English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ O ] / Overalls

Overalls Çeviri Türkçe

258 parallel translation
That poor thing with a flat chest that didn't have nerve enough... to talk up to you, washing your greasy overalls, cooking... and slaving in some lousy mining shack? No wonder she died.
Seninle konuşmaya cesaret edemeyen, tahta göğüslü... senin iş giysilerini yıkayıp, yemek pişiren... madende köle gibi çalışan bir kadın mıyım?
Here are your overalls.
İşte önlüğün.
Why, he stole my overalls and he broke my automobile and threw... Aah!
Pantolonumu çaldı, arabamı bozdu...
Its men that wear overalls.
Tulumlu erkekler.
While she was talking, all I could think of was a little girl in brown pigtails and dirty overalls, flying at the boys when they pushed her too far.
Konuştuğu süre boyunca düşünebildiğim tek şey kahverengi örgüleri ve kirli bir tulumu olan küçük bir kızın üzerine çok geldikleri zaman oğlan çocuklarının üzerine yürümesiydi.
And get these gentlemen some overalls.
Bu beylere de tulum getir.
Jumped out of his overalls into a cushy job pretty fast... And a cushy pay packet too.
İşçi tulumunu çıkarıp, hemen rahat işe ve kolay maaşa atladı.
In overalls, of course!
Tulumlar içinde tabii ki de! Ciddiyim.
You have men in overalls and you pay them.
İşçi tulumlu elemanların var, onlara para veriyorsun.
"If he would follow my advice, he'd stay in this country... " and work in his father's overalls factory. But he hates it. "
"Benim tavsiyemi dinleseydi, babasının iş tulumu fabrikasında çalışabilirdi, ama oradan nefret ediyor."
I thought perhaps if you talked to Mother... told her how well he's doing at the lab, what a wonderful future you see ahead for him... well, she might forget that his father manufactures overalls.
Anneme, onun laboratuvarda başarılı olduğunu, önünde harika bir gelecek olduğunu söylersen, babasının fabrikasını unutabilir.
I think she's afraid his whole family will attend the ceremony in overalls. Uh, Linda. Linda.
Annem, damadın ailesinin törene iş tulumuyla katılacağından korkuyor.
I used to go to the fish market with just my overalls on over my skin.
Balık pazarına üstümde sadece tulumla giderdim.
She even looks good in overalls.
Tulumla bile çok güzel görünüyor.
Why don't you buy new overalls, and shave to come to work!
Hem niye yeni bir tulum almıyorsun, işe sakallı geliyorsun?
Nowadays their fireproof overalls give them a good deal of protection.
Ama bugünlerde tulumlar onlara çok büyük koruma sağlıyor.
They would lend me some overalls because every day, I'd walk along and copy down the various electric train lines because we wanted to bomb them.
Paris yakınlarında Juvisy adında bir kasabada sadece bir odası ve mutfağı vardı ve mutfakta uyuyordum. Son derece tehlikeli bir bölgeydi o zaman.
It's all I've got apart from the overalls.
İş tulumum dışında bir tek bu var.
Wearing overalls stained with fat.
Yağlı tulumlarını giyiyorlar.
Just some guy in overalls out there happened to mention it.
Şuradaki iş tulumu giyen biri sözünü etti.
I don't know what your man in overalls told you.
Tulumlu adamının sana ne anlatıığını bilmiyorum.
And he wore overalls and he smoked a clay pipe.
O iş tulumu giyerdi. Kilden bir pipo tüttürürdü.
The spouses are two workers in overalls bending over an engine to fix it.
Eşler, motoru tamir etmek için eğilmiş tulumlu iki işçi.
The workers retire to a secret flat, take off their overalls and become men and women again and make love.
İşçiler gizli bir kata çekilir, tulumlarını çıkarırlar, tekrar erkek ve kadın olur ve aşk yaparlar.
Big overalls, uh, maybe a straw hat.
Genel olarak kapsamlı olur. Bir de hasır şapka belki.
- And those horrible overalls.
- Ve o iğrenç önlüğü.
- Overalls?
- Önlük?
Food handling routines suspect, evidence of smoking in food preparation area, dirty and grubby food handling overalls, lack of wash handbasin... Which you gave us a verbal assurance you'd have installed on our last visit six months ago... And two dead pigeons in the water tank.
