English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ O ] / Offend

Offend Çeviri Türkçe

1,333 parallel translation
Sure, I might offend a few of the blue noses with my cocky stride and musky odors.
Elbette, birkaç burnu büyüğü gücendirmiş olabilirim görkemli başarım ve misk kokumla.
If you don't want to offend the Dominion, stay on your side of the galaxy.
Dominion tarafından bir saldırı istemiyorsanız galaksinin kendinize ait bölgesinde kalın.
It may offend your religious sensibilities, but it could help save some kids'lives.
Dini inançlarınıza ters gelebilir, ama birkaç çocuğun hayatı buna bağlı olabilir.
I didn't mean to offend you.
Seni gücendirmek istememiştim.
I didn't mean to offend you.
Seni kırmak istemedim.
The old folks get uptight It's easy to offend them
Özellikle de yaşlı olanlar. Çok çabuk gücenirler.
You won't offend me.
Gocunmam merak etme.
I would not stay to offend you.
Kalarak sizi kızdırmam.
I never did offend you in my life.
Sizi asla aldatmadım.
I don't mean to offend you... but from a moral and social point of view... do you think it's right to promise them riches and glory... these poor folks who need work, bread... peace, progress, justice?
Sizi gücendirmek istemedim. Ama işe, ekmeğe, barışa kalkınmaya ihtiyacı olan bu insanlara zenginlik ve şöhret vaat etmek ahlaki ve sosyal açıdan ne kadar doğru acaba?
I might wonder why, with so evident a desire to offend me, you chose to tell me that you like me against your will, your reason, and even against your character!
Acaba neden beni üzmekte bu kadar kararlısınız. Beni iradeniz, mantığınız ve karakterinize rağmen sevdiğinizi söylemeyi seçtiniz.
Ah, the Miracle Mile, where value wears a neon sombrero... and there's not a single church or library to offend the eye.
Mucize yolu, değerli şeylerin neonlarla bezenmiş olduğu gözü rahatsız eden ne bir kilise ne de kütüphanenin olduğu yer.
I hope it does not offend you.
Umarım alınmazsın.
No. You don't offend me.
Senden rahatsız olmuyorum.
I hope I don't offend your beliefs but I don't see myself as an icon, religious or otherwise.
Umarım inançlarını rencide etmiyorumdur ama,... kendimi dini simge veya başka bir şeyin simgesi olarak görmüyorum.
Huh! Look, if I've done something to offend you, I wish you'd tell me what it is.
Seni gücendirecek bir şey yaptıysam ne yaptığımı söyle.
If we've done anything to offend you please let us know, so that we can be sure not to do it again.
Gücünüze gidecek bir şey yaptıysak,... söyleyin bize de bir daha yapmayalım.
It would offend my animal guide if I spoke its name.
Eğer ismini söyleyecek olursam onu gücendirmiş olurum.
You must not discuss with me what you see, or you will offend your animal guide.
Benimle tartışma yoksa hayvan rehberini çok gücendirirsin.
I don't mean to offend you or scare you.
Seni kızdırmak veya korkutmak istemedim.
I hope this doesn't offend you, Bob, but... your brother's a cocksucker. - That offend you?
Umarım seni incitmemişimdir Bob ama kardeşin sersemin biri.
I am sorry they offend you heartily yes, faith, heartily.
Gücendinizse sözlerime, çok üzülürüm.
Let me try to arrange hair so it doesn't offend you.
Öyleyse saçlarını düzeltmemiz sizi kızdırmaz.
She doesn't mean to offend.
Bunu demek istemedi.
I OFFEND EVERYBODY.
Üzerine alınma.
I don't wanna offend her.
Onu kızdırmak istemem.
Roses never offend a woman except by their absence.
Kadınlar her zaman güllerin varlığına değil yokluğuna kızmışlardır.
Have I done something to offend you in some way?
Seni kıracak bir şey mi yaptım?
Love those who hate thee, bless those who damn thee, and pray for those who offend thee.
Sizden nefret edenlere sevgi besleyin, lanet edenler için iyilik dileyin ve sizi rencide edenler için dua edin.
But most of all, what I resent... is your perfume, however subtle it may be, competing'with the aroma of my fine $ 3.59 cigar, which I will put out this instant... if the phallic nature of it happens to offend... your goddamned fragile sensibilities!
Ama her şeyden öte beni rahatsız eden şey parfümünüzün kokusu. Ne kadar hafif olursa olsun 3.59 dolarlık puromun aromasıyla yarışabilir. Puromu da şu saniye içinde söndürebilirim.
People's indifference must offend you.
İnsanların kayıtsızlıkları sizi kırıyordur.
I'm Sorry, I Didn't Mean To Offend You.
Üzgünüm, seni kırmak istemedim.
I hope that I didn't offend you in there.
Umarım orada sizi rencide etmemişimdir.
The Inuit believe that if you kill something, you offend its soul.
Eskimolar birini öldürürsen onun ruhunun incindiğine inanırlar.
I don't mean to offend your religion, but can't you make an exception?
Dini inancınızı rencide etmek istemiyorum, ama pekâlâ bir istisna yapabilirsiniz.
Now, I don't mean to offend you, Karma.
Şimdi, seni incitmek istemiyorum, Karma.
It takes a lot to offend me.
Zor gücenirim ben.
I hope this doesn't offend you, but I've had a stressful day, and I don't have the energy to make small talk.
Umarım kırılmazsın ama çok stresli bir gün geçirdim. Gevezelik yapacak enerjim yok.
I didn't mean to offend. No, no, no.
Sizi kırmak istemedim.
I've often found that it's the chubby girls who offend most easily.
Artık... Merhaba. - Merhaba.
Okay, children, we've just received word from the Mayor that the Christmas play can't include any Christmas lights since they offend people with epilepsy.
Pekala çocuklar. Sadece başkandan gelen kelimeleri... oyunumuzda kullanabiliriz ve Noel ışıkları yakamayız o insanlar yanlış olduğunu düşünüyor.
I'm sorry. I didn't mean to offend you.
Özür dilerim, seni gücendirmek istemedim.
I detest my sins because Ι dread the loss of heaven and the pains of hell, but most of alΙ, because they offend thee, my God, who sent me a daughter-in-law from the land of the Moabites.
Günahlarımdan nefret ediyorum. Her şeyden öte sana karşı kabahat işlediler, Tanrım - - Moebite'lerin ülkesinden bana bir gelin gönderen.
I didn't mean to offend you at dinner.
Yemekte seni gücendirmek istemedim.
That might offend the Germans and piss off the Olympic Committee.
Bill, bu Almanları gücendirebilir ve Olimpiyat Komitesi'ni de kızdırabilir.
Perhaps if we brought back Maurice, I would not offend you so.
Belki Maurice i geri getirebilirsek, Sizi daha fazla kızdırmam.
Look, I didn't mean to offend you
Bak, Seni suçlamak istemiyorum
- How do I offend, my lord?
- Sizi nasıl kızdırdım, lordum?
That didn't offend me.
- Hayır.
- Does that term offend you?
- Bu deyim sizi rahatsız mı ediyor?
Not a word to offend you.
Seni gücendirecek tek kelime etmedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]