Opens Çeviri Türkçe
4,181 parallel translation
When that door opens, something draws me through it.
O kapı açıldığında bir şey beni oraya çekiyor.
[Door opens] Thank you, Jack.
Sen de sağ ol, Jack.
The trunk opens!
Bagajı da açılıyor!
No, I meant this side... opens onto the road.
Hayır, bu tarafı kastettim... yola açılan taraf.
[soda can opens] Three-man trucks?
Üç adamlı müdahale aracı mı?
I think Dad's gone crazy. [door opens]
Sanırım babam deliriyor.
Opens next month.
Gelecek ay açılıyor.
( door opens ) You guys!
Çocuklar!
if we don't find something conclusive, and opens the department up to a lawsuit.
Eğer sağlam bir delil bulamazsak bu durum dosyayı tehlikeye atar ve departmanın dava edilmesine neden olabilir.
This is flighty, what you're doing right now. [Door opens] Hmm.
Karmakarışık şu an yaptığın işte.
I deserve that much. [Door opens, shuts] Hey.
Bu kadarını hak ediyorum.
Once fear is gone, life opens up to all its grandeur.
Korku ortadan kalktığında hayat tüm görkemliğini sunar.
"Well, when fear is gone, life opens up all its grandeur."
"Korku ortadan kalktığında hayat tüm görkemliğini sunar."
That just opens up a whole world of suspects.
Bunun tüm şüphelileri tüm dünyaya yayılır.
( car door opens )
( Arabanın kapısını açar )
How long has the victim been dead? [Door opens]
Kurban ne kadar süre önce ölmüş?
[Door opens] So, let me guess.
Yani, tahmin edeyim,
I'll be on the inside when it opens.
Kapılar açıldığında içeride olacağım.
When the mall opens, blow the whistle.
Alışveriş merkezi açılınca ıslık çal.
The shrimps remove leftovers from between the eel's teeth when the eel opens its mouth.
Müren ağzını açtığında, karidesler dişlerin arasındaki artıkları temizler.
She, like, opens the door and is like,
Kapıyı açtı ve...
Hurry, it only opens from the inside.
Çabuk ol, bu sadece içeriden açılıyor.
if a case opens up, it's yours.
Bir dava çıkarsa senindir.
( Door opens ) ( Cyrus ) That's our boy!
Bu bizim oğlan!
yeah, it's pretty bad. [door opens] sergeant!
- Evet, oldukça kötü.
From the size and shape of this key, I'd say it opens up a safe deposit box.
Bu anahtarın boyut ve şekline bakarsak, bence bir kasanın anahtarı bu.
all i have to do is put my thumb on that thing, and it opens up all my electric mails.
Tek yapmam gereken parmağımı şu şeyin üzerine koymak. Böylece bütün elektrik postalarım açılıyor.
[Engine turns off, car door opens] 85 degrees in December!
... : ikinci çevirim. hatalarım için kusura bakmayın. tonmayster :... Aralık'ta 85 F sıcaklık!
This way, Manny. [Door opens, closes] What is it?
Bu taraftan, Manny.
Better ask him who. [Door opens] You've been staring at that board for over an hour.
En iyisi ona sormak.
But if he opens his mouth again, I will get the usher.
Ama bir daha ağzını açacak olursa görevliyi çağıracağım.
Captain Gregson pointed out that... tossing Holmes opens the department up to charges of impropriety on every case Holmes worked on.
Baş komiser Gregson Holmes'u atmanın onun açtığı her davanın boşta kalmasına sebep olacağını söyledi.
Kyros will see through the deception the moment he opens it.
Kyros kutuyu açtığı anda düzenbazlığımızı anlar.
♪ Store opens at nine.
# Mağaza saat 9'da açılacak #
The next white son of a bitch that opens his mouth I'll smash his goddamn teeth in.
Bir beyaz orospu çocuğu daha ağzını açarsa dişlerini dökeceğim.
If she opens her mouth to the cops... you're finished.
Polis merkezinde ağzını açarsa, bitersin.
So, when the Pod opens, what happens to you?
Peki, gonca açıldığında sana ne olacak?
Wednesday the World's Fair opens, Thursday our book goes on sale.
Çarşampa günü Dünya Festivali açılıyor, perşembe günü kitap satışa çıkıyor.
What happens when he opens his mouth?
Çenesi çözüldüğünde ne olacak?
I have it, but I can't cash it till tomorrow when the lottery office opens.
Kuponlar bende ama yarın, piyango idaresi açılmadan nakde çeviremiyorum.
I let go of my pilot chute, which opens my canopy, because I see Smitty's over here.
Ana paraşütü açan kılavuzu açtım. Çünkü Smitty'yi görebiliyordum.
We'll get him in the next OR that opens up.
- Ameliyathane boşalınca onu alacağız.
Nurse, start him on some morphine, dress that wound, and let me know when the next OR opens up.
Hemşire, morfine başla, yarasını sar ve ameliyathane boşalınca haber ver.
The door opens with a numerical code.
Kapılar sayısal bir şifreyle açılıyor.
[Door opens] My point is - -
- Ben...
Is there any chance that this baby... [door closes ] [ knock at door, door opens]
Başçavuşum?
As we speak, our computer specialists are tracing the ip address that accessed... ( Opens drawer )
Biz konuşurken, bilgisayar analistleri...
Uncle On, opens the door, slowly
Oin Amca, yavaş yavaş kapıyı aç.
[Door opens] No, look.
Dur bak, polisi aradım.
[Door opens, closes]... shot and scores!
Vurdu ve gol!
When Spacekey opens, work there.
- Space Cue açılınca orada işe başla.