Onstage Çeviri Türkçe
627 parallel translation
I should be onstage!
Sahnede olmalıyım. Ben...
You men are to remain onstage throughout the performance.
Gösteri boyunca sahnede kal.
The guy you love is onstage.
- Bu dramatik bir an Adam seni sahnede sevecek
Except, of course, for the end, when he gets killed onstage.
Kuşkusuz oyunun sonu dışında, o sahnede öldürülür.
- I'm going onstage.
- Sahneye gidiyorum.
When my cue comes, I will be onstage.
Sıram geldiğinde sahnede olacağım.
- All those trying out as doubles, onstage.
- Dublörlük yapacaklar sahneye.
Come on onstage, fella.
Haydi sahneye çık sen.
I've never been onstage before.
Daha önce sahneye çıkmadım hiç.
This is gonna be great. You walk out onstage very sophisticated-like.
Sahneyi böyle çok özel, havalı bir pozda terk ediyorsunuz.
Pleasure, waves them onstage a hearse drags them off The Eiffel rusts quicker than the bones in water of death,
Bir forsep getirdi, bir cenaze arabası alıp götürüyor ve kule paslanıyor ve Panthéon kentin içine iyice işlemiş toprağında yatan ölülerin kemiklerinden daha çabuk çatlıyor...
Well, I was lucky enough to see Miss Bancroft play it onstage.
Bayan Anne Bancroft'u sahnede izleme şansına erişmiştim.
Coming up, all dancers onstage for rehearsal, please.
Bütün dansçılar sahneye lütfen, prova başlıyor.
Make no mistake, this stripping onstage... doesn't help this wardrobe.
Sahne üstünde soyunarak yeni elbiseler alınmıyor.
That is not, of course, the only thing you do onstage... for those who've never seen you before, and of course there have to be a few.
Sahnede yaptığınız tek şey bu değil tabii. Bunu da, sizi daha önce seyretmemiş birkaç kişi dışında herkes biliyor.
But what would you say is the meaning of destruction onstage... when you do it like that? It's nothing but a release, I guess.
Sahnede gitar parçalamanın... sizce anlamı nedir?
My brother would enter and walk onstage, and I'd be behind him... making the same moves, so that you couldn't see me from the front.
Ağabeyim sahneye girip yürüyordu, ben de tam arkasındaydım. Önden beni göremesinler diye onunla aynı hareketleri yapıyordum.
Everybody get onstage!
Herkes sahneye!
Paul Keiser, Don Wallace, Cynthia Robbins Carla Williams, Susan Weinstein, Donna Douglas and Paula McFadden, onstage, please!
Paul Keiser, Don Wallace, Cynthia Robbins Carla Williams, Susan Weinstein, Donna Douglas ve Paula McFadden, sahneye lütfen.
The next group, onstage please!
Sıradaki grubu sahneye alalım lütfen.
- There's a drunk onstage!
- Sarhoş bir adam sahneye fırladı!
There won't be a swan onstage.
Sahnede hiç kuğu olmayacak.
Nobody sees them onstage.
Sahnede kimse onları görmüyor.
What do you do while I'm onstage?
Ben sahnedeyken, ne yapıyorsun?
Where do you go while I kill myself onstage?
Kendimi parçalarken, nereye gidiyorsun?
Is he onstage?
Sahnede mi?
You're the star onstage.
Sen de sahnedeki yıldız.
Onstage, perhaps.
Sahne de olabilir.
He's appearing onstage with Sonny Steele.
- Atı ne yapacaksınız?
Nick and Kim, onstage.
Nick ve Kim, sahneye çıkın.
Only onstage, of course.
Sadece sahnede elbette.
Don't you realize it might be against the law having a chicken dancing onstage?
Anlamıyor musun, bir tavuğa sahnede dans ettirmek yasak.
They see us onstage with tight trousers...
Bizi sahnede dar pantolonların içinde görüyorlar...
So I strap this piece on right down in here when I'm onstage.
Sahnedeyken bunu takıyorum buraya.
- You can run anywhere onstage with it.
- Onunla sahnede her yere koşabilirsin.
This is what we use onstage.
Bunu sahnedeyken kullanıyoruz.
He exploded onstage.
Sahnede patlayıverdi.
We've been onstage, right?
Sahnede bulunduk, değil mi?
We go right onstage and it's quite simple.
Sahneye çıkıyoruz ve çok basit.
Yes, it fuckin'did, and it was not pleasant to be part of the comedy onstage.
Evet, oldu, ve sahnede komedinin bir parçası olmak hoş bir şey değildi.
And that's... my childhood up there onstage is that moose.
Ve bu... benim sahnede geçmiş olan çocukluğum o geyik işte.
So when you're playing, you feel like a preserved moose onstage?
- Yani çalarken, sahnede kendini korunmuş bir geyik gibi mi hissediyorsun? - Evet
For some reason, I started feeling embarrassed onstage.
Nedenini bilmiyorum. Sahnede utanmaya başladım.
But worst of all, I was ashamed of being honest onstage.
Ama en kötüsü, sahnede içten olmaktan utandım.
That there are some people who like to fondle the dancers'asses backstage and some who like to see the dancers asses under the lights onstage.
Bazı insanlar vardır ki, dansçıların poposunu sahne arkasında okşamayı sever. Ve bazı insanlar da dansçıların poposunu sahne ışıkları altında görmekten hoşlanır.
Paul met me the first day I did Be Bop a Lula live onstage.
Paul ile, Be Bop a Lula'yı sahnede ilk kez okuduğum gün tanıştık.
I can remember the time when one drunken Kraut... tried to get onstage and John Lennon was eating onstage... and he threw his knife at him.
Bir Almanın sahneye çıkmaya çalıştığını, John Lennon'ın da... o esnada sahnede yemek yediğini hatırlıyorum. ALLAN WILLIAMS - Beatles'ın Organizatörü
And so you had this town full of gangsters... who used to love the Beatles... and used to send them crates of ale onstage.
Bir de bir sürü gangster vardı. Bunlar Beatles hayranıydılar. Onlara, sahnedeyken kasa kasa bira gönderirlerdi.
Absolutely legless onstage.
Resmen küfelik.
All doubles onstage.
Tüm benzerler sahneye.
When I walked out onstage 210 people looking like they just got a shot of Novocaine.
Dişçi lokal anestezi yapmış gibi duran 210 kişi.