Pes Çeviri Türkçe
8,992 parallel translation
Don't give up. We're getting close.
Pes etme, iyice yaklaştık.
"But Amelia never gave up, " continuing to work as an inventor within the confines of the asylum. "
"Ama Amelia pes etmedi tımarhane sınırları içinde icatları üzerinde çalışmaya devam etti."
♪ I'm not the kind of girl ♪ ♪ Who gives up just like that ♪
# Ben öyle hemen pes eden... # #... kızlardan değilim #
Miranda, you are rolling over.
Miranda, pes ediyorsun.
You don't roll over.
Pes etmeyeceksin.
You can't stop now.
Şimdi pes edemezsin.
We can't just give up.
Öylece pes edemeyiz.
Just giving up'cause it didn't go your way.
Sadece seninki gibi iyi gitmediği için pes ettim.
A guy fails in his commitment once... that you expect.
Bir adam bir kere pes edince.
I'm not giving up yet.
Henüz pes etmiyorum ben.
Lady, you just don't quit?
Pes etmez misin sen kadın?
I'm not giving up.
Pes etmiyorum.
Don't give up.
Pes etme.
Buddy, please promise me that you won't give up.
Dostum, lütfen bana pes etmeyeceğine dair söz ver.
I give up.
Pes ediyorum.
You don't quit, do you?
Pes etmeyeceksin değil mi?
_ _ _ _
Yakında pes edecek.
One tiny curveball and you gave up.
En ufak bir engelde hemen pes ettin.
Give up now, and we won't destroy you.
Şimdi pes edin ve biz de sizi yok etmeyelim.
You can't give up and watch him die again.
Pes edemessin Ve tekrar ölüşünü izleyemezsin.
It's got to be better than this, than giving up.
Pes etmekten daha iyi bir şans.
Our yield's way down, boys.
Pes etmiyoruz, çocuklar.
That kid's a survivor!
O çocuk kolay pes eden biri değil.
I give up.
Ben pes ediyorum.
Whoever rolls over first gets the money, then the rest get to line up for orange jump suits.
İlk pes eden parayı alacak diğerleri de hapsi boylayacak.
Give it up.
Pes etsene artık.
I'll make up some sob story About how Dellmore made up with his wife And we'll live to fight another day.
Dellmore'un eşiyle barışmasıyla ilgili birkaç üzücü hikâye uyduracağım ve pes etmeden yaşayacağız.
I'm never giving up.
Asla pes etmiyorum.
These governments might give in.
Hükümet pes edebilir.
Thought you gave up on that.
Pes ettin sanmıştım.
So that's it? You giving up?
Pes mi ediyorsun?
What, so now you're gonna quit?
Pes mi edeceksin yani?
You can't quit.
Pes edemezsin!
What if Muhammad Ali had quit?
Muhammed Ali, pes etseydi ne olurdu?
I won't give up.
- Pes etmeyeceğim.
You don't strike me as the giving-up type.
- Pes edecek biri gibi durmuyorsun zaten.
Come on, give in.
Pes et hadi.
We're supposed to give up?
Pes mi edelim?
He gave up.
O pes etti.
Worked his way up to MVP, thought.
En değerli oyuncu ödülünü alana kadar pes etmedi.
You're just giving up?
Pes ediyorsun.
I have no idea what you just said, Giselle, but touché.
Ne dediğini hiç anlamadım, Giselle, ama pes.
Despite this one minor setback, I am not giving up.
Bu küçük pürüze rağmen pes etmiyorum.
And we're not quitters!
Ve biz pes etmeyiz!
Did the mighty dodo bird give up when it went extinct?
Muazzam dodo kuşu soyu tükendiğinde pes etti mi?
You're giving up?
Pes mi edeceksin?
And the only individuals powerful enough to execute anything on this level will not go gently into the night.
Bu tarz bir operasyonu düzenleyecek yetkide olan insanlar kolay kolay pes etmeyeceklerdir.
Booth isn't gonna give up till he gets ahold of that list.
Booth listeyi alana kadar pes etmeyecektir.
My God, you don't give up, do you?
Sakın kapatma. Tanrım, pes etmeyeceksin, değil mi?
- I'm not giving up.
Pes etmiyorum.
Give in.
Pes et.