English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ O ] / Observable

Observable Çeviri Türkçe

62 parallel translation
But even here, there are no observable telltale rocky or metallic fragments of the sort that you'd expect from such an impact.
Fakat, yine de, böyle bir çarpışmanın sırrını açığa çıkarabilecek taş ya da metal parçalarına rastlanmadı.
All kinds of observable differences.
Gözlemlenebilir farklılıklar.
But our sun is only one of a billion trillion stars within the observable universe.
Güneşimiz ise, gözlenebilir evrendeki milyarlarca yıldızdan, sadece bir tanesi.
- No, that is observable fact.
Hayır Marcia, görünen gerçek.
The kingdom of God does not come in observable form.
Tanrının Krallığı gözlenebilir bir halde ortaya çıkmıyor.
Observable from space this is the blast as seen from a defense platform...
Savunma platformundaki patlama uzaydan göründü...
No observable blood. Not even with Pheno.
Gözle görünür bir kan izi yok.
As I said before, there have been no observable phenomena since- -
- En son ne zaman birisi kayboldu? - 30 sene önce, 1972'de.
Tox is pending. But there were no observable effects of long term drug abuse.
Ama uzun zamandır uyuşturucu kullandığına dair bir belirti yok.
I would go beyond the boundaries of the observable universe to defend you, and you know that.
... görünen evren sınırları ötesine geçerdim. Seni savunabilmek için, bilirsin.
From the observable, we can divine the unobservable.
Gözlenebilir olandan, gözlenemez olanları tespit edebiliriz.
Though they may be unobservable, it's the observable- - the fleeing students, that will tell us, not just how the shooters got into the school, but every single move they made thereafter.
Bu ikisi gözlenememesine rağmen, kaçışan öğrencilerin gözlenebilirliği, bize, nişancıların okula nasıl girdiklerinin yanı sıra, hareketlerinin bıraktıkları izleri de görmemizi sağlayacak.
"Chaos" presupposes an observable or measurable system.
Kaosun önceden gözlenebilir veya ölçülebilir bir sistem olduğu varsayılır.
So powerful are these explosions that even though they're occurring halfway across the observable universe, some seven billion light-years away...
Bu patlamalar o kadar güçlüdür ki görülebilir evrenin bir ucunda, 7 milyar ışık yılı uzakta gerçekleşmelerine rağmen modern teleskoplarla izleyebiliriz.
It will recreate the origin singularity in this observable containment field.
Bu izlenebilir koruma alanında başlangıcın eşsizliğini tekrar yaratacak.
There are a hundred billion stars in our galaxy, and are a hundred billion galaxies in the observable Universe.
Galaksimizde yüz milyarlarca yıldız var, ve görebildiğimiz evrende yüz milyarlarca galaksi.
Black holes swallow matter but less than one half of 1 % of our Universe it's believed to be made up of observable matter such as the stars, planets, gas and dust.
Kara Delikler maddeleri yutabilir. ama Evrenin % 0,5 inin % 1 den azı ÇN : ( 0.005 ) tahminlerimize göre ölçülebilir bir maddeden oluşmuştur. Tıpkı yıldızlar, gezegenler, bulut ve bulutsu gibi.
To think that our Milky Way is just one of hundreds of billions of galaxies in the observable Universe it really makes you feel like you are part of something much larger than our small planet Earth.
Bildiğimiz kadarıyla Saman Yolu yüz milyarlarca galaksiden yalnızca biri gözlenebilir Evrende daha büyük bir şeylerin parçasıymışsın gibi hissettiriyor bizim küçük gezegenimiz Dünyadan.
The Milky Way is one of more than 125 billions of galaxies, that make up the observable Universe.
Samanyolu ise, görünen Evren'i oluşturan 125 milyarı aşkın galaksiden yalnızca biri.
The observable characteristics of each of the disorders were listed precisely, and questionnaires were then designed that asked people whether they had those characteristics.
