Oram Çeviri Türkçe
101 parallel translation
"Alonzo, all my life men have tried to put their beastly hands on me to paw over me".
Alonzo, hayatım boyunca erkekler o iğrenç ellerini üzerime atıp oramı buramı mıncıklamaya çalıştı.
That is my least vulnerable spot.
Oram, hiç de hassas olmayan bir yerimdir.
I think I'm going to be a little too distinguished to go on shaking it around, you know?
Galiba oramı buramı sallamak için biraz fazla seçkin biriyim, anlıyor musun?
- Check and see if I — Yeah, if I got my period yet.
Sürekli oramı kontrol ediyordum?
Mom, come kiss my pussy.
# Anne, oramı öp.
There is no way in God's earth that I will bare my... out there.
Oramı buramı açıp da... hayatta gösteremem.
I have closed it. For you.
Oramı kilitledim.
Bite me over here.
Oramı ısır.
No, Lou, don't bite me there.
Hayır Lou. Oramı ısırma.
My dick?
Oram mı?
To burn a hole in my ass?
Oramı yakıp delik açmak için mi?
Why don't you lick it?
Neden oramı da yalamıyorsun?
She did kind of brush me in that region, but I mamboed out of there.
Oramı okşadı biraz ama ben tüydüm oradan.
Do you like my tummy?
Oramı seviyor musun?
They're feeling me up every day. Oh, come on, Frank.
Her gün oramı buramı mıncıklıyorlar!
I just find it difficult to watch you paw at me with....
Sadece oramı buramı ellemeni izlemek zor geliyor....
When you kiss me down there you're like a great artist.
Oramı öperken müthiş bir sanatçı gibisin.
Mariolina gave me my first hand job.
Oramı ilk Mariolina ellemişti.
- I think the belt caught me there.
- Kemer oramı sıkmış galiba.
No, I am totally bald and freezing.
Hayır! Oram kel kaldı! Ve ayrıca donuyorum.
I can't believe I just showed everyone my tater tots.
Herkese oramı buramı gösterdiğime inanamıyorum.
I become terrified i have scratched it off down there And do not touch myself again.
Oramı kazıdığımı sanıp korkuyorum ve bir daha kendime dokunmuyorum.
I get taken to the hospital, . And they sew it up down there from where it's been torn apart
Hastaneye götürülüyorum ve oramın kesilen yerini dikiyorlar.
My jewels got licked by six frisky deer
Oramı altı neşeli geyik yaladı
I swap hickeys with a drunk woman after groping my abs and calling me Mr. LA.
Oramı buramı yokladıktan sonra sarhoş bir kadınla salyalarımı değiş tokuş ettim... bana Bay Los Angeles diyordu. Benim için klübün tuvaletinde striptiz yaptı.
Scratched me up like a two-sizes too small wool sweater on a hot afternoon.
Öyle bir çizdi ki oramı buramı,
- He's always poking between my legs.
Oramı neredeyse koparacak.
But now, tell me what covers me down there.
Ama bu sefer oramı neyin kapladığını söyleyeceksiniz?
# My pussy is a fucking shrine. #
# Oram kutsal bir kutudur. #
Number two... uh... you wouldn't actually shave me there, would you?
Seçenek iki gerçekten de oramı traş etmiyorsunuz, değil mi?
As far as you know, I'm like G.l. Joe down there, okay?
Oram da Gl Joe gibidir.
Messed up down there.
Oram mahvolmuş durumda.
I burned my fucking snatch!
Tanrım, oramı yaktım!
Seth, can you tell Jack to kiss my...
Seth, Jack'e oramı öpmesini...
I mean, we were out pretty deep.
Yani, oramın çok içerilerindeydik.
- And don't give me any junk in the trunk, either.
- Benim oramı buramı da olduğundan büyük çizme.
I've got blisters.
Oram buram kabardı.
We don't got time to shake our buns and spread our legs like whores
Oramızı buramızı sallayıp, orospular gibi bacaklarımızı ayıracak vaktimiz yok bizim.
I already got enough doctors touching me and poking me and squeezing me up here and jiggling me down there, and that's just the receptionist!
Doktor mu? Bana dokunan, dürten, sıkıştıran, oramı buramı sallayan yeterince doktor zaten var. Ayrıca bu sadece resepsiyonistmiş!
La Torre had a party behind him.
Bu toprak bizimdir. Kendi oramız var. = Biz yöneten bir ulusumuz var.
This guy could not hold my jock sweat.
Bu herif oramı buramı tutamaz.
I was rolling, and I let her go down on me. And I watched you jerk off.
Uçuyordum ve oramı yalamasına izin verdim ve seni mastürbasyon yaparken izledim.
I shave my pussy in different shapes, you know?
Oramı değişik şekillerde tıraş ediyorum.
Always falling, bruising my tailbone, bumping my head.
Her zaman düşerdim, oramı buramı morartır, başımı bir yerlere çarpardım.
I'm surprised to see you had it in me.
Oramı buramı morarttığına inanamıyorum.
See ya out there.
Oramı gördün.
Quit touching my junk, pervert!
Oramı buramı elleme, sapık!
But thank you... for groping me and bringing your face into our dinner.
Ama oramı buramı ellediğin için ve masamızda yüzünü gösterdiğin için teşekkür ederiz.
This immigration guy, he's patting me down, he's feeling me up, he's starting to get very personal, right?
Göçmen bürosunda çalışan adam beni okşadı oramı buramı sıvazlamaya başlamıştı. Çok samimi olmaya başlamıştı.
It was hard to meditate with you constantly trying to feel me up.
Sen oramı buramı ellerken meditasyon yapmak kolay olmuyordu.
Stop pawing me.
Oramı buramı elleme.