English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ O ] / Originality

Originality Çeviri Türkçe

139 parallel translation
It simply creaks with originality.
Özgünlüğün temellerini sarsıyor.
There's no place for originality in architecture.
Mimaride orijinaliteye yer yoktur.
originality is fine, but why go to extremes?
Orijinallik iyidir, ama neden sınırları zorlayalım?
TO A WOMAN IS A WOMAN FOR ITS ORIGINALITY, YOUTHFULNESS, DARING AND IMPERTINENCE.
Kadın Kadındır orijinalliği, gençliği, cüretkarlığı ve küstahlığına
"Last night on Happy Playhouse the only moment of originality " was produced by a disarming young lady who delivered the commercial.
" Dün gece Happy Playhouse'da reklamda yer alan dost canlısı genç bayanın kendine özgü yaratıcılığı görülmeye değerdi.
Originality bores her, but her mind is lively.
Marjinalliklerden sıkılmış, ama hayat dolu.
What texture, originality, passion! What force!
Bu nasıl bir müzikal yapı, nasıl bir yaratıcılık ve tutku.
They have a reputation for originality. Approach them right, take a cut.
Özgün olmakla ünlüler, Onlara doğru yaklaş, kendini sevdir.
Yes, indeed, there was a certain lack of originality.
Evet, hiç orijinal değildi.
The criminal class has lost all enterprise and originality.
Suçlu takımı bütün girişim ruhunu ve orjinalliğini yitirdi.
In a very personal way Perugino had absorbed the lesson of the great Piero della Francesca only to decline in his later years into a sort of convoluted and provincial formalism that decidedly undermines the power and originality of his later work.
Gayet kişisel bir şekilde Perugino büyük Piero Della Francesca nın dersini özümsemiştir sadece, sonraki yıllardaki bozuluşu bir tür...... çapraşık ve taşralı biçimcilik daha erken çalışmalarının gücünü ve orijinalliğini kesinlikle baltalamıştır.
We gave the award to William Woodstock because your performances lacked originality.
Ödülü William Woodstock'a verdik. Çünkü senin performansın orijinallikten yoksundu.
Lacked originality?
Orijinallikten yoksun mu?
By neglecting the originality of the historical role of the bourgeoisie, one masks the concrete originality... of the proletarian project... which can accomplish... nothing save by carrying its own colors... and by knowing "the immensity of its tasks".
Burjuvazinin tarihteki rolünün özgünlügünü dikkate almayan ayni zamanda proletarya projesinin kendi bayraklarini tasimayip "görevinin büyüklügü" nü fark etmedikçe " hiçbir yere varamayacak olan kendine has özgünlügünü gözden kaçirmaya da egilimlidir.
Of course, he demands resemblance but above all originality and sobriety.
Resmin aslına benzemesini istiyor doğal olarak ama en önemli isteği, özgün olması ve ciddiyet.
For its originality
Oldukça orijinal bir yapım.
I know, in the Bruckner household you eat it from a glass with six spices, and that's very original but no need to make fun of those unaccustomed to such originality.
Biliyorum ki siz Bruckner ev halkı onu tabaktan yersiniz altı parçaya ayırarak, ve bu da çok orijinal fakat bu alışılmamış orijinallikle alay etmeye de gerek yok.
Originality, neatness and hygiene.
Özgünlük, bakım ve temizlik.
Mr. Booth, I admire your originality.
Bay Booth, Orjinalliğinize hayranım.
What it lacks in originality, it makes up for in prophecy.
Çok orijinal bir söz olmayabilir, ama durumu iyi açıklıyor.
Their originality is unrivaled.
Özgünlükte eşi benzeri yok.
Man, or at least criminal man, has lost all enterprise and originality.
İnsanlar, en azından suçlular bütün uyanıklıklarını ve yaratıcılıklarını yitirdiler.
You showed a lot originality.
çok orjinaldiniz.
Hardly any, uh, originality here.
Özgün bir durum söz konusu değil.
I have to give you points for originality.
- Daha iyi numaralara ihtiyacın var.