Hastalıkların gözlemlenebilir tüm karakteristikleri ayrıntılı bir şekilde listelendi. Buradan da insanlara bu karakteristiklerile uyup uymadıklarını sorgulayacak soru formları dizayn edildi.
And, in fact, there are over 100 billion galaxies in the observable universe.
Sanki boynuzlu atlar gibi, mitolojik varlıklardı.
It also allows us to see or define and quantify things that aren't readily observable.
Gözle görülemeyen şeyler görmemizi tanımlamamızı ve ölçmemizi sağlar.
Hubble is now peering deeply into a tiny region of the sky... looking back across time towards the very edge of the observable universe.
Hubble artık gökyüzünün derinliklerindeki küçük bir bölgesini belli belirsiz görüyor ve evrenin gözlenebilirliğiyle zamanın tersine doğru bakıyor.
It's estimated the observable universe is 93 billion light years across.
Gözlemlenebilir evrenin yaklaşık 93 milyar ışık yılı uzaklıkta olduğu tahmin ediliyor.
The first directly observable instance of a black hole, which appears to be located just outside our solar system.
ilk defa direk olarak gözlemlenebilen, güneş sistemimizin hemen dışında bulunan bir karadelik.
And the answer is all the way to those hills right in the distance over there. And if you ask, "how far do you have to go to get to the edge of the observable universe?"
Cevap buradaki uzaklikta Ve eger sunu sorarsaniz " gözlemlenebilir evrenin en ucuna gitmek için ne kadar uzaga gitmek zorundasin?
The entire observable universe was a millionth of a billionth of a centimeter across at that time.
Evren, bir santimetrenin milyon kere milyarda birinden daha küçük bir boyuttaydı.
And, in fact, there are over 100 billion galaxies in the observable universe.
Ve, gerçekte görülebilir evrende 100 milyardan fazla galaksi vardır.
And yes, the beach would be easier are observable if we wait for thousands boats behind us.
Ve kumsalı daha iyi gözlemleyebilirler. Bizimde arkamızda binlerce gemi ve asker var.
It's typical for planets... like Mercury, Venus, Mars and Jupiter... to have a period during their orbit... in which they are obscured by the sun... and no long observable from Earth.
Merkür, Venüs, Mars ve Jüpiter gibi gezegenlerin kendi yörüngelerinde bir dönemleri vardır. Bu dönemde Güneş'in arkasına gizlenirler ve Dünya'da görülemezler.
At this point, from all of the evidence that I've gathered from the X-rays, as well as the observable evidence on the remains, indicates that our victim was killed by a cryptid.
Bu noktada, röntgenlerden elde ettiğimiz veriler ve kalıntıdan elde ettiğimiz kanıtları bir araya topladığımızda kurbanımızın varlığı şüpheli bir hayvan tarafından öldürüldüğümü söyleyebiliriz.
Monitor observable behaviour for signs of internal psychology.
Gözlemlenebilir davranışları izler ve iç psikolojiye bununla ilgili bilgi verir.
And our galaxy is one of 100 billion in the observable universe.
Galaksimiz gözlemleyebildiğimiz evrendeki 100 milyar galaksiden biri.
Because it's not that they originated in the first billion billion billion billionths of a second after the universe began, when the whole observable universe was billions of times smaller than a grain of sand. And little fluctuations called quantum fluctuations made little bits of the universe a bit denser.
Çünkü, kainatın başlangıcından sonra görülebilen tüm evrenin bir kum tanesinden milyarlarca kez daha küçük olduğu zamanda saniyenin milyarda, milyarda, milyarda, milyarda birinde ortaya çıktığı düşünülüyor ve kuantum dalgalanmaları dediğimiz küçük dalgalanmalar evrenin küçük parçalarını biraz daha yoğun hale getirdi.
And the only reason why any of this exists is because of those tiny density fluctuations that appeared when the observable universe was smaller than a grain of sand.
Ve bunların her birinin meydana geliş sebebi, görülebilen evrenin bir kum tanesinden daha küçük olduğunda ortaya çıkan bu çok ufak yoğunluk dalgalanmalarıdır.
