Openly Çeviri Türkçe
836 parallel translation
"lf she had gone openly, I would have understood, but to slink off like that, to let me come home to an empty house, that was heartless!"
Eğer açık açık evden ayrılmış olsaydı bunu anlardım ama bu şekilde sıvışması böyle boş bir eve gelmeme göz göre göre izin vermesi çok merhametsizceydi!
It's a secret, but they do it so openly, everyone knows about it.
Aslında sır. Ama öyle açıkça yapıyorlar ki, herkes biliyor.
We are free at last to speak openly Far from the crowds, the city's blare
Şehrin gürültüsü ve insanlardan uzakta istediğimiz gibi konuşmakta serbestiz.
She rides openly with him!
Onunla beraber yine!
And then, I wouldn't confess this openly, but from one criminologist to another... we take credit in being inhumanly skillful.
Ve sonra, aslında bunu açıkça söylemezdim, ama ikimiz de suç uzmanı olduğumuza göre zalimce becerileri kendimize göre kullanırız.
You are accused of consorting openly with Pierre Cot who spoke slightingly of the revolution.
Devrim hakkında küçümseyerek konuşan Pierre Cot ile alenen arkadaşlık etmekle suçlanıyorsun.
My mother never acknowledged me openly.
Annem beni asla kabul etmedi.
As it has been openly mentioned here by my superior officer that restriction no longer applies, and I shall speak.
Amirlerimin burada bahsini açtığına göre konuşmam için artık bir sınırlama kalmamıştır.
His attitude throughout was a contempt for authority. He was openly seditious.
O duruşma boyunca saygısızlık etti.
Dear Geneviève, do you want us to talk openly?
Sevgili Geneviève, açıkça konuşmaya ne dersin? - Ben can sıkıcı bir eş miyim?
To confess that you and he, to admit openly without delicacy that you... why do you stop?
Sen ve o itiraf edin, açıkça kabul etsen bunu nezaketsiz... Neden kesmiyorsunuz?
Full of pity for the wife left ill and deserted while her husband openly carries on...
Zavallı, hasta eşini terk eden koca alenen devam ediyor...
Jekyll, I wouldn't talk these experiments around very openly if I were you.
Jekyll, senin yerinde olsaydım, bu teorilerden ulu orta bahsetmezdim.
Openly speaking, we're what you might call cattle separators.
Dürüst olmak gerekirse, biz sürüleri böleriz.
We don't talk together openly.
Birbirimizle doğru dürüst konuşmuyoruz.
They openly boast about it!
- Bununla açıkça övünmüyorlar mı?
Ali Baba is not such a fool as to attack the city openly.
Ali Baba şehre açık açık saldıracak kadar aptal değil.
Now I'll stand by you openly.
Şimdi alenen seni destekleyeceğim.
In my excitement and anger, I listened openly to their conversation.
O heyecan ve öfke ile, konuşmalarına açıkça kulak kabarttım.
I discussed it very openly.
Çok açıkça konuştuk.
Did you ever have occasion to hear the Countess express sympathy for the Nazis, privately or openly?
Söyle bakalım, Kontes'in uluorta ya gizlice Nazilere sempatisini dile getirdiğini duydun mu hiç?
A lowly section chief openly defying the deputy mayor.
Kısım amiri üst makamdaki başkan yardımcısına kafa tutuyor.
I hope, Cecily, I shall not offend you... if I state quite openly and frankly...
Umarım Cecily, dürüst ve açık konuşarak seni gücendirmem ama
At West Point, before the declaration of war he openly sympathized with his home state.
Savaşın ilanından önce West Point'te öğrenciyken doğduğu eyaletin açıkça sempatizanıydı.
But I admit it openly
Ama ben açıkça söylerim.
I'm a selfish man, not a good man. But I admit it openly
Bencil bir insanım, kötüyüm, ama bunu açıkça söylüyorum.
I ask you now, openly
Şimdi herkesin önünde.
Because no hand has ever been raised openly against a Pharaoh.
Çünkü onlar açıkça Firavuna el kaldırmaz.
He doesn't even speak openly to his daughter.
Ona kendi kızından çok daha iyi davranıyor.
People need to speak openly so that resentment doesn't build.
Kırgınlıklar yaşanmaması için herkesin açık konuşması lazım.
I openly admit that I do not tolerate pugs, lap-dogs cats or so-called old friends.
Küçük köpekleri, kedileri veya sözde "eski dostları" kabul etmem.
Tell the girls not to tackle men too openly today.
Kızlara bugün müşterileri çok yolmamasını söyle.
Demosthenes declares openly that the battle of Chaeronea will decide once and for all who is to be master in Greece.
Demosthenes açıkça söylüyor ki Chaeronea savaşı, Yunanistan'ın efendisinin kim olacağının nihai olarak belirleneceği savaştır.
I came openly into the camp, and sought to be brought to you!
Yalan söylüyorsun! Kendim isteyerek teslim oldum ve sizinle görüşmek istiyorum!
Only at a moment like this can one talk so openly.
Ancak böyle bir anda kişi açık konuşabiliyor.
We'll come in and out of the front door openly.
Özgürce ön kapıdan girip çıkabileceğiz.
We could lay out the notes openly.
Parayı korkusuzca masaya koyabiliyorduk.
While Mother was alive, she was so obsessed with fears that I couldn't work openly.
Annem sağ iken korkularına o kadar takıntılıydı ki, rahat çalışamadım.
Even the people talk openly of his shame.
İnsanlar bile onun hakkında iyi konuşmuyor.
- Openly as a prisoner of war?
Hem de bir savaş esiri olarak?
- To send him away? Openly?
- Açıkça kovacak kadar güçlü müsün?
I admit openly, that the force, or the kind of it, that some of my compatriots believe we must use, is extremely unpleasant.
Şunu söylemeliyim ki, bazı yurttaşlarımın da düşündüğü gibi, şiddeti uygulamak beni tiksindiriyor.
But not everyone is capable of expressing themselves openly and freely.
Herkes kendini açıkça ve özgürce ifade edemez.
We cannot openly condone such acts.
Böyle şeylere göz yummamız söz konusu olamaz.
Everyone shunned him openly because he'd been branded by the most vile disgrace possible.
Herkes açıkça ondan uzak duruyor... çünkü bu mümkün olan en büyük onursuzluk.
And this was rather annoying, because I, the wounded party, couldn't go about openly gathering information.
Ve bu daha da rahatsız ediciydi, çünkü, yaralılar grubu açıktan açığa bilgi toplayamıyorlardı.
He was agitated and openly exhausted and ill-tempered.
Hırçın, sevimsiz ve huysuz biri oldu.
To be known openly as you are for what you are :
Sizin ne olduğunuzun açıkça bilinmesi için :
And the greatest force in Spain, the church openly takes part supporting the rebellion.
İspanya'nın en büyük gücü, gerici kilise isyancılara açık açık her türlü desteği sağladı.
I'm sorry I cannot help you openly
Üzgünüm, sana alenen yardım edemem.
But I must see you even though it hurts me not to be able to visit you openly
Seni alenen ziyaret edememek bana acı verse de seni görmem gerek.