Peachy Çeviri Türkçe
442 parallel translation
Yeah? Well... then everything is peachy, Inspector!
Öyleyse her şey yolunda ha, müfettiş?
That Welsh rabbit was ginger peachy.
Yemek çok lezzetliydi.
I'm just peachy, if you must know.
Çok iyiyim, eğer merak ediyorsan.
Which makes everything just ginger-peachy.
Bu her şeyi iyice karıştırır.
Everything's just peachy.
- Her şey fıstık gibi.
Well, isn't that ginger-peachy?
Ne harikulade, değil mi?
Just peachy.
Tam kıvamında.
No, but that's a peachy idea.
Fena fikir değil ama.
No, I told him he was a sweet boy, and full of dreams and everything that's peachy keen.
Yok canım, ona çok tatlı ve düşlerle dolu bir çocuk olduğunu ve her şeyin mükemmel gittiğini söyledim.
- Okay, Angela, that's peachy. - Peachy and cream.
Tamam Angela bu çok daha iyi.
How about those peachy pin-ups you hide with your socks?
Çoraplarının arasındaki çıplak kadın resimleri ne oluyor?
Peachy.
Tadı yerinde.
I want to get one of those for myself, too, peachy-face.
Ben de bir tane istiyorum, şeftali surat.
Aside from that, it's ginger-peachy.
Bunları saymazsak ortalık sütliman.
Peachy Taliaferro Carnehan.
Peachy Taliaferro Carnehan.
Slip the window down and say, "Peachy's gone south for the week."
Camı indirip, Peachy bir haftalığına güneye gitti, deyin.
- "Peachy's gone south for the week."
- "Bir haftalığına güneye gitti."
I'm to say that Peachy has gone south for the week.
Peachy'nin bir haftalığına güneye gittiğini söyleyecektim.
Since you're Peachy's pal, I'll tell you.
Madem Peachy'nin dostusunuz, söyleyeyim.
Peachy and me don't kill easy!
Peachy ile ben kolay ölmeyiz.
Peachy is as sober as I am.
Peachy de benim kadar ayık.
And now, sir let me introduce you to Brother Peachy Carnehan, which is him and Brother Daniel Dravot, which is I.
Evet efendim size Kardeş Peachy Carnehan'ı, kendisi olur ve Kardeş Daniel Dravot'ı, kendimi takdim ediyorum.
Peachy worked this out.
Bunu Peachy düşündü.
So Peachy says, " It doesn't matter what they cost we'll trade them for goats.
Peachy, değerlerine boş verip onları keçiyle değiştirelim.
Peachy, that means we're in Kafiristan.
Peachy, demek ki Kafiristan'a geldik.
That's the last of them, Peachy.
Bu sonuncuydu, Peachy.
Peachy, in your opinion have our lives been misspent?
Peachy, sence hayatımızı boşa mı harcadık?
Peachy, it's a Gurkha.
Peachy, bu bir Gurkha.
Show him, Peachy.
Göster, Peachy.
Mustn't be prejudiced, Peachy.
Önyargılı olma, Peachy.
Hold on, Peachy, he's only being hospitable according to his likes.
Yapma Peachy, kendince konukseverlik gösteriyor.
Like old times, Peachy.
Eski günlerdeki gibi.
- Peachy.
- Peachy.
Just gazing, Peachy. Just gazing.
Sadece bakıyorum, Peachy.
Tell him Peachy and me don't go anywhere without the army goes with us.
Söyle, Peachy ve ben ordumuz olmadan bir yere gitmeyiz.
Peachy was general of his armies, but there was no more battles to fight.
Peachy, ordularının generaliydi, ama artık savaş kalmamıştı.
It'd help keep Peachy occupied until the spring came.
Bu iş, bahara kadar Peachy'yi oyaladı.
- I ain't going, Peachy. - What?
- Ben gitmeyeceğim, Peachy.
So don't you provoke me, Peachy Carnehan!
Beni kışkırtma, Peachy Carnehan!
- Signs very bad, Peachy.
- Alametler çok kötü, Peachy.
Peachy, the ring.
Peachy, yüzük.
And do you know what they did to Peachy?
Ve Peachy'ye ne yaptılar, biliyor musun?
They crucified him, sir between two pine trees as Peachy's hands will show.
Onu iki çam ağacının arasında çarmıha gerdiler. Peachy'nin elleri bunu gösteriyor.
Poor Peachy, who'd never done them any harm.
Zavallı Peachy, onlara bir şey yapmamıştı.
And Peachy come home in about a year and the mountains they tried to fall on old Peachy but he was quite safe because Daniel walked before him.
Ve Peachy bir yıl sonra memleketine döndü. Dağlar zavallı Peachy'nin üstüne yıkılmaya çalıştı ama o güvenlikteydi, çünkü Daniel önünde yürüyordu.
And Daniel never let go of Peachy's hand.
Daniel, Peachy'nin elini hiç bırakmadı.
And Peachy never let go of Daniel's head.
Ve Peachy, Daniel'in kafasını hiç bırakmadı.
Next he'll find you're keen and peachy.
Sonra da seni "hoş ve iyi" bulur.
Just peachy!
Sadece şeftali!
Con-Amalgamate makes money, we have our life-support system, everything is peachy!
Con-Amalgamate kâr ediyor biz de kendi yaşam-destek sistemimize sahip oluyorduk her şey fıstık gibiydi!
Peachy!
Pekâlâ, çocuklar.