Overtired Çeviri Türkçe
47 parallel translation
You are a little overtired, I think.
Biraz fazla yoruldun, sanırım.
You're overtired.
- Çok yorgunsun.
You're overtired.
Fazla yorgunsun.
You have been working very hard, and you're overtired.
Çok sıkı çalışmaktasın ve bu yüzden aşırı yoruldun.
You'd better go to bed, dear, or you'll be overtired.
Yatağa gitsen iyi olur, yoksa bitkin düşeceksin.
I was overtired, from having quarrelled with my husband.
Kocamla tartışmaktan yorgun düşmüştüm.
You're overtired, I guess.
Sanırım, çok yorgunsun.
She's overtired.
Çok bitkin.
- He's just overtired.
- Biraz bitkin.
Honey, you're overtired.
Tatlım, aşırı yorulmuşsun.
I think you're a little overtired, my friend.
Sanırım çok yorgunsun, dostum.
In my opinion, you're just overtired... and you were stupid to go to a psychiatrist.
Hayır. Bence, aşırı yorgunsun. Bir psikiyatriste gitmek aptalca.
I'm sorry, she's a little overtired.
Üzgünüm ama kendisi biraz yorgun.
Oh, even the best of us can get a bit cranky when we're overtired.
Çok kibar insanlar bile yorgunluğun etkisiyle asabileşebilir.
He's overtired. And hot.
Biraz yorgun sanırım, hava da sıcak.
She's overtired.
Aşırı yorgun.
I'm a little overtired.
Biraz fazla yorulmuştum da.
I got him too excited. He's overtired with everything.
Çok heyecanlanmasına neden oldum.
It's just that I'm overtired, that's all.
Sadece aşırı derecede yorgunum hepsi bu.
It sounds like someone's overtired.
Birileri bayağı yorulmuş anlaşılan.
I'm sorry.She's just overtired.
Özür dilerim, sadece çok yorgun.
She is overtired, I think, from the journey.
Çok yorgun. Yolculuk yüzünden olmalı.
Are you overtired?
Fazla mı yoruluyorsun?
I must be overtired.
Çok yorgun galiba.
The thing is Bret is overtired and there's a risk of throat polyps.
Aslında Bret çok yorgun ve ses telleri şarkı için riskli.
Otherwise he gets overtired.
Yoksa çok yorgun düşer.
Well, it's really hard if you haven't been there, how babies get when they're overtired.
Oradan göründüğü kadar kolay değil, bebekler yorulduğunda neler olduğu..
You're overtired.
- Çok yoruldun.
She's just overtired.
Sadece çok yorgun.
It's the best thing when they're overtired.
Çok yorulmaları en iyi şeydir.
He's nervous and didn't sleep well so he's overtired.
Çok gergin ve iyi uyuyamadı, o yüzden aşırı yorgun.
Well, he thought he was... turned out he was just overtired, so...
Öyle olduğunu sanıyordu ama sonradan anlaşıldı ki yalnızca fazla yorulduğundanmış, yani...
You are overtired and probably experiencing some residual shock.
Çok yorgunsun ve muhtemelen şok geçiriyorsun.
Or maybe you're overtired and a little out of it.
Ya da çok yorgunsundur ve eski kafalısındır.
The children are overtired.
Çocuklar takâtsiz kalmış.
Overtired?
Takâtsiz mi?
But all three overtired at the same time... that's very strange.
Ama üçü birden bu duruma düştü. Çok tuhaf bir durum.
Nothing serious, just if you're overtired or the weather turns.
Ciddi bir şey değil. Çok yorulduğunda ya da kötü havalarda sadece.
I guess I'm overtired from not sleeping, cutting all my suits in half, trying to learn dance choreography, and plunging my guest bathroom, which I specifically asked you not to use.
Çok yorgunum sanırım uykusuzluktan takım elbiselerimi kesmekten dans koregrafisi öğrenmekten ve elimi misafir tuvaletine daldırmaktan ki özellikle kullanma dedim.
The pneumonia overtired your mother's heart which was already in bad shape.
Zatürree annenizin kalbini yormuş zaten önceden de kötü durumdaymış.
You're just overtired.
Çok yorgunsun.
You're probably just overtired.
Fazlasıyla yorulmuş olmalısın.
I am perhaps a little overtired, sir.
Bu akşam daha bir yorgunum, efendim.
Little drama, but I think she was just overtired.
Biraz zorlu oldu ama sonunda hâlden düştü.
LADY, YOU MUST BE OVERTIRED OR SOMETHING.
Bizi yoldan çıkarmaya mı?
I'm overtired.
Çok yorgunum.
I'm just overtired.
Yorgunum, uykusuzum, açım.