Peasy Çeviri Türkçe
180 parallel translation
EASY PEASY JAPANESEY.
Armut piş ağzıma düş.
Easy, easy, peasy, little gee-gee.
Sakin ol oğlum, sakin ol.
- It's easy-peasy!
- Çok kolay be!
- Yeah, it's easy-peasy.
- Evet, bu çok kolay.
We go in, make contact - Easy-peasy
İçeri dalarız, iletişim kurarız- - Kolay para.
It's boxes in the trucks. Easy-peasy. Hmm?
Kamyondaki kutular, çok basit.
Photo cell here, emitter here, easy-peasy.
Fotosel buraya, verici buraya, oldu bitti.
Come on. A little rat poison! Easy-peasy!
Bana biraz fare zehri verin, Gerisini hallederim.
Easy peasy.
Çocuk oyuncağı..
- Easy peasy, rice and cheesy.
Hem de tereyağından kıl çeker gibi!
Easy-peasy.
Kolay iş.
Get this guy in jail today, easy-peasy.
Tereyağından kıl çeker gibi bu herife hapsi boylatacağız.
Easy Peasy, I could do this one in my sleep.
Benim için çocuk oyuncağı, uykumda bile yaparım.
Easy peasy.
Çocuk oyuncağı.
Easy peasy.
Kolaycana.
Easy-peasy.
Çocuk oyuncağı.
Should be easy, peasy.
Çok kolay olması gerekir.
Easy-peasy, Japan-easy.
Bu iş çocuk oyuncağı.
- feds go in, grab him up, easy peasy.
- Federaller mekana gitmiş, adamı yakalamışlar, çantada keklik.
I'll be in and out, easy-peasy.
Oraya hemencecik girip çıkacağım.
Easy peasy. Oh, Transpo.
Çantada keklik.
- Thanks, man. - Easy-peasy, huh?
- Sağol, adamım. - Kolay iş, ha?
Easy peasy.
Oldu da bitti.
I got it. Easy-peasy, Gary Sinise-y.
Çocuk oyuncağı-vari, Gary Sinise-y *.
Easy peasy.
Oldu bitti.
Easy peasy.
Çok basit.
Well, that's easy-peasy, sheriff. We were here all night,
Bütün gece buradaydık.
- Easy peasy.
- Çocuk oyuncağı.
Easy peasy.
Çantada keklik.
Easy peasy.
- Dur biraz.
Easy-peasy.
Çocuk oyuncağı!
- And that's easy-peasy for you.
- Senin için çocuk oyuncağı.
This morning, soft, firm, easy peasy.
Bu sabah, yumuşak, katı ve kolayca oldu.
Easy-peasy.
Çok basit.
- Easy peasy.
- Çocuk oyuncağıydı.
That wasn't easy, that was a big fat piece of easy, peasy fucking lemon squeezy cake, given away free, with today's Easy Times.
Buna kolay denmez, bu, limonlu, çilekli, kayısılı, şeftalili koca bir kekti, pastaneden beleşe aldığımız bir kek.
Easy peasy lemon squeezy!
Şip-şak halledeceksin!
"Easy peasy lemon squeezy".
"Şip-şak halledeceksin".
Easy peasy, no big deal.
Çocuk oyuncağı, basit bir şey.
Easy peasy, lemon squeezy.
Çocuk oyuncağı.
Whatever you want to do, I'm just easy, peasy, japanesey.
Sen nasıl istersen, benim için taki-naki-japonaki.
Now that I've earned everyone's respect, it's easy-peasy.
Artık herkesin saygısını kazandığım için, çantada keklik.
- Easy peasy.
- Kolay iş.
Easy-peasy- - that's how it's done.
Çok kolay olacak
Pierre let me borrow his plane, so it was easy-peasy.
Pierre uçağını almama izin verdi yani çocuk oyuncağıydı.
Easy peasy, extra cheesy.
Bu iş çocuk oyuncağı.
Easy peasy lemon squeezy!
- Ağır olun sizi limon posaları
Easy-peasy Japan-easy.
Çocuk oyuncağı.
Easy peasy.
Şöyle böyle.
Easy peasy.
Kolay iş.
Easy-peasy. One.
Bir...