Outreach Çeviri Türkçe
317 parallel translation
Would you? They outnumber you, outweigh you and outreach you.
Senden çoklar, senden ağırlar, sana her yerde ulaşırlar.
It's an outreach program to help these unfortunate people.
Bu talihsiz insanlara yardım için bir sosyal yardım programı.
Hey, we got an outreach program here where we really tap into the community.
Hey, burada topluma faydalı bir yardım programımız var.
As part of your "poor friends outreach program"?
Fakir arkadaşlarınızı eğlendirme programı olarak mı?
She works for, um, an outreach program.
Bir Sosyal Yardım programı için çalışıyor.
He's a community outreach director in Brooklyn.
Brooklyn'de sosyal yardım programı müdürü.
Wilsie is working for the Federal Outreach Program for street gangs.
Wilsie, sokak çetelerine yönelik Federal Yardım Programı'nda.
WE CAN START A PRESS OUTREACH PROGRAM.
Neden hepimiz muhabirlerle yatmıyoruz ki?
A $ 20 pledge enables us to upgrade our equipment... fund our Community Outreach Program... and provide our canine division with crunchy treats.
20 dolar bağıs bizlere, donanımımızı yenilememize,... Sosyal Yardım Programımıza.. ve köpek eğitimimize kaynak sağlayacaktır.
For some time now, he's been doing outreach work... with gangs both in and out of the can.
Bir suredir icerideki ve disaridaki cete uyelerine... sosyal yardim hizmeti sunuyor.
Next time we should extend the outreach.
Bir dahaki sefere sosyal yardımı büyütelim.
- Doesn't hurt to do a little outreach.
- Onlara ulaşmaya çalışmak iyidir.
What is this, some kind of new dork outreach program?
Oh. Bu ne, bir çeşit yeni aptal uzama programı mı?
Yeah, we met at one of my outreach centers.
Evet, benim bir tanıtım merkezimde tanıştık.
I suggest you contact my outreach program at the offices- -
Size sosyal yardım programım hakkında iş yerimi aramanızı öneririm...
The good news is that he's around the corner doing some outreach work at Christ's Church.
İyi haber, şu anda köşedeki kilisede bazı çalışmalar yapıyor.
You from Outreach at Saint Erasmus?
- Sakatlar Derneği'nden misiniz?
That's them. "Philanthropic Outreach Enterprises." P.O.E.
Bunlar onlar. "Philanthropic Outreach Endüstrileri." P.O.E.
"Philanthropic Outreach." I bet the last donations these guys made... was the three bullet holes they gave Alex Goldsmith.
"Philanthropic Outreach." Bu adamların son hayrı Alex Goldsmith'e açılmış üç kurşun deliğidir herhalde.
We have a homeless outreach...
EvsizIere yardım derneğimiz var...
Because we're the only network with global outreach.
Çünkü dünyanın her yerine ulaşan tek kanal biziz.
- We do have a community outreach program, and the money we could pay you wouldn't even fold,
- Sosyal yardım programından para geliyor ama size ödeyebileceğimiz maaş çok az.
- I got assigned to Outreach to the Elderly.
Yaşlılara ulaşma programında görevlendirildim.
I'm here from the Outreach to the Elderly programme.
Yaşlılara Ulaşma Programı dahilinde buraya gönderildim.
Under my direction, officers now participate in neighborhood outreach programs.
Benim idaremde şimdi kanun görevlileri mahalle iyileştirme programlarına katılıyor.
You run a youth gang outreach program, don't you?
Genç çeteciler için bir sosyal yardım programını idare ediyorsun, değil mi?
Regardless of how you contain the initial outbreak, the resulting civil unrest would far outreach any quarantine zones established.
İlk salgını kontrol altına alma başarınız ne kadar iyi olursa olsun, sivil halkın huzursuzluğunun sonuçları, oluşturduğunuz karantina alanının dışına taşacaktır.
