Orthodontist Çeviri Türkçe
131 parallel translation
Life isn't a love-in, it's the dishes and the orthodontist... and the shoe repairman... and ground round instead of roast beef.
Hayat ilan-ı aşk değil. Bulaşıklar, diş hekimi ayakkabı tamircisi et yerine kıyma.
I've just paid for Karin's orthodontist.
Benim hiç param yok. Karin'in dişleri için 1000 kronordan fazla ödedim.
Don't forget the orthodontist!
Geçen sefer kırpmışlardı, tam 15 cm biçtiler. Kıyak görünmeliyim, değil mi?
- Forgets the orthodontist.
" Ne yapmaya çalışıyorsun?
Adam, my second, was an orthodontist.
- Adam, ikinci kocam da, ortodontistdi.
An orthodontist...
- Veya bir orto-dişci.
Okay. But, Pheebs, Jack gave up a cow. I gave up an orthodontist.
Ama, Pheebs, Jack bir ineği bense bir dişçiyi terk ettim.
And I'm an orthodontist.
Ki düşün, ben bir ortodontistim.
The orthodontist convention is over there.
Pekâlâ, Ortodontist Kongresi orada!
Studying to be an orthodontist.
Orthodontist olacakmış.
The orthodontist has landed.
Orthodontist alana indir.
The One With the Evil Orthodontist
Friends 1x20 Şeytan Dişçi Çeviri : batigol-7
He wasn't, like, Orthodontist Guy.
Dişçi gibi değildi.
I'm still payin the damn orthodontist.
Hala lanet ortodontiste para ödüyorum.
- Some orthodontist from Tampa.
- Tampa'lı bir dişçinin.
See, he's actually an orthodontist, but he came as a regular dentist.
Gördün mü, aslında o bir ortodontist, ama sıradan bir diş hekimi olarak gelmiş.
and he would never have become a successful orthodontist, settled in Scarsdale with four kids.
ve asla dört çocuğu ile birlikte Scarsdale'e yerleşip başarılı bir ortodontist olamayacaktı.
He's an orthodontist.
Utanma. O diş doktoru.
However lan Prange was at the orthodontist again.
Ama Ian Prange yine dişçideydi.
- I'm going to the orthodontist tomorrow.
- Yarın ortodontiste gideceğim.
And not an orthodontist not a gynecologist and not a veterinarian....
Ve bu bir ortodontist bir jinekolog ya da veteriner olmamalı.
I took my daughter to the orthodontist, yesterday.
Dün kızımı dişçiye götürdüm.
HE WAS AN ORTHODONTIST.
O da diş hekimiydi.
AND KELLY DID HAVE HER THING WITH THE ORTHODONTIST.
Kelly de diş hekimiyle bir şey yaşadı...
Okay. So, at some point in his life he saw a dentist and an orthodontist.
Evet, yani hayatının bir noktasında bir dişçiye ve ortodontiste görünmüş.
I'm a retired orthodontist.
Ben emekli bir dişçiyim.
The orthodontist.
Ortodontist.
Aren't you just my orthodontist?
Siz benim sadece dişçimsiniz, öyle değil mi?
The point is, we strapped... wooden sticks to the feet of a fat orthodontist... and a woman with ugly, chunky jewelry and we lost them.
Mesele şu ki, şişman bir ortodontistin ve çirkin, hantal mücevherleri olan bir kadının ayaklarına tahta sopalar takıp onları kaybettik.
The owner's an orthodontist.
Sahibi dişçi.
Your dad is an orthodontist, dickweed!
Senin baban ortodontist, salak!
And Ryan, our orthodontist has offered to take your braces off for the big day.
Ve Ryan, bizim ortodentist bu büyük gün için askılarımızı çıkarmamızı söyledi.
I was at the orthodontist the other week and I heard all about Shane's overbite.
Geçen hafta ortodontiste gittim Shane'in dişleri düzelecekmiş.
The office is occupied by an orthodontist.
Orası bir ortodontistin muayenehanesiymiş.
For one thing, he's just about the most attractive orthodontist
İlk olarak, çok çekici bir dişçi.
Aside from being hit by a car and assaulted by an orthodontist, hasn't been too bad.
Araba çarpması ve dişçiden dayak yeme dışında... çok da kötü değildi.
Pediatrician, dentist, orthodontist if her retainer breaks, optometrist...
pediatrist, dişçi, ortodontist ; kilit mandalı kırılırsa diye. optometrist...
Mom says now we can't afford to go to the orthodontist.
Annem bu yüzden dişçiye gidecek paramızın kalmadığını söylüyor.
"The One With the Evil Orthodontist."
"Şeytan dişçiyle birlikte olan insan"
Well, that's what my orthodontist said.
En azindan benim orthodontistim * öyle söylüyor..
The last one was David Hide, orthodontist, manic-depressive.
Sonuncusu David Hide adında manik-depresif bir ortodontistti.
- Orthodontist?
- Ortodontist mi?
Somebody, call an orthodontist.
Biri ortodontist çağırsın.
'Cause Dad never paid the bills, and the orthodontist was so pissed off... he pulled them out of my mouth before my teeth were fixed.
Çünkü babam faturalı hiç ödemedi ve ortodontist öyle kızdı ki dişlerim düzelmeden ağzımdan çıkardı onları.
I have to take Brian to the orthodontist.
Brian'ı ortodontiste götürmeliyim.
Fighting crime. Rose at the orthodontist again?
Rose yine mi Ortodontistte?
Orthodontist.
- Suit nerde? - Markette.
MY ORTHODONTIST SAID I WOULD ONLY HAVE TO WEAR THE BRACES 2 TO 3 YEARS, AND THEN I'LL BE A NEW MAN.
Dişçim telleri sadece iki, üç yıl takmam gerekeceğini sonra yeni biri olacağımı söylüyor!
The orthodontist.
Diş doktoru.
Maureen got a "B" in algebra, which is a minor miracle and Kathleen's orthodontist said we might not have to have a whole retainer...
Ben sadece... Maureen cebirden B aldı. Bir bakıma mucize sayılır.
Orthodontist.
Ortodonti.