Overstepping Çeviri Türkçe
109 parallel translation
What worries me is the grand duke overstepping the bounds of moderation.
Beni endişelendiren ise grandükün ölçülülük sınırlarını aşıyor olması.
Why, he means overstepping your bounds.
Sınırlarınızı geçtiğinizi söylüyor.
- I'm afraid you are overstepping yourself.
- Çizmeyi aştınız galiba.
You're overstepping your authority.
Yetkinizi aşıyorsunuz.
Northbrook, you're overstepping your bounds!
Northbrook, çizmeyi aşıyorsun!
You're overstepping your boundaries Peyrac.
- Siz bir yerden bir yere sıçrayabiliyorsunz!
If I'm overstepping my position, you just have to say one word, and I shall resign my post as President of the Duma.
Haddimi aşıyorsam, tek bir sözünüz Duma Başkanlığı görevimden istifa etmeme yeter.
You're overstepping your authority, Picard.
Yetki sınırlarınızı aşıyorsunuz.
Am I overstepping my bounds?
- Anlıyorum. Fazla mı ileri gittim?
You've gone quite far enough, overstepping the bounds of propriety.
Oldukça ileri gittiniz, mülkiyet sınırlarını geçtiniz.
Look, if you're so certain I'm overstepping my bounds, then fine.
Bak, eğer sınırlarımı aştığımdan eminsen, sorun değil.
You're overstepping the mark!
Çizgiyi geçiyorsun!
- I may be overstepping my boundary but I think I know a way to get Warren back.
- Belki sınırlarımı biraz ilerletiyorum ama sanırım Warren'ı geri almanın bir yolunu biliyorum.
I'll still be capable of treating any and all medical conditions, but without the risk of overstepping my bounds.
Hala, tıbbi tedaviler yapabilecek durumda olacağım, ama sınırlarımı aşma riskimde olmayacak.
I apologize for overstepping my bounds, but I'm worried about you.
Sınırlarımı aştıysam özür dilerim....... ama senin için endişeleniyorum.
I may be overstepping my boundaries, but aren't you Jewish?
Haddimi aşıyor olabilirim, ama Yahudi misiniz?
There was the part about overstepping your bounds and paying for the unauthorized ops out of your salary.
Ayrıca sınırlarını aştığın ve bütçenden izinsiz ödeme yaptığın kısımda var.
If I'm overstepping my bounds, you let me know
Eğer sınırlarımı aşıyorsam, beni uyar.
WELL, YOU KNOW AS WELL AS I DO THAT WOULD BE OVERSTEPPING THE BOUNDS.
Seninde bildiğin gibi bu haddimi aşmak olurdu.
SINCE WHEN DO YOU EVER GIVE A SHIT ABOUT OVERSTEPPING THE BOUNDS?
Ne zamandan beri haddini aşıp aşmadığını umursuyorsun?
There's a difference between talking a lot, which ellsworth does enjoy, and overstepping'.
Ellsworth konuşmayı sever ama çok konuşmakla... boşboğazlık arasında fark var.
I don't want to be overstepping, but I could hear a little gurgling sound... coming from the air conditioning unit outside.
İleriye gidiyor gibi olmak istemem, ama dışarıdaki klima ünitesinden... bir ses duyar gibi oldum.
Overstepping is your main form of transportation.
Araya girmek tam sana göre, baba.
- I think you're overstepping your bounds.
- Sınırınızı aşıyorsunuz.
If I'm overstepping, boss, I apologise.
Rahatsız ettiysem özür dilerim.
If I'm overstepping like a boundary or...
Eğer haddimi aşıyorsam ya da...
Chairman Tweeney, I hope I'm not overstepping my bounds in asking to fire Mr. Katzenbach.
Başkan Tweeney, umarım Bay Katzenbah'ı kovmanızın bir sakıncası yoktur. - Kovmak mı?
Sydney, I just wanted to uh, just wanted to, um apologize for, you know, overstepping...
Sydney, söylemek istediğim ah, sadece haddimi aştığım için özür dilerim.
Forgive me for overstepping Jethro, but you and I both know that this is far beyond Officer David's character.
Kusura bakma işine karışıyorum ama Subay David'in böyle bir şey yapmayacağını ikimiz de biliyoruz.
I'm overstepping again, aren't I?
Yine sınırımı aştım, değil mi?
IT'S OVERSTEPPING.
- Bu haddini aşmak.
OVERSTEPPING?
- Haddini aşmak mı?
YES, OVERSTEPPING. OVERSTEPPING. YOU KNOW THAT'S WHAT
Evet, aşmak, aşmak.
Or have you come to stop us, overstepping your bounds?
Yada... sınırlarınızı hiçe sayarak bizi öldürecek misin?
He was weighing in on a case. I call that overstepping his bounds.
Bir vakayla ilgileniyordu.
By overstepping the resolution, they haven't met their prima fascie burden to defend said resolution and should be considered untopical.
Önergenin sınırlarını aşarak, ana fikirden hayli uzaklaştılar. Bu yüzden tezleri gayet konu dışındadır.
I mean, you are a goddess, and I'm sorry if I'm, like, overstepping the bounds of polite society here, but I would make love to you all day and all night, until you screamed with an unbearable ecstasy
ve sınırı geçtiğisem, bir şekilde, özürdilerim burdaki toplum arasından, fakat sizinle bütün gün ve bütün gece sevişe bilirdim, sizin hisetmediğiniz bir tutkuyla bağırana kadar.
You tell me if I'm overstepping my bounds here, but I'd like to suggest an old home remedy that did wonders for my Aunt Dolores.
Sınırlarımı aşarsam söyleyin ama size teyzem Dolores'in kocakarı ilacını öneriyorum.
You're overstepping the mark.
Çizmeyi aşıyorsun.
I'm a little bit worried that you're overstepping your duties as office manager.
Ofis yöneticisi olarak görevlerini biraz aştığını düşünüyorum.
Overstepping.
Abarttım.
Ms.Taylor is grossly overstepping her authority.
Bayan Taylor yetkisini fena şekilde aşıyor.
You're overstepping your boundaries, man!
Haddini aşıyorsun, birader!
Well, I hope I'm not overstepping any boundaries, here.
Umarım çizgiyi aşmıyorumdur.
- Overstepping alert.
Burnunu sokma uyarısı.
i hope i'm not overstepping boundaries.
- Umarım haddimi aşmamışımdır.
And there was times where l felt like I was really overstepping, and I'd try to pull it back by being like,
Çok ileri gittiğimi düşündüğüm anlar oldu. Ben de kendimi geri çekmeye çalıştım.
I was overstepping with Lux, and I'm sorry.
Lux'ın üstüne fazla düşüyordum, üzgünüm.
I hope I'm not overstepping.
Umarım çok ileri gitmiyorumdur.
Forgive me. There I go, overstepping again.
Yine haddimi aştım.
I hate to say it, but I think you may be Overstepping your authority there, pal-o.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama yetkini aştığını düşünüyorum, hacı.