Where's your originality, huh?
Orijinalliğiniz nerede ha?
You ought to at least give me a few marks for originality.
En azından yaratıcılık için bana birazını vermek zorundasın.
YOUR WORK SHOWS OUTSTANDING ORIGINALITY, AND THEY LOOK FORWARD TO YOU BEING A STUDENT.
Çalışmalarınız, sizin gelecek vaadeden bir öğrenci olduğunu gösteriyor.
Well, I think a major factor should be originality.
Bence asıl unsur orijinallik olmalı.
Don't you think we should be going for that kind of originality... instead of these same designs over and over, this cookie-cutter architecture?
Sizce de sürekli aynı tarzda olan yapılar yerine onun gibi orjinal fikirlerle dolu bir yapı yapmamız daha uygun olmaz mı?
Maybe that's what killed any originality I ever possessed.
Sahip olduğum tüm özgünlüğü öldüren buydu belki de.
The media, in all of their originality, picked up on this... and labeled him the red-nosed robber.
Medya da bütün yaratıcılığıyla bu olayı ele almış ve bu adamı kırmızı burunlu hırsız diye etiketlemiş.
At a new price, befitting the house specialty and the originality of flavour.
Yeni bir fiyatla, ev spesiyalitesine ve lezzetin orijinalliğine uyacak şekilde.
And in this new age, originality is of great value.
Ve bu yeni çağda, orjinallık büyük bir erdem.
So, Mr originality, how would you make it different?
Peki Özgünlük Timsali, sen neyi değiştirirdin?
No originality!
Orjinaliten yok!
I'm all for originality but that man is too different for his own good.
Bu adam kendi çıkarlarına bile çok yabancı.
No fresh ideas, no originality.
Yeni bir fikir ya da orijinallik yoktu.
His mate, like many, will be impressed by the originality and complexity of his song.
Pek çoğu gibi eşi de şarkısının özgünlüğü ve karmaşıklığından etkilenecek.
You get points for originality.
Orijinallikten puan aldın.
TV audiences don't want originality.
Televizyon izleyicisi orjinallik istemiyor.
- Just a touch of originality.
- Orijinalliğin bir dokunuşu.
So, the chief distinction, therefore, of Islamic civilisation, in addition to the fact that it made new leaps of originality, New transformations in traditions of learning and everything else possible, is the fact that it enabled human beings to consider the possibility of thinking about the globe as a single unit... humanity.
Medeniyetin en yüksek mertebesinde bulunan İslam Uygarlığı, özgünlüğe ve yaratıcılığa sıçrama noktası oluşturmak adına, yeni çevirileri, öğretileri ve mümkün olan herşeyi insanlığın gerçek olgularını göstermek ve ihtimaller üzerine düşünmek için tek birim üzerinden evrensel adımlar atmaya başladılar... insanlık için.
He has vision and most of all Jack has originality.
Hayal gücü gelişmiştir ve en önemlisi orjina fikirler yaratır.
It's about originality.
Bu orijinallikle ilgili.
Originality without purpose is useless.
Amacı olmayan orjinallik, gereksizdir.
'Hilter's Child'shows sparks of originality not often seen in thrillers. "-" In the thriller mode ", he said.
Hitler'in Çocuğu bir nebze orginalde sıksık heyecan göstericek değil. 'Sık sık heyecan biçimi göstericek değil, " İnanıyorum.
He's all for originality, just like you.
Yaratıcılık vaat ediyor. Tıpkı senin gibi.
But he says we have to realize that we all write in a genre... and we must find our originality within that genre.
Ama fark etmemiz gereken şey hepimizin bir film türünde karar kılması. ve o tür içinde kendi yaratıcılığımızı bulmak zorundayız.
I mean. we need inspiration, Originality, Creativity,
Yani bizim ilhama, özgünlüğe, yaratıcılığa ihtiyacımız var.
Then it became fashionable here... to the point of becoming the national style... to the detriment of its originality.
Sonra burada moda oldu. Doğal biçimin ziyan olduğu yerin tam ortasında.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]