Oldman Çeviri Türkçe
153 parallel translation
Oldman Daley.
İhtiyar Daley gibi.
So, oldman.
Nereye yürüyorsun?
Just like your oldman, son.
Aynen baban gibi, oğlum.
That fucking oldman!
Seni kahrolası moruk!
Bela Lugosi, Gary Oldman, they're vampires.
Bela Lugosi, Gary Oldman, onlar vampirler.
This is DJ Oldman.
Bu DJ Oldman.
I'm Professor Oldman.
Ben Profesör Oldman.
I'm here with Professor Oldman's group.
Ben Profesör Oldman'ın grubundanım.
I met Sydney at OIdman.
Sydney'yle Oldman'da tanıştık.
Mr. Oldman!
Bay Oldman!
Judging from the situation Mr. Kevin Oldman merely carried out his duty, that's all.
Olaydan suçlanan Bay Kevin Oldman sadece görevini yapmıştır, hepsi bu kadar.
Is there a special reason for that, Mr. Oldman?
Böyle olmasının özel bir nedeni var mı Bay Oldman?
... and Mr. Oldman has gained an amazing amount of support as the vanguard of those who believe in Robot Rights and desire a new social order which denies human supremacy.
... böylece Bay Oldman, robotların hakları olduğuna inanan ve insanların egemenliğini reddetmiş bir sosyal düzeni arzulayan kesimlerin büyük desteğini kazanmış görünüyor.
Among them is this man, currently the talk of the town. Mr. Kevin Oldman.
Gelenler arasında, şehrin en çok konuşulan adamı Bay Kevin Oldman da var.
Welcome, Mr. Oldman.
Hoşgeldiniz, Bay Oldman.
Mr. Oldman, one of the Martian delegates, isn't standing in support!
Mars delegelerinden biri olan Bay Oldman, tasarıyı desteklemiyor gibi görünüyor!
Mr. Oldman has abstained from the vote!
Bay Oldman çekimser oy kullandı!
Mr. Kevin Oldman, as well?
Peki, Bay Kevin Oldman?
It should be Gary Oldman.
Gary Oldman oynamalı.
Vodka Lemon ( sub by oldman sam )
Vodka Lemon ( altyazılar by zackum )
Anatomy of hell ( translated by oldman )
Cehennemin Anatomisi
In 1968, a mid 20s Afro-American from Florida, William Oldman... Umm...
1968'de, 20'li yaşlarda Floridalı Afro-Amerikan William Oldman...
- Hey, is that Gary Oldman?
- Oradaki Gary Oldman mı?
He - He was talking like Gary Oldman.
Gary Oldman gibi konuşuyordu.
Get around your oldman.
İhtiyar babanızın yanına gelin.
To our esteemed friend And colleague, John Oldman.
Saygıdeğer dostumuz,... ve meslektaşımız, John Oldman'a.
John Oldman?
John Oldman?
Uh, that's it, Mr. Oldman.
Hepsi bu kadar Bay Oldman.
It was nice seeing you again, Dr. Oldman.
Sizinle tanışmak güzeldi Dr. Oldman.
So, John Oldman.
E, John Oldman.
You'll stay in touch, Dr. Oldman.
Bağlantıda kalın Dr. Oldman.
And the oldman in the bathtub.
Ve küvetteki ihtiyar.
There was this emergency in London with Gary Oldman so I will be working with you.
Londra'da Gary Oldman ile ilgili acil bir durum çıktı. - Bu yüzden sizinle ben çalışacağım.
Yes. I thought my oldman threw it away but he kept it, the old wanker!
Evet. bizim moruğun attığını düşünüyordum, ihtiyar kerata!
You know, Sony are trying to get Gary Oldman to play me.
Sony benimle oynamak içim Gary Oldman'ı almaya çalışıyor.
Bela Lugosi, Frank Langella, Gary Oldman, Christopher Walken...
Bela Lugosi, Frank Langella, Gary Oldman, Christopher Walken...
This is a free road oldman and I do not need your permission to travel it.
Burası babanın yolu değil ihtiyar. Kullanmak için senden izin alacak değilim.
Anne Oldman.
Anne Oldman. ( * Old man : yaşlı adam )
Anne Oldman, your new DC.
Anne Oldman, yeni ortağın.
I'm DC Anne Oldman.
Ben memur Anne Oldman.
Why are you here, Oldman?
Neden burdasın, Oldman?
- Oldman.
- Oldman.
Oldman.
Oldman.
Present are myself, DI Jack Cloth, DC Anne Oldman, WPC Cardboard Cutout.
Kendimi tanıtayım, ben Jack Cloth, Anne Oldman, Resm-i Polis.
'Come on, just say it, Oldman.'I do.
'Hadi, söyle, Oldman.'Seviyorum.
You've got the makings of a good DI, Anne Oldman.
Sende ise iyi bir dedektif kumaşı var, Anne Oldman.
It's not good enough, Oldman!
yeterli değil, Oldman!
I'll always love you, Oldman.
Seni daima seveceğim, Oldman.
Oldman, anything?
Oldman, bir şey var mı?
Anne Oldman.
Anne Oldman.
All I wanna do is make it back to Sidnaw, sit down for Christmas dinner, watch some ball with my oldman, sleep in my own bed, have leftovers for about six months, eat some of that Christmas turkey.
Tek istediğim, Sidnaw'a geri dönmek. Noel yemeğine katılmak istiyorum. Kendi yatağımda yatmak istiyorum.