One foot in front of the other Çeviri Türkçe
122 parallel translation
It is nothing to place one foot in front of the other but to walk without seeing is most special.
Bir ayağını diğerinin önüne atabilmek önemsiz ama görmeden yürüyebilmek çok özel.
One foot in front of the other, then the other one in front of the first.
Bir ayak ötekinin önüne sonra öteki de diğerinin önüne.
One foot in front of the other?
Hani adım atarak yapılan olay.
Listen to me, just put one foot in front of the other.
Dinle beni sadece, bir ayağını diğerinin önüne koy.
One foot in front of the other.
Bir ayak, diğerinin önüne.
Putting one foot in front of the other.
Bir ayağımı, diğerinin önüne koyuyorum.
Keep putting one foot in front of the other.
- Bir seferde, tek bir şey...
Just keep putting one foot in front of the other.
- Gün be gün.. -...
Walk one foot in front of the other.
Bir ayağını öne doğru at.
- One foot in front of the other.
- Yürüyün hadi.
Putting One Foot in Front of the Other.
"Bir Ayağı Diğerinin Önüne Koyma."
[Segarra] It took all my strength and concentration... just to put one foot in front of the other.
Tüm gücümü ve konsantrasyonumu aldı sadece bir ayağımı diğerinin önüne koyabiliyorum.
One foot in front of the other... there you go.
Bir ayağını diğerinin önüne... İşte böyle.
Very slowly, walk the grid one foot in front of the other.
Yavaşça, rayın üzerinde yürü. Birer birer adımlarla.
In the meantime, one foot in front of the other starting in that direction.
Şu anda, şu yöne doğru yürümeye başla.
You know, one foot in front of the other?
Bilirsin, diğerinin önünde bir adım?
- One foot in front of the other, you know?
- Dün nasılsa bugünde bildiğin gibi.
I couldn't put one foot in front of the other.
Bir ayağımı diğerinin önüne koyamamıştım.
One foot in front of the other, and you will make it. "
"Bir adım, sonra diğer adım ve bu şekilde başaracaksınız." diyorum.
Put one foot in front of the other and anything's possible.
"Daima ileri doğru adım atarız ve herşeyi başarabiliriz."
JUST PUT ONE FOOT IN FRONT OF THE OTHER.
Bu kadar kalpsiz olmanı diyorum.
So, now with your feet, you want to spread your feet apart a little bit, get one foot in front of the other like I am.
Ayaklarınızdan başlayalım, Ayaklarınızın arasını biraz açın, ve benimki gibi biri daha önde olsun.
So why don't you start tomorrow... by putting one foot in front of the other?
Öyleyse neden yarın... bir adım atarak işe başlamıyorsunuz?
Let's just keep placing one foot in front of the other.
Bir ayağını diğerinin önüne getir.
All we have to do is put one foot in front of the other and we'll get to the top.
Tek yapmamız gereken öne doğru adımımızı atmak... ve böylece tepeye varırız.
One day at a time. One foot in front of the other.
Yavaş yavaş olacak.
quit... or put one foot in front of the other... and tough it out.
Kaçmak ya da üzerine giderek onu alt etmek.
One foot in front of the other.
Bir adım, sonra bir adım daha.
You put one foot in front of the other and move them.
Saçmalık! Bir ayağı diğerinin önüne getireceksin, ve onları hareket ettireceksin.
Just one foot in front of the other.
Yavaş yavaş iyileşiyoruz.
Put one foot in front of the other.
Adım adım.
One foot in front of the other.
Adım adım.
Mi hija, you keep putting one foot in front of the other, open your eyes to the opportunities, you're gonna get to where you want to go.
Kızım, sürekli ileriye doğru adım atmaya devam et, fırsatları gözden kaçırma, gitmek istediğin yere varacaksın.
Just put one foot in front of the other.
Adım adım, yavaş yavaş!
Just put one foot in front of the other.
Bir ayağını diğerinin önüne koy.
Put one foot in front of the other.
- Bir ayağını ötekinin önüne at. - Tamam.
You put one foot in front of the other.
Bir başla gerisi gelir.
Try to keep one foot in front of the other.
Adım adım ilerlemeye çalışıyorum işte.
One foot in front of the other it sounded so easy when mom used to say it.
Adım adım ilerlemek. Eskiden annem söylediğinde çok kolay gelirdi.
"just put one foot in front of the other and good things will come."
"Sen adım adım ilerlemeye çalış. İyi şeyler mutlaka gerçekleşecektir."
Iit felt like a symbolic kind of thing- - ordering a beam. one foot in front of the other.
Bir kiriş sipariş etmek adım adım ilerlemenin sembolik hâli gibi.
One foot in front of the other.
Adımlarını arka arkaya at.
I placed one foot in front of the other and came as far as the sea.
Denizden uzaklaşmak için yürüdüm.
One foot in front of the other.
Bir ayağını diğerinin önüne at.
A walking route? You know, one foot in front of the other, point A to point B, deliver the mail in between. Yes.
Yürüyerek mi?
All we can do is make the best choices we can and keep putting one foot in front of the other.
Yapabileceğimiz tek şey, elimizden gelen en iyi seçimleri yapıp yola devam etmek.
One foot in front of the other.
Bir ayağını diğerinin önüne koy.
Just put one foot in front of the other.
- Adım adım ilerlemeye çalış.
One foot in front of the other, Johnny!
Bir ayak diğerinin önüne Johnny!
No. no. no. I'm petrified. I'm... I'm gonna forget everything. I won't be able to put one foot in front of the other.
Yo, yo, yo. Heyecan değil. Dehşet içindeyim.
miss I-can't-put-one-foot-in-front-of-the-other-without-falling!
Seni görelim. Bayan düşmeden bir adım bile atamayan.