Pathfinder Çeviri Türkçe
87 parallel translation
The Pathfinder to Chicago and Seattle leaving at two o'clock,... west gate, track 13.
Chicago ve Seattle'a giden Pathfinder saat 2'de kalkacak batı kapısı, 13. ray.
The Pathfinder to Chicago and Seattle, leaving at...
Chicago ve Seattle'a giden Pathfinder, saat...
Menop pathfinder to Leader One.
Rehber Menop'dan Lider Bir'e.
Whistle up a Pathfinder squadron of Lancasters with 10-ton bombs.
Her biri 10 ton bomba yüklü bir Lancaster filosunu oraya gönderebiliriz.
I have killed the alien pathfinder..
yabancı yol bulucuyu öldürdüm..
- Pathfinder on.
- Yön bulucu açıldı.
He's our noaidi, our pathfinder.
O bizim'noaidi'miz, yol bulucumuz.
You've lost your pathfinder.
Yol bulucunuzu yitirdiniz.
The pathfinder led us here and then stopped, which I knew would interest you.
İzbulucu bizi buraya getirdi ve durdu, ben de bunun, senin ilgili çekeceğini düşündüm.
We are in pursuit of a 1994 black Pathfinder.
1994 model, siyah Pathfinder'ı takipteyiz.
I hear you've been working on the Pathfinder Project.
Rehber projesinde çalıştığını duydum.
I suppose you... consulted with some of your Pathfinder colleagues.
Rehber meslektaşlarından bazılarına danışmaya gittin.
Beginning with Mars Pathfinder in 1997, it has embarked on a decade of missions to scour the planet for signs of ancient life.
1997'de Pathfinder'la başlayan 10 yıllık bir görev dizisiyle Mars'ı didik didik edip geçmişin canlılarının bıraktıkları izleri arayacaklar.
When I got the call on the radio, I thought that must have been your wife, but this woman was driving a Pathfinder and wearing jeans, so...
Radyoda anonsu duyduğumda, sizin karınız diye düşündüm, ama bu kadın Pathfinder sürüyormuş ve kot giyiyormuş, yani...
You know, a'92 Pathfinder.
Bilirsin, 92 Pathfinder.
Pathfinder tried sending an unabridged version of my program.
Kâşif kısıtlanmamış bir programımı göndermeye çalıştı.
And this is the research lab, where most of Pathfinder's homework gets done.
Ve burası araştırma laboratuarı, Kâşif ev ödevinin çoğunu burada yapar.
You'll be no good to Pathfinder or Voyager.
Bu şekilde Pathfinder ya da Voyager'a bir faydan dokunmaz.
She would let me, let me go on for hours.
Pathfinder'da ki işim onu büyülemişti ve uh... Bana saatlerce tahammül edebiliyordu.
She was fascinated by my work at Pathfinder and, uh... she didn't, uh... she didn't find any of it boring. What did you talk about?
Ne hakkında konuşuyordun?
If there's any chance Leosa did breach Pathfinder security, you need to tell your superiors.
Eğer ortada Leosa'nın Pathfinderın güvenliğini tehlikeye soktuğuna dair bir şüphen varsa,... bunu amirine söylemelisin.
Did he ever discuss his work at Pathfinder with you?
Pathfinder'da ki işi hakkında sizinle hiç konuştu mu?
I've been extremely busy- - the, uh, P-Pathfinder Project.
Ben, çok meşguldüm - Kaşif Projesi'yle.
Lieutenant Barclay, the Pathfinder Project... they didn't give up on us.
Binbaşı Barclay, Kaşif Projesi... bizden vazgeçmediler.
I'm deeply concerned... Voyager to Pathfinder.
Çok endişeliyim... w w w. y e d i n c i g e m i. c o m
Come in, Pathfinder.
Cevap verin Pathfinder.
I am Pathfinder Neeyala.
Ben Kaşif Neeyala.
Pathfinder Neeyala.
Kaşif Neeyala.
Pathfinder!
Kaşif!
Pathfinder, help him, please... his leg, we need help!
Kaşif, ona yardım edin, lütfen... bacağı, yardıma ihtiyacımız var!
Accomplish the task Pathfinder has laid out for you.
Kaşifin sana verdiği görevi yap.
Forgive me, Pathfinder Neeyala, but I do not count you as unbiased.
Bağışla beni, Kaşif Neeyala, ama seni tarafsız bulmuyorum.
Entreaties, Pathfinder.
İstekleriniz, Kaşif.
I am pathfinder Neeyala
Ben kaşif Neeyala
Credit cards show him gassing up his'92 Pathfinder... along Routes 12 and 11, all the way up to Walden Falls... a pit stop of a town 20 miles northeast of Watertown.
Kredi kartını bilgileri 92 model Pathfinder'ını 12. ve 11. Anayollardan Walden Şelaleleri'ne kadar sürdüğünü, Watertown'ın 32 km kuzeydoğusunda bir kasabada mola verdiğini gösteriyor.
State Police found Kern's Pathfinder... at a shopping center outside of Walden Falls.
Polis, Kern'in Pathfinder'ını Walden Falls'un dışındaki bir alışveriş merkezinde bulmuş.
We're exploring new territory today, so it is fitting that this hearing is being held at Pathfinder.
Bugün yeni bir bölgeyi keşfediyoruz, bunun için bu oturum Pathfinder'da yapılıyor.
- Neeyala's Pathfinder buddies?
- İz bulucu Neeyala'nın adamları mı?
- Neeyala's pathfinder buddies?
- Neeyala'nın kaşif takımı mı?
The expectation was a pathfinder vessel.
Beklentim bir kaşif gemisi bulmaktı.
One of them, U-21, made her way to the Firth of Forth, where the British cruiser, HMS Pathfinder, was leaving Rosyth naval base.
U-21 botu, İngiliz zırhlısı HMS Pathfinder'ın Rosyth Ana Deniz Üssünden ayrıldığı nokta olan Firth of Forth'a doğru yol aldı.
She's stealth, not a pathfinder.
Kendini iyi gizliyor ama bir öncü değil.
since the pathfinder came on a trading trip.
PATHFINDER bahar takasina geldiginden beri.
your daughter has become a woman, pathfinder.
kizin buyumus kadin olmus, PATHFINDER.
people of the don has always had a pathfinder.
DON'un insanlarinin her zaman rehberleri vardir.
pathfinder`s daughter is not here!
REHBER'in kizi burada yok!
we`ll do as the pathfinder says.
REHBER'in dedigi gibi yapacagiz.
like my father before me, i became the pathfinder.
benden once babaminda oldugu gibi, bende rehber oldum.
Last time I checked there's no way to physically affect them unless you're a... you're a pathfinder.
Geçen sefer onlarla fiziksel temas sağlamayı denedim, bu imkânsız tabii Kılavuz değilsen.
He's a Pathfinder.
Kendisi bir Kılavuz.
You're a Pathfinder?
Sen Kılavuz musun?