Outfit Çeviri Türkçe
4,771 parallel translation
You still talking about this Friar Tuck outfit?
Siz hala Friar Tuck'in kiyafetini mi konusuyorsunuz?
That's why I'm dressed in this ridiculous outfit.
Bu gülünç elbiseyi giymiş olmamın nedeni bu.
And so Tobias, hoping to "straighten out" his image, set out on a new start, beginning with a trip to the airport in an outfit he pretty much put together himself.
Ve böylece Tobias imajını düzeltme umuduyla yeni bir başlangıç yapmak için kendi yaptığı bir kıyafetle havaalanına doğru yola çıktı.
Okay, well, I'm going to go put on my rock monster outfit and pass out some fliers.
Pekâlâ, taş canavar kıyafetimi giyip biraz ilân dağıtacağım.
Tobias knew that wearing the Thing outfit would only make him more recognizable,
Tobias, Taş Adam kıyafetiyle daha çok fark edileceğini biliyordu.
Yeah... one more quip like that and Trick'll outfit you in a pair of cement Pradas.
bir tane daha böyle bir iğneleme yap yap ve Trick sana betondan bir Prada takım döksün.
I laid out an outfit of mine you can wear.
Kendi kıyafetlerimden sana uygun bir şey koydum oraya.
In a certain outfit, for example, a housekeeper might be mistaken for a ghost.
Belli bir kıyafet içinde, söz gelimi, bir orta hizmetçisi bir hayaletmiş gibi insanı yanıltabilir
Focus on your outfit, would you?
Kıyafetine konsantre ol.
He was just dressed up in some flight outfit, with... Punches pilot?
Herifin üzerinde pilot kıyafeti vardı ve...
- Sorry, I just thought about this outfit.
Kusura bakma, eve uğrayamadım.
Check out your girlfriend in the Pat Benatar outfit.
Pat Benatar kılığındaki kız arkadaşına bak.
No, I was gonna say, great Terminator outfit and Robert Palmer thing you got on, and...
Yok, güzel Terminatör ve Robert Palmer kıyafeti diyecektim.
Your outfit, your ensemble.
Kıyafetin, giyimin. Etkileyici görünüyorsun.
- You can not be in this outfit.
- Bu kıyafetle olmaz.
Don't you want an outfit, for the last rites?
Son ayin için giysi istemiyor musun?
Besides, what is wrong with my outfit?
Ayrıca kıyafetimin nesi var?
Speaking of which, can I borrow another outfit?
Lafı açılışken, giysilerinden bir tane ödünç alabilir miyim?
You have to dress every moment like this is the outfit that you could die in.
Her kıyafetini, sanki o kıyafetin içinde ölecekmişsin gibi iyi seçmelisin
I've been known to don a tavern-wench outfit on occasion.
Ara sıra taverna hizmetçileri gibi giyinmemle tanınırım da ben.
So you're wearing that again, that same outfit?
Yine aynı şeyi mi giydin?
Wouldn't I be cold wearing this outfit in the snow?
Bu kıyafetle karda üşümeyeyim?
That left only one outfit safety.
Bu sadece güvenlik kıyafeti.
- [Laughs] Owen, where's your outfit?
- Owen, senin kıyafetin nerede?
Mom used to take me shopping for an outfit.
Annem ile alışverişe giderdik.
Then along comes this nature outfit who want to repurpose the plant as a bottling plant for some fancy organic iced tea.
Sonra lezzetli organik çay için burayı şişeleme fabrikası yapan bir şirket geldi.
Just the outfit and the boots, yah?
Sadece kıyafet ve bot var, değil mi?
You know what I think might make you feel better is if you go home tonight, change into your Helene outfit, do a little dance to Pour Some Sugar On Me.
Ne var biliyor musun, bence bu gece eve gidersen daha iyi hissedebilirsin. Helene kıyafetini değiştirir, üzerime şeker dökerken biraz dans edersin.
What is this outfit? What... why do you have all this makeup on?
Bunca makyaj neyin nesi?
That's a nice outfit.
Güzel elbise.
- It's not an outfit.
Elbise değil.
Okay guys just don't make fun of my outfit. I grew a bit since I graduated.
Pekala beyler, kıyafetimle dalga geçmeyin.
Do you want to tell her that her outfit isn't a problem or shall I?
Kıyafetinin sorun olmadığını söyler misin, yoksa ben mi söyleyeyim?
Oh, hi. I apologise for the Lance Armstrong outfit.
Lance Armstrong kıyafeti için özür dilerim.
- ♪ My outfit is tight.
- ♪ Benim kıyafetim dar.
Do you remember picking up a young girl wearing a tennis outfit on October 11, 1996?
11 Ekim 1996 tarihinde tenis kıyafeti giyen genç bir kızı arabana aldığını hatırlıyor musun?
Tennis outfit?
Tenis kıyafeti?
Mrs. Kennedy, radiant in that pink outfit.
Bayan Kennedy, pembe kıyafetiyle ışıl ışıl.
He practically begged me to come and look at your outfit here.
- Buraya gelip görmem için bana yalvardı.
Just because I donned a western outfit, now you call me Mala.
Sırf batı tarzı kıyafet giyindim diye şimdi de bana Mala demeye başladı.
- He had a santa claus outfit, And he had some other crazy outfit.
Noel Baba kıyafeti vardı, başka çılgın giysileri de vardı.
It's Gardiner here, I want you to run a check on an outfit called Section 6.
Altıncı Bölüm adlı ekiple ilgili genel bir kontrol yapmanı istiyorum.
I'm finishing a new outfit.
Yeni kıyafetimi bitiriyorum.
I thought you wanted to go to century 21 to buy an outfit for your date?
- Buluşma için kıyafet almaya Century 21 mağazasına gideceksin sanıyordum.
We've gotta pick an outfit and do our makeup and hair.
Kıyafet seçmemiz gerek, makyaj, saç falan...
Some guy in a Billy outfit.
- Billy kostümlü birinden.
How's my new stage outfit?
Nasıl yeni sahne kostümüm?
Look at those shoes and that outfit.
Şu ayakkabılara ve kıyafete bakın.
I love your outfit, too.
Ben de senin kıyafetine bayıldım.
You ruined my outfit.
Elbisemi mahvettin.
Thou preparest a table before me... Whose outfit is that?
- Bunlar kimin kıyafeti?