Oliver's Çeviri Türkçe
1,606 parallel translation
Oliver's been through a lot, and we're friends.
Oliver son zamanlarda çok şey geçirdi ve hepimiz arkadaşız.
He's a secret Jamie Oliver.
Adam gizli bir Jamie Oliver sanki.
Oliver tried to kill himself.
Oliver kendini öldürmeye çalışıyordu.
Someone's been using Oliver as a pawn.
Biri Oliver'ı bir oyunun içine sokmuş.
Where's Oliver?
Oliver nerede?
You're a fighter, Oliver.
Sen bir savaşçısın.
In other news, Oliver's back.
Diğer güzel bir haber Oliver geri döndü.
- I believe that's true. I just wanted to tell you, I made a reservation at La Grenouille at 6 : 00 and got you two tickets to Oliver!
Sizin için altıda La Grenouille'de yer ayırttığımı ve Oliver'a iki bilet aldığımı söylemek istemiştim.
Oliver, it's bad enough that I catch you dragging yourself through the mud again. But now you're bound and determined to ruin my date?
Bu senin yeniden kendinden geçmeni sağlayacak ama sen buraya buluşmamı mahvetmeye kararlı bir şekilde gelmişsin.
Oliver, let's not...
Oliver bence hiç...
- Oliver's right.
Oliver haklı Clark.
Haresh, don't get upset, my darling, but you are more of a Jamie Oliver than a James Bond.
Haresh sinirlenme canım ama sen bir Jamie Oliver'dan ya da James Bond'dan çok daha fazlasısın.
Now, who's this kid Luke knocked off the A-Team?
- A takımından atılan çocuk kimdi? - Oliver Calhoun.
Daddy's a partner at Delfino and Calhoun.Where Oliver's a second year lawyer today.
Babası Delfino ve Calhoun'un ortağı. Bugün Oliver da orada avukat.
Oliver's got the "cool kid" vote locked up.
Oliver okulun havalı çocuklar oylarını aldı.
What are oliver's greatest strengths?
Oliver'ın güçlü yanları neler?
( over-enunciating ) : Oliver, you're up!
Oliver, senin sıran!
There's oliver wilkerson.
Oliver Wilkerson da buradaymış.
Yo, oliver's right.
Yo, Oliver haklı.
That's what Oliver Reed thought when he tried to make me his special musketeer one night.
Aynısını beni, kendi özel silahşörü yapmaya çalışan Oliver Reed de düşünmüştü.
This reminds me of when I was In my theater camp's production of "oliver."
Bu bana "Oliver" oyunu için olan tiyatro kampını hatırlattı.
Now, Oliver Reed, oh, that's different.
Oliver Reed ise bambaşka.
- John Milton plays Oliver.
Tanışın. John Milton... Oliver.
That's because Oliver's not properly motivated.
Çünkü Oliver'ın kafası başka yerde.
# Oliver James washed in the rain... # I used to get high with a bagpipe player from Scotland.
İskoçyalı bir gayda çalgıcısıyla birlikte kafayı bulurdum eskiden.
Do not call them ninjas, Oliver. It's racist.
Ninja deme Oliver, ırkçı oluyorsun.
Dear Oliver, I tried to tell you but I figure you'll only probably believe me if it's in writing. It's over.
Değerli Oliver, yüzüne söyleyecektim ama yazıyla yazmazsam inanmayacağını biliyorum.
- It's Oliver.
- Oliver ben.
I feel shrunken, as if there's a tiny ancient Oliver Tate inside me operating the levers of a life-size Oliver-shaped shell.
İçime çekmiş hissediyorum, sanki küçük bir Oliver var içimde Kabuk tutmuş büyük Oliver'ı kontrol ediyor.
Oliver's not political either.
- Oliver de politik değildir.
No, I have the impression that it is not in keeping with the character of Dr Strange to behave in such a fashion.
Doktor Strange'in o tür davranışının karakterine uymadığını düşünüyorum. Ben Oliver Manders'den çok kuşkulanıyorum.
Not relationships. Ah. Now, Oliver Manders was present at both murders, and now he's keeping his head down.
Oliver Manders her iki cinayette de oradaydı ve şimdi de pek görünmüyor.
His name is Oliver Ndlovu, he's a member of the ANC.
Adı Oliver Ndlovu, ANC üyesi.
- What, Oliver?
- Hangi şiddet yanlısı bu, Oliver mı?
Oliver's gotten over bigger hurdles in his life than his friends dating.
Oliver'ın hayatında arkadaşlarının çıkmasından daha büyük sorunları var.
Oliver's got a greater destiny, and you're going to help me fulfill it.
Oliver'ın daha büyük bir kaderi var ve sen bunu gerçekleştirmeme yardım edeceksin.
I mean, it's been hard for Oliver ever since she and I - -
Onun benimle olması Oliver için zor olmalı ama...
Or there's a chance this night stalker isn't Oliver.
Bu adamın Oliver olmama ihtimali var.
I've checked Oliver's plane, his boat, and all the usual places - - I found nothing.
Oliver'ın uçağını, teknesini ve genelde gittiği yerleri gezdim ama hiçbir şey bulamadım.
Oliver's not the only one I've been worried about.
Endişelendiğim sadece Oliver değil.
That's the girl who's been training with Oliver.
Oliver ile çalışan kız.
There's a dark place inside everyone, Oliver.
Herksin içinde karanlık vardır, Oliver.
Hey. Oliver, what's up?
Oliver, neler oluyor?
Hey It's Oliver
Bu oliver.
Oliver's appendix has ruptured.
Oliver'ın apandisi patladı.
Oliver's searching all over the city For any sign of Courtney.
Oliver tüm şehirde Courtney'den bir iz arıyor.
Our oldest son, Oliver, he's driving back to college in Baltimore.
Abby ve Brady yukarıdalar. En büyük oğlumuz, Oliver ise, Baltimore'daki üniversitesine dönüyordu.
He's still not here yet, and no one knows where he is.
Bir FBI ajanı Oliver'ı arıyor. Buraya gelmedi ve kimse nerede olduğunu bilmiyor.
Fair enough. So where's your pictures of Oliver, then?
Tamam o zaman.
Uh, it's on the second shelf, red folder.
Peki Oliver'ın fotoğrafları nerede? İkinci rafta, kırmızı dosya.
So we found Oliver's car in a ditch off route 4.
Oliver'in aracını 4. yolda bir sulama kanalının içinde bulduk.