Elle yapılan yiyecek işlemleri şüpheli... yiyecek hazırlama alanında sigara içildiğine dair kanıt... kirli ve lekeli mutfak önlükleri... el yıkama lavabosu eksik ki 6 ay önceki ziyaretimizde... taktıracağınıza dair söz vermiştiniz... ve de su deposunda iki ölü güvercin.
Put your overalls on.
Tulumunuzu giyin.
For Mr. Despaul the authority is this university Prof. Flavius, myself... and our white overalls.
Bay Despaul için otorite bu üniversite Prof. Flavius, ben ve otoriteyi temsil eden beyaz önlüklerimiz.
Don't you think these overalls look too new?
- Sence bu tulumlar fazla yeni değil mi?
I got some lovely overalls for you to wear.
Giymen için harika şeyler aldım.
It's just the notion of Geoff among the alfalfa... in bib overalls and a straw hat, soberly hoeing.
Geoff'u çiftlikte yoncaların arasında, iş önlükleri ve kafasında hasır şapkayla, ayık bir halde bahçeyi çapalarken düşünemiyorum...
Can you get mechanics'overalls for the whole family?
Tüm aile için araba tamircisi kıyafeti bulabilir misin? Anında.
Hey, Double Ed, where are the overalls?
Double Ed, tulumlar nerede?
Right out in the car I happen to have some old overalls and a bug-spraying rig.
Arabada eski bir tulum ve bir de böcek ilaçlama alet edevatı var.
He left his overalls here to rot over the weekend.
Herşeyini burada haftasonu boyunca çürümeye bırakmış.
I like to mentally put on my overalls... take my mechanic's palette... slide along the floor under the drive shaft... pass the universal joint, grab the joint on the way by... and wiggle it back and forth, check it for play.
Aklımda tüm tulumlarımı giyinip... tamir paletine yatıp... çevirme mili boyunca altına kayar... kardan kavramasına ulaşırım, mafsalı kavrayıp... onu ileri geri oynatarak, çalışmasına bakarım.
It's no good crushing a revolution over here only to get back home to Blighty and find that everyone's wearing overalls and breaking wind in the palaces of the mighty.
Sadece İngiltere'ye dönüp, herkesin tozluk taktığını görmek ve Kralın saraylarında yellenmek için burada devrim aşkıyla yanmanın hiç alemi yok.
Take some overalls, and then step out of the way.
Birkaç genel resim çekip kenara çekil.
The man's dressed in overalls, and he's holding a rake.
Adam bir iş tulumu giymiş, elinde bir tırmık var.
Peg, you can sweet-talk me all you want but I'm not sitting among a bunch of fetus condos in overalls.
Peg. beni tatlı dille ikna etmeye istediğin kadar çabala. Bir avuç işçi tulumlu fetus taşıyıcısı arasında oturmak istemiyorum.
It's like Murray, but with overalls.
Tıpkı Murray gibi ama onun tulum giyeni işte.
I like a good breakfast long as you don't wind up trapped in a room in overalls and pigtails being counselled by Dick Gregory.
Ben de severim Ama kendimi bir odada Dick Gregory tavsiye verirken bulmak istemem.
I'm seeing guys in overalls discussing hog futures.
Ben işçi tulumu içinde domuz pisliğinden bahseden herifler görüyorum.
That and I look chunky in overalls.
Ve o tulumla bodur görünürüm.
Will they be wearing dainty little overalls and matching caterpillar caps?
Zarif küçük önlükler giyip, ona uygun traktör kasketleri takacaklar mı?
Would you mind unbuttoning your overalls... and taking them down a bit?
Tulumunun düğmelerini açıp biraz aşağı indirebilir miydin?
Hey, Jim. Can you grab some overalls from the crowd, some nice, clear faces?
Jim etraftaki kalabalığın fotoğraflarını çek.
Would it have been hard to say, "Morning, Luisa" or "Nice overalls"?
Yani bir "Günaydın, Luisa." ya da "Güzel tulum." demek o kadar zor mu?
And so they lent me their overalls.
Çünkü onları bombalamak istiyorduk.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]