Outsmart Çeviri Türkçe
219 parallel translation
They did not outsmart me.
Beni alt etmediler.
It took a genius to outsmart me.
Beni alt etmek için dahi olmak gerek.
Yes, it's the only way we can outsmart the other fellow.
Evet, öteki adamı ancak böyle alt edebiliriz.
I figures I'll outsmart him.
Onu atlatabileceğimi düşünüyorum.
Unless we can outsmart them, they're gonna find us.
Onları yenmediğimiz sürece, bizi bulurlar.
Are you going to outsmart that the way you've outsmarted all other laws?
Bütün diğer yasaları çiğnediğin gibi bunu da çiğneyecek misin?
There was a malevolent nurse who was always hunting them down but they always managed to outsmart her.
DevamIı onIarı kovaIayan hain bir hemsire var... ... ama hep onu kandırıyorIar.
Some of you think you can outsmart me.
Bazılarınız beni kandırdığınızı sanıyorsunuz. Ama yanılıyorsunuz.
We'll outsmart them every step.
Onlari her adimda gececegiz.
That you were searching for the master criminal, someone who could outsmart you.
Usta bir cinayet soruşturmacısı arıyormuşsun, seni alt edebilecek
We'll outsmart them.
Onların hakkından geliriz.
Outsmart the big brute.
Bu zebaniyi alt et.
I may outsmart Father.
Baba'dan daha fazla atmalıyım.
You outsmart Father?
Pederi bastıracağını mı sanıyorsun?
In all honesty, who do you think is going to outsmart whom?
Dürüsçe söyle, bu durumda hangimizin üstesinden geleceğini düşünüyorsun?
Still trying to outsmart me, aren't you, mule skinner?
Zekam haIa hafife aImaya çaIsyorsun, degiI mi katr yüzücü?
Don't try to outsmart me, Mr. Kunstler.
Bana kurnazlık yapmaya çalışmayın, Bay Kunstler.
We'll try and outsmart this neutron guy.
Şu Nötron adamı punduna getirmeliyiz.
But I could outsmart guys like you!
Ama senin gibileri zekamla alt edebilirim ben.
Sure, but I'm more bothered that those rats are out there trying to outsmart me.
Elbette, ama dışarıdaki farelerin beni zekalarıyla alt etmeye çalışmalarından... daha çok rahatsız oluyorum.
And it has now become a matter of pride with him to try to outsmart me.
ve şimdi bu bir onur meselesi oldu beni kurnazlıkla yenmek istiyor.
No hairy-ass jungle jumper is going to outsmart Zenobia Boggs.
Seni kıllı orman kaçkını Zenobia Boggs'u alt edeceğini mi sanıyorsun sen?
But he's spending 100 percent of his time figuring out ways to outsmart you.
Ama o seni atlatabilmek için yüzde yüzünü kullanıyor.
Did you think you could outsmart me?
Beni kandıracağını mı sandın?
And my destiny is to outsmart them.
Ve benim kaderim onların hakkından gelmek.
So, you thought you could outsmart the Amigos.
Demek kendini Kafadarlardan daha akıllı sandın.
Think you could outsmart a bullet?
Kursundan kaçacak kadar akilli misin?
You know, one of these days... you're gonna outsmart yourself, young man.
Biliyor musun, bu günlerde... kendi kendine laf sokmaya başlayacaksın.
Why would a dumb Polack like you think he could outsmart someone like me?
Ahmak bir Polonyalı benim gibi birini alt etmeyi nasıl düşünür?
You may outsmart someone.
Kurnazlıkla birinin üstesinden gelebilirsin.
We'll have to outsmart him.
Aklımızla hakkından geleceğiz.
You can't outsmart Daddy because I'm broke.
Babanızı alt edemeyeceksiniz çünkü meteliksizim.
The day that I can't outsmart an 11-year-old... is the day I hang up my press pass.
11 yaşında biriyle baş edemeyeceğim gün ancak basın kartımı iptal ettiğim gündür.
- Your computer won't outsmart him.
- Bilgisayarın onun hakkından gelemeyecek.
That's what happens when you try to outsmart a cop!
Polislere bu takım oyunları oynarsan böyle olur!
You thought you could outsmart me, the genius of Killarney.
Kurnazlığının bana sökeceğini mi sandın? Killarney'nin dahisine
You can't outsmart a genius.
Bir dahiyi alt edemezsin.
Because no one can outsmart me once I start using the old grey mattress.
Çünkü bir kere eski gri şilteyi kullanmaya başladım mı beni kimse alt edemez.
I must outsmart them.
Onları atlatmalıyım.
The lesson is no one can outsmart the FCA.
Alınacak ders, kimse kurnazlık ederek FCA'yı alt edemez.
Only virgins can outsmart the killer in the big chase scene at the end.
Sondaki takip sahnesinde katili sadece bakireler kandırabilir.
I know how you outsmart your opponents.
Kurnazlıkla rakiplerinin nasıl üstesinden geldiğini biliyorum.
They tried to outsmart us, but we outsmarted them. We beat the agents.
Onlar bizi zekice yenmeye çalıştılar, ama biz omları yendik.
I don't think I ever met a man I felt could outsmart me or out think me.
Benden daha akıllı, daha iyi düşünen bir erkekle tanışmamıştım.
- I'll outsmart you.
- Ben senden daha zekiyim.
- Oh. - There must be a way to outsmart them.
Onların hakkından gelmenin bir yolu olmalı.
Ah, you can't outsmart carnival folk.
Karnavalcıların hakkından gelemezsin.
We're still trying to outsmart each other.
Hala birbirimize akıllılık taslıyoruz.
That bear thinks he can outsmart me.
O ayı kendini benden zeki sanıyor!
I can outsmart those monkeys. I've been doing it all my life.
Bak, ben bu şehrin en altından hayata atıldım ve şimdi en tepeye ulaşmak üzereyim.
Do you think you can outsmart the man from the city?
- Ned'in ne istediğini biliyorum.