Perimeter Çeviri Türkçe
3,293 parallel translation
There are two more groove marks inside the perimeter of the blood- - there and there.
Diğer iki ayağı da kanın içinde. Şurada ve şurada.
I need a gassed-up Humvee and a safe passage to the perimeter.
Benim deposu dolu bir Humvee'ye ihtiyacım var. ve de bölgeden çıkacak güvenli bir yola.
We had a whole plan worked out to ambush the green team, and I've been circling the perimeter for 20 minutes.
Yeşil takımı pusuya düşürmek için plan yapmıştık. 20 dakikadır daireler çiziyorum.
Perimeter breached.
Çevre ihlâli.
Mr. Alexander says wait outside the perimeter.
Bay Alexander çevrede beklememizi söyledi.
General Bressler's troops will stay on the perimeter, and the Volm will stay in Charleston to assist them.
General Bressler'ın birliği çevrede kalacak ve Volm da... -...
So I advise you to keep your soldiers on the perimeter at high alert.
Çevredeki askerlerinizi tetikte tutmanızı tavsiye ederim.
Why is Lana Kane - - and is that the geeky little accountant dude? ! - - attempting to breach my perimeter?
Neden Lana Kane ve şu küçük inek muhasebeci çocuk... özel alanıma girmeye çalışıyor?
Establish a perimeter but keep your distance.
Çevreyi kuşatın ama mesafe bırakın.
Set a perimeter.
Bir çevre belirleyin.
I found an intruder while I was circling the perimeter.
Çevreyi devriye gezerken bir kaçak buldum.
They've gone IN-Skip to jump to the perimeter.
Beklediğimiz gibi gemileri tekrar ortaya çıktı.
Okay, folks. We need a perimeter search of the entire area.
Tüm alanı çepeçevre araştırmamız gerekiyor.
I'll take the perimeter.
Ben çevresini tutacağım.
In the interim, we'll need to get you a driver, set up a security perimeter around your house, the practice facility...
Bu arada sana bir şoför bulmamız gerek. Evinde ve tesiste bir güvenlik alanı oluşturmalıyız.
We're gonna do another sweep of the north perimeter of the park.
Parkın kuzeyine bir daha bakacağız.
Our only choice is to patrol the Chamber's perimeter like mere security guards.
Bu da elimizdeki tek seçenek Oda'nın etrafındaki bölgeyi... bir kaç güvenlik muhafızıyla koruyabileceğiz demek.
Breech of defensive perimeter.
- Güvenlik ihlali.
Ten-yard perimeter around the bunker.
Sığınağın etrafında 10 yards çember oluşturun.
JJ and Alex are searching the perimeter.
JJ ve Alex çevreyi arıyorlar.
Secure perimeter.
Civarı sarın.
Copy that. Perimeter secured.
Anlaşıldı, etrafı sarıyoruz.
Check perimeter!
Etrafı kontrol et!
Right, I want a secure perimeter around the gallery.
Pekala, galerinin etrafının güvende olmasını istiyorum!
Shot came from that rooftop, 200 yards outside the contained perimeter,
Kurşun bu binanın çatısından geldi, tutulan bölgenin 180 metre dışından.
Kono, secure the perimeter. Go.
Kono, çevre güvenliğini sağla.
Have'em attack the outer perimeter and create a diversion.
Sınıra saldırmalarını sağla ki bir şaşırtmaca olsun.
Anything around the perimeter?
- Çevreden bir şey çıktı mı?
Motion detectors inside the house, perimeter alarm controlled via keypad outside.
Evin içinde hareket sensörleri var. Alarm dışarıdaki tuş takımından kontrol ediliyor.
The perimeter doors failsafe to a lock position.
- Gidemezsiniz. Kapılar güvenlik açığı konumuna girdi.
Now, Nikita and I have the perimeter.
Şimdi, Nikita ve ben çevreyi aldık.
They've reached the perimeter.
- Sınıra ulaştılar.
- Perimeter's clear.
- Çevre temiz.
We need to secure the perimeter.
Güvenlik çemberi oluşturmalıyız.
... the military evacuated surrounding towns and established a ten-mile perimeter around what's being called "the Dome," the world has been waiting for news from inside.
Ordu civar kasabaları tahliye edip "Kubbe" adı verilen şeyin etrafında 16 kmlik bir çevre kurduğundan beri bütün dünya içeriden haber almayı bekliyor.
Maybe the real action isn't along the perimeter.
Belki gerçek hareket kubbenin çevresinde değildir.
Sir, right after the missile hit, our UAVs did a full perimeter sweep of the dome wall.
Komutanım füze attıktan sonra insansız hava taşıtlarımız kubbe duvarının çevresini taradılar.
We should alert the perimeter guards the American is on his way.
Çevredeki korumaları uyarmalıyız. Amerikan ilerliyor.
He's not going to the perimeter.
Çevresinden gitmicek.
Perimeter check.
Ben gidip çevreyi kontrol edeyim.
Or... you borrow some guards from the perimeter here.
Ya da.. Sen bazı adamları alıp bu çevreye yerleştirisin.
Three policemen off the perimeter.
Üç polis eksildi.
Just give me a hard perimeter five blocks out.
Bana beş sokağı gözetleyecek kadar bir yer bul.
If we're not gonna have a cop watching our backs, we're gonna need at least a two-block perimeter.
Arkamızı kollayacak bir polis olmayacaksa en azından iki gözcü bulundurmamız gerekecek.
Did you search outward from the crime scene or inwards from the 30-mile perimeter?
Suç mahallinden içe ya da dışa doğru 30 kilometre çevresinde arama yaptınız mı?
When was your last perimeter sweep?
Etrafı en son ne zaman kontrol ettin?
We're setting up a secure perimeter.
- Bir güvenlik çemberi oluşturuyoruz.
Lock it down. Six-block perimeter.
6 blokluk bir bölgeyi kuşatın.
Yeah, everybody on the northern perimeter's screaming for extra ammo in case we're being set up for an attack.
Evet, kuzey bölgesindeki herkes saldırıya uğrama ihtimalimize karşın ekstra mermi için bağırıp duruyor.
I want a 20-foot perimeter, full sweep of all surveillance cameras...
6 metre çaplı bir kordon istiyorum. Tüm güvenlik kameraları kayıtlarının...
Outside the contained perimeter, but from here on out, it's on us To find the person responsible, so let's focus.
Ama şu andan itibaren, bunu yapan kişiyi bulmak bize düşüyor.