Orientation Çeviri Türkçe
683 parallel translation
We're going up this morning for an orientation flight.
Bu sabah çevreye intibak uçuşu yapacağız.
We have a New Neighbors Orientation Committee.
Yeni Taşınanlar için bir Oryantasyon Komitemiz var.
He's been given orientation, sir.
- Yönelim verildi, efendim.
I'm told you've had counsel and been given orientation, mr. Wordsworth, but i'm still not sure in my own mind that you understand the purpose of this hearing.
Size bilgi ve yönelim verildiği söylendi, Bay Woodsworth ama hâlâ bu duruşmanın amacını kavramış olduğunuzdan emin değilim.
I'd like you to give him the necessary medical orientation on the problems of adolescence.
Ona bir takım gençlik problemleri hakkında tıbbi açıdan yol göstermeni istiyorum.
Section "C," take the blue trail and sections "A" and "B" the red trail for further orientation on the capabilities of the Green Beret.
Kısım "C," mavi yola geçin ve "A" ve "B" kısımları kırmızı yol Yeşil Berenin yeteneklerine daha fazla uyum sağlamak için.
We have regular orientation courses.
Düzenli oryantasyon kurslarımız var.
- Yes. Gerry was gay, Lieutenant. Not that his sexual orientation made any difference to me.
Oh, Bay Jennings, umarım sizi tenis öğretmeni sandığım için beni bağışlarsınız.
I'm P.F.C. Johnson... and I'm here to give you your induction orientation speech.
Ben kıdemli er Johnson... size giriş eğilim konuşması yapmak için buradayım.
Balance, problems of orientation- - sometimes you have to think in reverse.
Denge, uyum sorunları bazen ters mantıkla düşünmen gerekir.
The orientation in Russia is so difficult, as it is in the desert, only that we do not see the horizon.
Rus topraklarında yol almak çölde hareket etmek kadar zordu. Tek fark, ufku göremiyordunuz. Kaybolmuştunuz.
It preferred simply to suggest orientation lines.
... tavsiyelerde bulunmayı tercih ediyordu.
I'm Dr Nero, your orientation advisor.
Ben Dr Nero, İntibak danışmanınız.
That's your orientation pamphlet.
Bu yönlendirme kitapçığın.
The orientation on the resort will now begin.
Tatil köyü hakkındaki yönlendirme programı başlamak üzere.
This is further proof of the interest in our conventions, as a centre of orientation in these difficult times.
Bu da zor zamanlarda toplantılarımıza yönelim merkezi olarak gösterilen ilginin bir başka kanıtı.
How about it, a little after-hour orientation?
Bir kaç saatlik oryantasyona ne dersin?
A work camp and also a re-orientation center.
Çalışma kampı ya da değiştirme kampı.
Department policy, reluctance to fire, police-public relations... human rights, civil rights... safety orientation, necessary when dealing with civilians... but catastrophic with terrorists.
Bölüm politikası, ateş etmekte gönülsüzlük, polis-halk ilişkileri insan hakları, sivil haklar emniyet yönelimi, tüm bunlar sivillerle ilgili olduğunda gerekli ancak teröristlerle ilgili olduğunda felaket demektir.
I was betting he wouldn't last the first week of orientation.
İlk haftayı bile atlatamayacağına dair bahse giriyordum.
It's just an orientation flight.
Bu sadece bir alıştırma uçuşu.
Welcome to Visitor Orientation Center Number 9.
9 No.lu Ziyaretçi Yönlendirme Merkezi'ne hoş geldiniz.
Tung-tung will go to the orientation course in Taipei
Tung-tung hazırlık kursu için Taipei'e dönecek.
And sexual orientation.
Yada cinsiyet.
And you stole this way, without orientation?
- Bu yöntemle çaldıysanız, yönlendirme olmadan?
Orientation!
- Yönlendirme!
Orientation!
Yönlendirme!
With orientation, with intelligence.
Yönlendirme ile, istihbarat ile.
You see, Brown was not instrument-rated and he flew into minimal weather and he lost his orientation.
Brown'ın aletli uçuş yetkisi yokmuş. Elverişsiz havada uçuyordu ve yönünü kaybetmişti.
Actually, what I am, sir, is your Armed Forces Radio Saigon assistant who's in charge of orientation and billeting of enlisted personnel and company clerk.
Ben sizin Silahlı Kuvvetler Saygon Radyosu yardımcınızım. Personel alımı, ihtiyaçlar ve ofis yönetiminden sorumluyum.
It's very urban in orientation.
- Çok farklı bir havası var.
We lose our orientation.
Bazen Babamızı bile unutuyoruz
One of the main problems in astronomy and geography is orientation.
Astronominin ve coğrafyanın ana problemlerinden birisi konumlandırmadır.
They, when they are around the city... lose their orientation.
Şehirden geçtikleri zaman yönlerini kaybediyorlar.
- Your sexual orientation.
- Senin sexuel tercihin.
When he's had too much to drink, he's not sure of his sexual orientation.
Çok fazla içtiği zaman cinsel tercihinin ne olduğundan emin olamıyor.
Take Billy on his orientation flight. OK with me.
Gene, Billy'e oryantasyon uçuşu için yardımcı olur musun?
You use my orientation flight for some private scam?
Benim oryantasyon uçuşumu özel amaçların için kullanıyorsun.
Well... you don't want to miss orientation.
Pekala... Alışmaya başlasan iyi olur.
Postulating, in fact, that the whole sexual orientation... of Freudian psychoanalysis is, in fact, misguided and wrong.
Hatta, Freudyen psikoanalizin bütün cinsel yöneliminin, aslında, yanlış ve hatalı olduğunu iddia ediyorlar.
If you were flying on sensors alone, perhaps you could tell us the orientation of his ship
Madem sadece alıcılar ile uçuyordun, o zaman bize, gemisinin çarpışmadan önceki dümen yönünü...
You were flying a ship, travelling 80,000kph, with Cadet Albert's ship less than ten metres away, and you don't know what his orientation was?
Bir gemiyi uçuruyorsun, saatte seksen bin KM hızındasın, Subay Adayı Albert on metre önünde ve dümen yönünü bilmiyorsun öyle mi?
For years, people in my hometown were telling me I was a freak because of my sexual orientation.
Yıllardır, kendi şehrimdeki insanlar beni cinsel tercihlerimden dolayı bir ucube olarak gördüler.
Because tiny variations, the orientation of the hairs on your hands...
Çünkü küçük farklılıklar... mesela ellerindeki kılların durumu...
- Assess the patient's orientation.
- Hastanın alıştırma programını belirlemek.
Mr. Collin's sexual orientation has nothing to do with this case.
Bay Collin'in cinsel tercihinin bu dava ile hiç bir ilgisi yok.
Everybody in this room is thinking about sexual orientation.
Bu odadaki herkes cinsel eğilimleri düşünüyor.
In this court, justice is blind to matters of race, creed, colour, and sexual orientation.
Bu mahkemede adalet kördür ırk, din, renk, cinsel eğilim önemli değildir.
Uh, I don't want to judge the rightness of your ego orientation... but my inner critic says you should've done your job.
Kişilik yöneliminin doğrularını yargılamak istemiyorum ama vicdanımın sesi işini düzgün yapmanı söylüyor.
There seems to be a problem with the spatial-orientation systems.
Sanal güverte uzaysal yönlendirme sistemlerinde sorun olmalı.
This has been your orientation.
Bu senin alıştırmandı.