Ouzo Çeviri Türkçe
89 parallel translation
- What is everybody drinking? - Ouzo.
- Herkes ne içiyor?
Ouzo.
Uzo.
Order one ouzo.
Çek bir uzo!
Two ouzo.
İki uzo.
Ah, now, what will you have, ouzo, mastika, citronata? Ouzo.
Geleneksel içkimiz, Uzo Mastika.
And soon it'll be time for a little ouzo and some olives a little cheese.
Derken, ufak bir uzo içmenin zamanıdır, biraz zeytin biraz peynir...
Hey, Skipper. You want some ouzo?
Hey, Kaptan biraz uzo almaz mısın?
Hugo, have you ever had ouzo?
Hugo, sen hiç uzo içtin mi?
I was with two Greeks last night and we drank ouzo.
Dün gece iki Yunanlı ile birlikteydim ve uzo içtik.
A lot of ouzo.
Çok fazla uzo.
And where, may I ask, was your husband while all this Greek and ouzo business was going on?
Peki tüm bu Yunanlılar ve uzo mevzusu dönerken kocanın nerede olduğunu sorabilir miyim?
Ouzo! My beautiful, beloved ouzo.
Ouzo, benim güzel sevgilim uzo!
Ouzo, I'd like a Scotch, please.
Uzo, bana viski lütfen...
No, no. Uh, this is ouzo.
Hayır, uzo bu.
Paul, didn't you know this was ouzo?
- Bunun uzo olduğunu bilmiyor musun?
What color is ouzo?
- Uzo ne renk?
A double ouzo.
Duble uzo.
You don't suppose ouzo is some kind of Greek miracle drug, do you?
- Uzo sihirli Yunan ilacı mı?
Nothing to do here except swim... walk, drink ouzo.
Yüzmek, yürüyüş ve Uzo içmek dışında burada yapacak fazla bir şey yoktur.
Dubonnet, Campari, slivovitz... port, vodka, ouzo, sake.
İskoç viskisi, birkaç tane likör, Dubonnet, Campari, Port votka, uzo ve saki var.
- Ouzo for me, please.
- Uzo lütfen.
One ouzo, please.
Uzo, lütfen.
Mykonos, Lesbos, ouzo, olive oil.
Mykonos, Midilli adası, likör, zeytinyağı.
So, no more ouzo.
Dolayısıyla artık uzo da yok.
- Well, ouzo, actually.
- Uzo aslında.
Nikos, go check on the sous-chef, make sure he isn't into the ouzo.
Nikos, aşçıya bir bak. Uzonun içine düşmüş olmasın.
Took it easy on the ouzo.
Uzo'yu fazla içmezmiş.
Half a bottle of ouzo destructo and ooh, the regret.
Yarım şişe alkol, sonra pişmanlık.
Rodney, Harry, ouzo?
Rodney, Harry Uzo alır mısınız?
And... there was Tony, falling asleep from the heat and ouzo,... and me eating my shish kabob.
Ve... tony, sicakdan uykuya daliyor, ve ben sis kebabimi yiyorum.
Discus Stu has ouzo for twozo.
Discus Stu size uzo getirdi.
Ouzo.
Uzo. Yunan içkisidir.
The best ouzo comes from this greek island, lesbos.
En iyi uzo, Midilli adındaki Yunan adasında üretilir.
Justin tried to serve me a shot of cheap ouzo.
Justin bana ucuz uzo ikram etmeye kalktı. İşe yaramaz herif!
Loser. / Justin's a loser because you are a top-shelf guywho likes expensive ouzo and has a very expensive cocaine habit.
Çünkü sen pahalı uzo seven ve çok pahalı bir kokain alışkanlığı olan seçkin birisin.
What about the partial print on the ouzo glass?
Uzo bardağındaki kısmi parmak izinden ne haber?
I had a glass of ouzo and then I left and went back to my office.
Bir bardak uzo içtim ve büroma döndüm.
I share a glass of ouzo with this guy named Yanos.
Yanos isimli bir adamla bir bardak uzoyu paylaştım.
My friend will have a shot of ouzo with a big dollop of shit in it.
Arkadaşım içinde büyükçe bir parça dışkı olan uzodan alacak.
Don't get worked up, come on... have a drink of Ouzo.
Öfkelenme. Gel bir uzo iç
Ouzo!
Uzo!
- Ouzo!
- Uzo!
Stay away from Ouzo!
Uzo'dan uzak durun!
It was all because of the ouzo.
Uzo yüzündendi.
- An ouzo, boss!
- Bir uzo ver patron!
- An ouzo.
- Bir uzo.
Ladies and Gentlemen, it's time for a glass of Ouzo.
Teşekkür ederim. Bayanlar baylar, bir kadeh uzo içmenin vakti gelmiştir.
Raquel, do you have ouzo?
Hayır, ne olduğunu bile bilmiyorum.
Too bad, I make a delicious ouzo margarita.
Uzodan çok güzel margarita yapardım halbuki.
I'll need a little more ouzo before I do that.
Ne diyorsun
I take your good ouzo.
Siz kokainimi aldınız, ben de sizin kaliteli uzonuzu alıyorum.