Overpriced Çeviri Türkçe
240 parallel translation
LOVE POTIONS ARE MY CH EAPEST ITEM. AND THEY'RE OVERPRICED AT THAT.
Leila'mın aşkı için bir dolar mı?
Tell him I'm sorry it's overpriced.
Pahalı olduğu için üzgün olduğumu söyle.
Who needs an overpriced M. D?
Bir beyin cerrahı ( M.D ) kime lazım olur ki?
Two-bit cruise down the coast to look at overpriced swampland.
Fahiş fiyata kakalanan o bataklık parçasına gitmek için çok büyük bir tekne bu.
We blew the shit out of that overpriced motherfucker - just the way we blow the shit out of all high prices at new deal used cars.
Fahiş fiyata satılan arabaları crhrnnemr gönderiyoruz. Eski Arabalarda Uygun Fiyat'ta fahiş fiyatları çoktan geberttik.
The racket is to get you to buy these broads overpriced drinks.
Raket bu hatunlara kazık marka içkilerden ısmarlayacak ta.
The people are rude, the streets are full of criminals, everything's overpriced.
İnsanları kaba, caddeleri suçlularla dolu, her şey aşırı pahalı.
Overpriced and pretentious.
Aşırı pahalı ve gösterişli.
It's what's underneath that counts, a record budget surplus, a rising production rate, record profits. Yes, some stocks are overpriced, but they will correct.
Evet bazı hisseler düşüyor ama önemli değil.
They invented them because people forgot how to have an old-fashioned Christmas and are satisfied with scrawny, overpriced trees... -... that have no special meaning.
İcat edildi çünkü insanlar geleneksel bir Noel geçirmeyi unutup, aşırı..... pahalı, cılız ve özel bir anlamı olmayan ağaçlarla tatmin oldular.
First, we went to the museum then to an overpriced restaurant. ... and finally to the cinema.
Önce bir müzeye sonra pahalı bir restorana son olarak da sinemaya gittik.
Love. lt s way overpriced.
Aşk. Bu yol maliyetinin üstünde.
Love, it's way overpriced.
Aşk, edrinden çok pahalı.
Well, I think it's overpriced.
Bence değerinden pahalı.
Hang your heads in shame you overpriced, under-brained notary publics!
Başınızı utançla eğin yüksek ücretli, düşük zekalı kamu malları!
# Tacky, overpriced souvenir stores #
# Yapış yapış, kazıkçı hediye dükkanları #
In California, they'll have warm weather tomorrow gang wars and some overpriced real estate.
Californiada, yarın hava yine sıcak olacak sokak kavgaları ve pahalı ev kiralarıyla.
Well, I saw one, but it was really overpriced.
Bir tane gördüm, ama gerçekten çok pahalıydı.
If "charming" means hot and overpriced.
Eğer "sevimli", çekici ve pahalı anlamındaysa evet.
- A bottle of overpriced champagne.
- En pahalı şampanyanızdan bir şişe alalım.
As opposed to overpriced auto mechanics... Which is all we've become.
Ama ne yazık ki bugün hepimiz yüksek ücretler alan otomobil tamircileri halini aldık.
Expensive tests, overpriced drugs, profits!
Onun yatak masrafları, pahalı tıbbi testler, ilaçlar... Sizi uyarmıştık.
Gotta get up early and waste some more money on my overpriced education.
Sabah erken kalkıp pahalı eğitimime devam edeceğim.
Incredibly overpriced.
Fazlasıyla yüksek.
It essentially says that every weapon we produce is overpriced junk.
Yaptığımız silahların son derece pahalı birer hurda olduğu yazıyor.
All you care about is this overpriced piece of metal.
Tek umursadığın uçuk fiyatlara satılan bir metal parçası.
An overpriced apartment and Chinese takeout.
Yüksekkiralı evler ve Çin yemekleri.
And he owns this overpriced establishment.
O burada gördüğünüz aşırı pahalı her şeyin sahibidir. Pahalı mı?
Overpriced? I can't believe you'd say... Where else are you gonna find a...
Bu koca salatayı bu fiyata nerede bulabilirsin ki?
To choose from a list of current, overpriced blood-splattered blockbusters, press two.
Kan dökülen filmler listesinden bir tane seçmek istiyorsanız.. .. 2'yi tuşlayınız.
That girl is way overpriced.
Bu kız fahiş fiyata gidecek.
- Your conjuring powder is overpriced.
Ruh çağırma tozun aşırı pahalı.
Yeah, but my mom hates going there'cause it's so overpriced.
Evet ama annem orayı hiç sevmiyor. Çünkü aşırı pahalı.
Penny for your thoughts. Overpriced at that.
- Karadeniz'de gemilerin mi battı?
I'm in the mood for a cheap, overpriced rum and Coke.
Kötü, fahiş fiyatlı bir rom ve kola içmek istedim.
Barbara Siebertz brought you to the church bazaar and you purchased two of my apple pies after complaining bitterly that they were highly overpriced.
Barbara Siebertz seni kilise pazarına getirmişti. Elmalı turtamdan iki tane almıştın. Tabii önce pahalı oldukları konusunda dırdır etmiştin.
And which progressive, if overpriced, liberal arts college did Rose Lazare happen to go to?
Peki Rose Lazare, hangi aşırı pahalı sanat okuluna gitmişti?
This place is so overpriced.
Burada her şey çok pahalı.
Mindless spectacles whose purpose is peddling overpriced sugar water and cheap plastic toys that splinter and get lodged in some kid's septum.
Tek amaçları, aşırı pahalı sekerli suyla, dağılan ve çocukların.. ... boğazına kaçan plastik oyuncaklar almak olan akılsız seyirciler.
Fuck the Korean grocers, with their pyramids of overpriced fruit, and their tulips and roses wrapped in plastic.
Fahiş fiyata plastiğe sarılı meyve ve çiçek satan..... Koreli manavların canı cehenneme.
"'overpriced, overhyped, over-everything. "'
"'aşırı pahalı,, aşırı sükseli, aşırı herşeyli bulunur. "
You're overpriced.
Pahalısın.
It's overpriced and we can't afford it.
Çok pahalı ve bütçemizi aşıyor. Çok şey bekleme.
What's overpriced?
- Fazla fiyat koyduğunuz neyiniz var?
Drop by that overpriced coffee shop tomorrow afternoon and we'll talk about your future.
Yarın o pahalı kafeye gel ve geleceğin hakkında konuşalım.
As in how do they expect this lab to test 40,000 bottles of overpriced tap water?
İnsanlar bu laboratuardan 40,000 şişe pahalı musluk suyunu nasıl incelememizi bekliyor?
Just'cause it's overpriced don't mean you steal it.
Fiyatların yüksek oluşu bunları çalacağın anlamına gelmez.
in overpriced campers?
- Evet ama kazık bir kampı değil.
You know how overpriced they are.
Ama dünyanın parası.
Moshing, stage-diving, overpriced bottled water.
- Kafa sallanan, sahneye atlanan suyun pahalıya satıldığı bir şey.
I know they're overpriced. - See the bottom.
- Altına bak.