Opossum Çeviri Türkçe
80 parallel translation
Stinky opossum!
Kokuşmuş sıçan!
Stinky opossum twice over!
Kokuşmuş sıçan!
In all the years we've been tracking coons and possums in these woods... He ain't never tore one of them up yet. Mm-mmm, no...
Bu ormanlarda rakun ve opossum yakaladığımız tüm bu yıllar boyunca onların hiçbirini yırtıp parçalamadı.
Get down and act like a possum.
- Çömel ve opossum gibi davran.
I don't look like no possum.
- Ben opossum gibi görünmüyorum ki.
May I have more'possum stew? - Opossum.
Biraz daha posum eti alabilir miyim?
The opossum, that lives in North and South America, is one.
Kuzey ve Güney Amerika'da yaşayan opossum bunlardan biridir.
There are about 70 different kinds of opossum in the New World.
Yeni dünyada 70 kadar farklı opossum türü bulunur.
A slightly larger one lives in the cool, dank scrub of the high Andes, the rat opossum.
Biraz daha büyük bir tür, And Dağları'nın soğuk ve nemli çalılıklarında yaşar.
It was related to the American opossum, like it, it was small and insect-eating, but it differed in one crucial respect, and may have looked something like this.
Amerikan opossumu ile akrabaydı ve onun gibi küçüktü ve böcek yiyordu. Ama ondan bir konuda çok farklıydı ve muhtemelen buna benzer bir şeydi.
Baby rabbits develop within the mother for 28 days, twice as long as an opossum, a primitive marsupial of about the same size.
Yavru tavşanlar 28 gün boyunca annelerinin içinde büyür. Bu, aynı boyuttaki ilkel bir keseli olan opossumdaki sürenin iki katıdır.
HEY, SAMMY. LISA MAE SAID CALVIN MARTIN WAS OUT THERE OPOSSUM HUNTIN'LAST NIGHT...
Lisa Mae dediki, Calvin Martin dün akşam keseli sıçan avlarken...
So Doc, the raccoon and the possum took a road trip to meet this mysterious beaver.
Doktor, rakun ve opossum, esrarengiz kunduzla buluşmak için yola çıktı.
- No, I don't think they make a Possum.
- Opossum ürettiklerini sanmıyorum.
He said it was "O. Possum."
Opossum olduğunu söyledi.
Okay. Take the opossum to Exam 1 and get the kangaroo to Sutures.
Opossum'u birinci muayene odasına alın.
- Exam 1. - The opossum guy's still in there.
- Birinci muayene odasına.
You still playing opossum?
Hâlâ ölü numarası mı yapıyorsunuz?
Start the opossum.
Keseli sıçanla başlayalım.
An opossum capering around like that would be a smash hit.
Etrafta bu şekilde dolaşan bir sıçan mükemmel olurdu.
Jess and I went for ice cream and we were just driving... and it was dark, and this dog or cat or possum... it was small and furry, it ran out into the middle of the road and Jess swerved...
Karanlıktı. Önümüze bir köpek kedi ya da "opossum" çıktı. Küçük ve tüylüydü.
It's the yapok, or water opossum.
Bu bir "yapok" veya su keseli sıçanı.
Many are similar to this woolly opossum - tree dwellers with few specialisations and a broad diet which can include flowers, fruit and insects.
Çoğu bu kürklü keseli sıçana benziyor. Bazı özel yetilere sahip, ağaçta yaşayan ; çiçek, meyve ve böcekleri içeren diyete sahip türler.
Like an opossum.
Bir opussum mesela.
I thought we were gonna capture him and, you know, set him free in the countryside where he could meet a friendly possum and a wisecracking owl.
Ben onu yakalayacağımızı... ... ve onu dost canlısı bir opossum ya da esprili bir baykuşla tanışabileceği, kırlık bir bölgede serbest bırakabileceğimizi düşünmüştüm.
Till that possum got up your pant leg, you were way ahead.
Opossum pantolonundan içeri girdiğinde çok daha iyiydin.
What about the old boot that opossum gave birth in? It's out in the garage.
Opussumun içinde doğum yaptığı o eski bota ne dersin?
Diego, they're possums.
Diego, bunlar opossum.
Possum, possum, possum.
Opossum, opossum, opossum.
You must be part possum.
Sen de opossum kırması olmalısın.
To a possum, bravery is just dumb.
Bir opossum için, kahramanlık salaklıktır.
I don't care if she thinks she's a possum.
Kendini opossum sanıyor olması umurumda değil.
I was a little bigger than the other possum kids.
Diğer opossum çocuklardan daha iriydim.
Now I understand why the possum boys didn't find me appealing.
Opossum çocukların neden beni çekici bulmadıklarını şimdi anlıyorum.
This morning I woke up a possum and now I'm a mammoth.
Bu sabah bir opossum olarak uyandım, şimdi bir mamutum.
Possum?
Opossum.
"A raccoon fought a opossum for half a bag of french fries... " in the motel parking lot.
Otelin parkında, bir rakunla bir keseli sıçan, yarım paket patates kızartması için kavga etti.
In the same manner, I claimed my parking space, the dead opossum across the street, and doug's sandwich.
Bu şekilde, park yerime, yolun karşısındaki ölü, keseli sıçana ve Doug'un sandviçine el koydum.
She was playing opossum.
Ölü taklidi yapıyordu.
-,'sn osm.
- Bu bir opossum.
at i A stressed-out opossum can go into a false sleep, lasting up to four hours.
Stres altındaki bir opossum sahte uykuya dalabilir, bu 4 saate kadar sürebilir.
osm.
- Opossum.
- Opossum.
Opossum.
Nah, I think he is playing Opossum.
Hayır. Bence Opossum gibi rol yapıyor.
Try steamed opossum.
Keseli sıçan güvecini denemek isteyebilirsiniz.
So what's opossum?
Şu güveçten biraz versen nasıl olur?
- Maybe he mutated into a possum.
Belki de mutasyonu Opossum'a dönüştürmüştür.
- No, possums have 15 mammaries.
Hayır, Opossum'un 15 memesi var.
- Don't opossum any more.
Biliyorsun.
This is the woolly opossum.
Bu bir yünlü opossumdur.
- Okay.
- Opossum hâlâ orada.