Since this runs counter to observable reality, most saw the equation as further proof that quantum physics and relativity theory don't play well together.
Bu görülebilir gerçeklikle çakıştığı için de çoğu kişi bunu kuantum mekaniğiyle görelilik teorisinin birbirine uymadığını gösteren bir kanıt olarak görüyor.
The observable universe?
Gözle görülür evren?
Now, it's observable and measurable.
Artık, gezegen görülebilir ve ölçülebilir.
No units detected in the observable airspace.
Havasahasında gözlenen bir uçan nesne de yok.
The purpose of today's experiment is to prove that the object behind me, the Lasser Glass, is home to an observable, predictable supernatural force.
Bugünkü deneyin amacı arkamdaki objenin, Lasser Glass'ın gözle görülür, tahmin edilebilir bir doğaüstü güç olduğunu kanıtlamaktır.
By the time you get to a code with 150 letters in it, then there are more possible combinations in the code than there are atoms in the observable universe.
Eğer 150 harflik bir kod oluşturursanız çok daha fazla olasılığı içinde barındırır ki bu da gözlemlenebilir evren içerisindeki atom sayısı kadardır.
In fact, there are more bacteria on our planet than there are stars in the observable universe.
Aslında gezegenimizde, gözlemlenebilen evrendeki yıldızlardan daha fazla bakteri bulunmaktadır.
For me, this is when genetics gets really exciting, because we've got an actual observable difference in the brains of chimpanzees versus the brains of humans, and now we've got something in the genome which could explain that actual physical difference in our brains.
Kanımca, genetikçileri gerçekten heyecanlandıran an bu çünkü şempanze beyniyle insan beynindeki gözlemlenebilir ayrımı görebiliyor ve artık genomumuzdaki beynimizdeki asıl fiziksel ayrımı açıklayan şeyi elde ediyoruz.
And now, some days of bitter grief having elapsed, an observable change came over the features of the mental disorder of my friend.
Derken, akıp giden acı dolu kederli günlerin ardından, arkadaşımın psikolojik rahatsızlığında gözle görülür bir değişiklik oldu.
Observable universe?
Gözlemlenebilir evren mi? !
Many of us suspect that all of this- - all the worlds, stars, galaxies and clusters in our observable universe- - is but one tiny bubble in an infinite ocean of other universes a multiverse.
Birçogumuz, tüm bunlarin, gözlemlenebilir evrenimizdeki tüm gezegenlerin, yildizlarin galaksi ve kümelerin baska evrenlerden olusan bir okyanustaki küçük baloncuklardan baska bir sey olmadigindan süphelenmistir : Çoklu evren.
To believe in a universe as young as 6,000 or 7,000 years old is to extinguish the light from most of the galaxy, not to mention the light from all the 100 billion other galaxies in the observable universe.
6-7 bin yaşındaki bir evrene inanmak galaksinin büyük bir kısmındaki ışığı söndürmek anlamına geliyor. Gözlemlenebilir evrendeki diğer 100 milyar galaksiden gelen ışıktan bahsetmeye gerek bile yok.
Imagine that all the matter and energy of the observable universe was concentrated into something no larger than this.
Gözlemlenebilir Evren'deki tüm madde ve enerjinin şu kadarcık bir şeyin içine sıkıştırıldığını hayal edin.
With big telescopes, we can see them in galaxies very far away, out toward the edge of the observable universe.
Onları büyük teleskoplarla gözlemlenebilir evreninin kıyısının dışında çok uzaktaki galaksilerde görebiliriz.
Hundreds of billions of galaxies stretching out in every direction to the edge of the observable universe some 46 billion light years away.
Yüz milyarlarca galaksi ; kırk altı milyar ışık yılı uzunluğundaki gözlemlenebilir evrenin sınırlarının her yönüne doğru uzanıyor.
It's... observable, powerful.
Gözlemlenebilir ve güçlü bir şey.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]