nasıl hissettiğimi biliyorsun.
WELL NOW YOU KNOW HOW IT FEELS TO BOW.
Şimdi boyun eğmenin nasıl bir duygu olduğunu biliyorsun.
Now you know how it feels.
Nasıl bir his olduğunu anlamışsındır.
Now you know how it feels?
Şimdi bunun nasıl hissettirdiğini biliyor musun?
And now you know how it feels.
Artık nasıl bir his olduğunu biliyorsun.
Now you know how it feels.
Şimdi nasıl bir his olduğunu biliyorsun.
Now you know how it feels to be on the receiving end.
Şimdi alan tarafta olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorsun.
Now you know how it feels.
Artık nasıl oluyormuş gördün.
- Now you know how it feels.
- Artık nasıl hissetirdiğini biliyorsun.
Now you know how it feels?
İncindin değil mi?
Now you know how it feels.
Öpücük istemek bazen güzel bir şeydir. Artık bunun nasıl bir duygu olduğunu biliyorsun. Artık bunun nasıl bir duygu olduğunu biliyorsun.
Well, I mean, I don't--I don't know how he feels about it now, but if you're with him long enough, I guarantee the topic's going to come up.
Şey, O'nun şu anda bu konuda ne düşündüğünü bilemem, ama yeterince uzun süre birlikte olursanız bir gün bu konu kesinlikle gündeme gelecektir.
Now I know where you are, and Brett made it clear how he feels about you, and the last thing I want to do is get in the middle of anything.
Şimdi ise nerede olduğunu biliyorum Brett de sana karşı ne hissettiğini açıkça belirtti ve yapmak istediğim son şey de bir şeylerin arasına girmek.
Maybe now I know how it feels to be you.
Belki şimdi seni anlayabiliyorumdur.
Well, now you finally know how it feels!
Nihayet nasıl bir his olduğunu biliyorsun!
Now, you know how it feels.
Artık nasıl bir hismiş biliyorsun.
Well, now that you know how it feels, maybe you want to give him an apology.
Bunun nasıl bir his olduğunu bildiğine göre belki ondan özür dilemek istersin.
Now. It feels good for me and I don't know how you feel!
Bu bana iyi hissettiriyor ama senin nasil hissettigini bilmiyorum!
I know it feels that way right now, but I'm telling you, that's not how it works.
Şu an öyle hissettiğini biliyorum ama benden söylemesi işler böyle yürümüyor.