English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ O ] / Oh shoot

Oh shoot Çeviri Türkçe

935 parallel translation
Oh shoot, Dick, Lucy's up at the Great Northern helping with the Milford wedding.
Hay aksi, Lucy Great Northern'da. Milford'un düğününe yardım ediyor.
- Oh, shoot him.
- Vurun şunu.
- Oh, no, don't shoot!
- Ateş etmeyin!
Oh, well, shoot him right in.
Tamam, hemen içeri al.
- Oh, dear, oh, dear. - But I got Chicka Chicka Boom Boom - and Shoot the Sherbet to Me Herbert.
Ama'Chicka Chicka Boom Boom've'Shoot the Sherbet to Me Herbert'buldum.
Oh, mama, here they come. Shoot me while I'm happy.
İşte geliyorlar anacığım, mutluyken vur beni
Oh, it's fun to hunt and shoot a gun
Oh, it's fun to hunt and shoot a gun
Oh, yes, about the shoot come Saturday.
Oh, peki ya cumartesi günkü atış yarışması?
Oh, look, my dear, we went to the stable to shoot a rat and found Captain Smollet.
Oh, bak, tatlım, Ahıra sıçan vurmak için gittik ve Captain Smollet'i bulduk.
Oh Lord and master of m y life, keep from me the spirit of.'.. I'm gonna shoot over their heads.
Kafalarının üstüne ateş edeceğim.
Don't shoot. Oh.
Ateş etmeyin.
- That's too bad. I'd sure like to shoot it out with her.
Oh, bu çok kötü çünkü onunla biraz atış yapmak isterdim.
Oh, yeah, you're gonna shoot me up in something?
Beni bir yerlere mi çıkaracaksın?
- Don't shoot, it's us! - Oh. ( Clears throat )
- Ateş etme, biziz!
Don't shoot. Don't shoot, please, sir. Oh, my goodness.
Ateş etmeyin, ateş etmeyin, lütfen efendim, size yalvarıyorum.
Oh, please, mister... don't shoot me with that.
Lütfen bayım, beni vurma o şeyle.
You're gonna shoot'em, sir.
Oh. Demek onları vuracaksınız.
Oh, shoot.
Oh, lanet olsun.
Oh, shoot.
- Oh olamaz!
Oh, I figured we'd just ride in there and shoot down anyone carrying'a gun.
- Oraya gidip üstünde silah taşıyan herkesi vurmayı planlıyorum.
Oh, shoot me, Mike.
Vur beni Mike. Tanrı aşkına beni vur.
- Relax. Relax. - Oh, shoot.
Sakin ol.
Oh, you tried to shoot him?
Oh, onu vurmağa çalıştın?
Oh, shoot.
Ah, lanet!
- And you give to me - Oh, shoot!
Hay Allah.
Oh, my God, don't shoot!
Oh, aman Tanrım, ateş etmeyin!
No, no! Oh, shoot!
Hayır, Hayır!
Don't shoot! Oh, don't shoot.
Lütfen ateş etmeyin!
Henry! Oh, shoot!
Lanet olsun!
Oh, shoot, it's the cops.
O ne be, aynasızlar.
Oh, shoot.
Avlanmaya mı?
Oh, sure we can probably shoot some pictures of their equipment.
Tabiiki muhtemelen bazı resimleri ve onların aletlerini kullanabiliriz.
- Oh, that's good. You're gonna shoot mice with that, right?
Süper, bununla fareleri vuracaksın değil mi?
Oh, God. Don't shoot.
Yüce tanrım.
Oh, what if I shoot me a live cop?
Canlı bir polis vurmama ne dersin?
- Oh, shoot, honey, that's half the fun.
- Haydi ama, tatlım, en eğlenceli kısmı bu.
- Oh, shoot.
- Lanet olsun.
Oh, my God, shoot her!
Ah, Tanrım, vursanıza şunu!
Oh, shoot!
Kahretsin.
- Oh, shoot.
- Hakretsin.
Oh, shoot.
Söyle ne yapacağız?
Oh, shoot!
Kahretsin!
Hey, don't shoot! Oh, that was great!
Hey ateş etmeyin.
Oh, shoot me, hurt me.
Ateş et bana, yarala beni.
Oh, shoot.
Kahretsin!
oh, shoot.
- Tabii ki hayır.
Oh, I'm not gonna shoot you.
Sizi vuracak değilim.
Oh, set him up and shoot him down, huh?
Oh, önce ümitlendir sonra at, ha?
Oh, I don't know, Marce... but grease up the men and shoot the women, because I'm a-rolling!
Bilmiyorum Marcie, erkekleri jöle yelip kadınları vuracağız çünkü ben atıyorum!
Oh, don't shoot.
Dikkat edeceğim.
Oh, God, they're gonna shoot him.
Tanrım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]