There's people in Community Outreach Center.
Baba cemaat iletişim merkezinde bir grup insan var.
I'm gonna go to all the churches, all the outreach programs in the area.
Ben de etraftaki tüm kilise ve programlara bir göz atayım.
Hold on a second, what are you, some kind of outreach social worker?
Demek arka açıklığınıza çok yakın Bay Proek.
I'm trying to get the board to okay this new youth outreach program... you get the kids into the church via rock music concerts.
Heyete gençlik açılma programını onaylatmaya çalışıyorum sen çocukları kiliseye, rock müzik konseri için götürürsün.
We will continue to provide books and classes, food and clothing through our outreach program.
Yardım programımız vasıtasıyla, kitap ve dersler yiyecek ve giyecek sağlamaya devam edeceğiz.
I run the community outreach program here at Happier Times Care Center.
Ben burdaki programı yöneticisiyim.
Years ago, when you first joined my orphanage's outreach program I never imagined we would become such good friends.
Yıllar önce yetimhanenin "dostluk eli" programına katıldığında böyle iyi arkadaş olacağımızı hiç düşünmemiştim.
You don't look like a typical outreach volunteer.
Tipik bir gönüllüye benzemiyorsun.
City Ballet outreach
Şehir Balesi'nin programı.
Kelso's got this stupid outreach program where families are allowed to observe surgeries.
Kelso'nun şu salak halkla ilişkiler programı gereği, aileler ameliyatları izleyebiliyor.
Community outreach.
Halka yardım.
- Like he said, community outreach.
- Dedi ya, halka yardım.
Needle exchange, drug outreach, condoms, HIV-testing.
İğne değişimi, uyuşturucu araştırması, prezervatif, HIV testi.
You got dealers selling with impunity... addicts shooting up on the street... people down here doing outreach, giving out needles and all.
Hiçbir ceza almadan uyuşturucu satanlar var. Bağımlılar sokakta damardan alıyorlar. Buradaki insanlar ileriye gidiyor, iğneleri falan da veriyorlar.
We are not running a loser outreach program.
Kaybeden biriyle sosyal yardım programını yürütemeyiz. Anlıyor musun?
I've been doing some volunteer counseling down at the woman's outreach center.
Kadınların Sosyal Yardım Merkezi'nde gönüllü danışmanlık yapıyordum.
I called earlier from the spiritual outreach program?
Sabah ruhsal sosyal yardım programı için aramıştım.
THERE'S A TOY DRIVE, BAKE SALE, OUR OUTREACH PROGRAMS.
Oyuncak bağışı kampanyası evde yapılmış yiyecek satışları, sosyal yardım programları...
I'm doing a youth arts outreach program for K through 6 at Venice Beach. I...
6sına kadar 1000 dolar için genç sanatçılara yardım programı yapıyorum
We are bringing K through 6 kids from all different socio-economic situations and putting them into a community outreach program to teach literacy and critical thinking skills.
Tamamen farklı sosyo-ekonomik durumlarda 6 çocuğu bir araya getirip onları ortak sosyal hizmetler programına koyup okuma-yazma ve kritik düşünme becerileri öğreteceğiz.
Instead of sending flowers, what would be really wonderful is if they could make donations to the Youth Outreach Project of Downtown Phoenix.
Çiçek göndermek yerine şöyle yapmak gerçekten harika olurdu. Feniks Gençlik Sosyal Yardım Merkezine bağışta bulunabilirler.
I don't know his real name, but I know the man. He's been working in our outreach program.
Gerçek adını bilmiyorum ama o adamı tanıyorum Sosyal yardım programımızda çalışıyor
"We need better outreach for employees fighting depression."
Personelin depresyonla mücadelesi için daha fazla çalışmalıyız.
Well, another Spanish-speaking employee to work exclusively in community outreach.
Sadece bu toplumda çalışacak İspanyolca bilen bir eleman daha.