Otto Çeviri Türkçe
1,951 parallel translation
You're a good friend, Otto.
Sen iyi bir arkadaşsın Otto.
- Otto.
- Otto.
Otto kept him safe up at Stockton, but he gets out tomorrow morning.
Otto onu Stockton'da kollamış, ama yarın sabah tahliye olacak.
Otto wants his 25 to go to Luann.
Otto kendi % 25'inin de Luann'e gitmesini istiyor.
I want to talk to Otto.
Otto'yla konuşmak istiyorum.
Look, I had a deal with big Otto.
Otto ile bir anlaşmam vardı.
- Otto's old lady?
- Otto'nun karısı mı?
But Otto is the one who fronted you the money, pulled those dicks out of your ass so you could put it in that chair.
Ama bu tür işleri bırakıp da yapımcılık koltuğuna oturman Otto'nun sağladığı para sayesindeydi.
We have to show that there's been illegal activity over the past 10 years, so we use Luann's incarceration as a bargaining chip with her husband, Otto Delaney.
Geçtiğimiz on sene içinde yasa dışı işler yapıldığını kanıtlamamız lazım. Bunun için Luann'ı içeri atarak kocası Otto Delaney'e karşı bunu koz olarak kullanacağız.
Rosen can't get through to Otto in Stockton.
Rosen, Otto'ya ulaşamadı.
Otto will never rat.
Otto bizi asla ispiyonlamaz.
The way Otto pines for Luann, he'd do anything he can to protect her.
Otto'nun Luann'a olan zaafını biliyoruz. Onu korumak için her şeyi yapar.
She talks to Otto, she can warn him about Stahl using RICO.
Otto'yla konuşup Stahl'ın R.İ.C.O. kanununu kullandığı konusunda onu uyarabilir.
Otto, I'm Agent Stahl, ATF.
Merhaba Otto, Ben ATF'den Ajan Stahl.
- We think the feds are pressing Otto.
- Federallerin Otto'ya baskı yaptığına inanıyoruz.
You got to tell Otto he can't give them any info, all right?
Otto'ya onlara hiçbir bilgi vermemesi gerektiğini söylemelisin.
Jesus, Otto did you rat?
Tanrım, Otto. İspiyonladın mı?
Poor Otto... not even a hand job.
Zavallı Otto bir el işi bile alamadı.
- That's Otto in the scarf.
- Otto, fularlı olan.
- Hey, Otto.
- Hey, Otto.
- My name's Otto by the way.
- İsmim Otto, bu arada.
Otto...
Otto...
I'm sure there's an Otto in a novel.
Otto da romanın birinde geçiyordur, eminim.
The story of a rabbit called Otto with burrow problems.
Otto adındaki bir tavşanın yuvası ile olan sorunlarını anlatan bir tane.
And what about Otto?
Ya Otto'nun nesi var?
Don't give Otto the run around, I'm sure he's sincere.
Otto'yu başından savmayı bırak. O sana karşı dürüst davranıyor.
Otto's different.
Otto farklı.
- Otto?
- Otto?
I need a bit of space, Otto, leave me alone.
Yalnız kalmak istiyorum, Otto, biraz izin ver.
You're lucky, because Otto's a real saint.
Şansına, Otto tam bir aziz.
I respect you, Otto.
Sana saygı duyuyorum, Otto.
Otto is the only man who'll love me all his life.
Beni hayatının sonuna dek sevmiş olan tek insan Otto.
I first want to thank Otto Bauer.
Öncelikle Otto Bauer'a teşekkür etmek istiyorum.
Hi, this is Otto calling with call-times for your girls tomorrow.
Selam. Ben Otto, sizin kızların yarınki çağırılma zamanları için arıyorum.
We are shooting for Otto Bauer's Supercore.
Otto Bauer'in Supercore'u filmini çekiyoruz.
You know it's like the difference between Otto and James.
Bilirsin, bu Otto ile James arasındaki farklılıklar gibidir.
Before I met Otto, I would never let anyone be... I mean some people call it controlling, but...
Otto ile tanışmadan önce kimsenin böyle... Yani bazıları buna kontrol diyebilir...
- You know, and...
- Ve şey... Otto!
Otto! I need a light.
Çakmak lazım bana.
is that Otto... Otto-Tech?
Otto-Tekniği mi?
( narrator ) The man the plotters ordered to occupy the city was Major Otto Remer, a fanatical soldier programmed to obey any superior order.
Darbecilerin şehri işgâl etme emrini verdiği kişi Binbaşı Otto Remer'di. Askerî disipline sıkı sıkıya bağlı bir askerdi.
Hey, Otto, take a look at the dying man over here.
Hey Otto, şu ölen adamla ilgilensene.
Oi men ippeon stroton oi de pesedon oi da naon phais epi gan malainan emmenai kalliston, ego de ken otto tis eratai.
Oi men ippeon stroton oi de pesedon ego de ken otto tis eratai.
Are you Otto Zien?
Adın Otto Zien mi?
The day Harriet disappeared, she talked with the local priest, Otto Falk.
Kaybolduğu gün Harriet, rahip Otto Falk ile konuşmuş.
Thanks for shopping at Otto's.
Otto'nun Yeri'ni tercih ettiğiniz için teşekkürler.
Otto's sucks!
Otto'nun yeri iğrenç bir yer.
Otto's the only place that would hire me.
Çalışabileceğim tek yer Otto'nun yeri.
You too good for Otto's now?
Otto'nun yeri sana layık değil mi yani?
- l have skills, dude!
- Bu Otto...
- Otto!
- Ne oldu?