Oder Çeviri Türkçe
1,246 parallel translation
In 1945, the Allies had approved Poland's annexation of Germany's eastern provinces, up to the Oder and Neisse rivers.
1945'te Müttefikler, Oder ve Neisse Nehirleri'ne değin olan Almanya'nın doğu eyaletlerini Polonya'nın ilhak etmesini onayladı.
That pays for the farm, college...
Bu herşeyi öder çiftlik masrafları, Üniversite...
And pay the maintenance fees instead of squatting.
Ve bakım ücretlerini de kiracılar öder.
Remember,'late first day, pay, pay, pay! '
Unutma, "İlk gün kim gecikir, öder, öder, öder!"
Every man pays the price for redemption.
Her insan kurtuluş için bir bedel öder.
He can pay for rent and food.
Kirayı öder, yiyeceğe de katılabilir.
Mr. Wilder will cover your rent.
Bay Wilder senin kiranı öder.
Hey, I'll float you a bill and give you a number to call right now.
Kızlar mı? Hemen hesabı öder, sana arayabileceğin bir numara verebilirim.
Remove those souls and the whole suffers.
Bu ruhlar olmazsa, tüm ruhlar bedelini öder.
Every year we ski in Vail, and my father pays for my ticket.
Her yıl Vail'e kaymaya gideriz ve biletimi babam öder.
What kind of a pervert would pay that much for a dirty story?
Nasıl bir manyak erotik hikayeler için böylesine bir miktar öder ki?
He paying the mortgage every month, just like y'all folks.
Tıpkı sizin gibi, her ay taksitini öder.
This blood pays the bills, Hannah.
Bu kan herşeyi öder.
These farmers pay in small coin, I assure you.
Çiftçiler küçük paralar öder, inan bana.
In 1961 he pays off his debts to Blacky.
1961'de Blacky'ye olan borçlarını öder.
PD pay homeless guys $ 10 a head half the time.
Polis, konu mankeni olarak kullandığı bu evsizlere kelle başı 10 Dolar öder.
No official business inside Earhart's or you buy everybody drinks.
Earhart'ın yerine resmi iş için gelenler içkileri öder.
- The taxpayers will buy you out of it.
Vergi veren vatandaşlar bunu öder.
- Who makes more?
- Kim daha fazla öder ki?
People are loose, people pay the price.
İnsanlar kaybettiklerinde bedelini de öder.
Will you pay?
Sen öder misin?
The foundation pays my salary.
Maaşımı kurum öder.
A player loses, he pays.
Bir oyuncu kaybederse, o öder.
A bookie loses, he pays.
Bahisçi kaybederse, o öder.
Everybody pays the price... even a bum like me.
Herkes bir bedel öder... benim gibi bir serseri bile.
Witnaur might pay a price but the big fish's going to get away.
Witnaur gibi bürokratlar bu işin bedelini öder ama tepedeki büyük soyguncu yakayı kurtarır.
The job pays 250 dollars.
Iş 250 dolar öder.
He makes bail, she's his.
Kefaletini öder, kız onun olur.
Say to Gwen, how will I pay if I'm on death row?
Gwen'e, "Ölürse nasıl öder?" demişler.
Now if it was just us, hey you pays your money, you takes your chances, but it's not just us.
Sadece biz olsaydık bedelini öder, şansımızı denerdik ama söz konusu olan sadece biz değiliz.
A guy pays 80 grand and doesn't see proof...
Bir adam 80 bin öder ve ortada bir şey yoktur.
Cops bail people out all the time.
Polisler milletin kefaletini öder.
The client pays our medical bills but not yours... Well?
Müşterimiz bizim sağlık masraflarımızı öder ; fakat sizinkileri hayır.
The party's over, and the last one to leave gets stuck with the check.
Parti bitti ve son çıkan hesabı öder.
She's gonna give us at least 40 bucks.
Bize en az 40 papel öder.
It's funny how the rich always get a discount and the poor have to pay full price.
Ne komik, zenginler hep indirim alır, fakirler, tam fiyat öder.
People who forget that always pay.
Unutanlar daima öder.
So, if I serve, Federation pays my way.
Hizmet edersem... Federasyon benim yerime öder.
Siddarth, do you set a price for every man?
Siddarth sen bir adam için bedel öder misin?
Everybody does.
Herkes öder.
- What do you mean? Dr Frankenstein pays for his evil ambitions, but the monster's supposed to escape to go search for his bride.
Dr. Frankenstein kötü hırslarının bedelini öder, evet ama canavarın kaçıp gelinini araması gerekirdi.
Enough for your dry cleaning bill.
- Kuru temzileme faturanı anca öder.
Kidnappers pay for incidentals.
Her zaman kaçıranlar öder.
You get fined, you pay it and carry on.
Para cezasına çarptırılınca öder ve işine bakarsın.
- Who would pay for shit?
- Kim böyle bir bok için para öder?
He'd pay you 10,000 American dollars for that leopard.
Şu leopar için 10,000 Amerikan doları öder.
Everybody has got to pay.
Herkes bedel öder.
Last one out door pays, all right?
Kapıdan son çıkan öder, tamam mı?
He'll pay your cab fare.
Taksi paranı öder sana.
Your insurance will pay for the tests.
Sigortanız testleri öder.
- Dad, give this woman a refund, please?
- Baba, bu bayana parasını geri öder misin, lütfen?