Pharmacist Çeviri Türkçe
449 parallel translation
Glukhov E.B Rich pharmacist, wants a brunette
Glukhov E.B Rich eczacı, bir esmer arıyor. Moishe Kimbak, çok zengin iki çeyiz ödeyecek.
Good night, Herr Pharmacist!
İyi akşamlar Bay Eczacı!
Once a year the pharmacist takes his wife out on the town.
Yılda bir kez, eczacı eşini şehir dışına çıkartır.
After a brief, trying illness, my beloved husband, the pharmacist Karl Friedrich Henning passed away yesterday, on the 17th of June, 1929.
Kısa ama bıktırıcı bir hastalık sonrası sevgili kocam eczası Karl Friedrich Henning dün, yani 17 Haziran 1929'da vefat etti.
Pharmacist's mate :
- Bilmiyorum.
From pharmacist's mate second class C.E " "Doc" " Jones to Lieutenant Anderson. Sir...
" 2inci sınıf, CE'Doktor'Jones'tan Teğmen Anderson'a, efendim.
The pharmacist was right. He just laughed at me.
Eczacı haklıydı, haklı olarak bana gülmüştür.
'C'and'E'and'S'divisions and all pharmacist mates will air bedding today.
C, E ve S bölümündeki bütün eczacı miçolar... bugün yatakları havalandıracak.
- He's a pharmacist.
- Eczacı.
He's the second son of a pharmacist in Osaka.
Osaka'daki bir eczacının ikinci oğlu.
My mother has decided that I should get married to the pharmacist from Osaka.
Anneme kalırsa, şu Osakalı eczacıyla evlenmeliymişim.
A registered pharmacist and you can't get a job.
Diplomalı eczacısın ama iş bulamıyorsun.
I'm a registered pharmacist With 25 years behind me.
25 yıllık lisanslı eczacıyım.
- That pharmacist has left.
- O eczacı artık bizimle çalışmıyor.
Even our pharmacist's mate.
Sıhhiyecimiz de hastalandı demek.
Don't listen to the doctor. The pharmacist says this is special. After a month ofthese whoppers - Look how big they are.
Eczacı bunun daha özel... bir şey olduğunu söyledi.
- What are you, a pharmacist?
- Nesin sen, eczacı mı?
- Jennings, pharmacist's mate.
- Jennings, eczacı çırağı.
Aubert, pharmacist.
Ben Aubert, eczacıyım.
Smart, youthful woman. - 21-year-old girl, virtuous... college graduate, wishes to marry Catholic professional... doctor, pharmacist, dentist.
İşçi çevresinden narin genç kız yaş 25, sevgi dolu, iyi huylu, iri boylu bir genç erkekle mutlu bir birlik için evlenecek.
I'll ask the pharmacist what to do.
Eczacıdan tavsiye isterim.
In a few moments, the older girls will present a witty comedy written especially for us by Monsieur Pontier, our young pharmacist.
Birkaç dakika sonra üst sınıftaki kızlarımız sizlere, eczacı arkadaşımız bay Pontier'ın yazdığı, zekice hazırlanmış bir komedi oyunu sergileyecekler.
He was a pharmacist.
Eczacıydı.
She married the pharmacist and has two children.
Eczacının biriyle evlendi, iki çocuğu var.
There is a pharmacist named Iheiji who is staying at the Minoya Inn on Gojokiyamachi.
Gojokiyamachi'deki Minoya Hanı'nda kalan, Iheiji adlı bir eczacı var.
And here comes the link between the pharmacist's case and Pigot's mother. The same motive.
Ve şimdi eczacı vakasıyla Pigot vakası arasında bir bağ ortaya çıktı, öyle mi?
Monsieur Jude, the pharmacist.
Bay Jude, şu eczacı.
- The pharmacist says he'll be OK.
Eczacı, iyileşecek diyor.
He was an assistant pharmacist in London.
Harika bir adamdı. Aslında bana onu hatırlatıyorsun.
It means, " Excuse me, Mr Pharmacist.
Anlamı şu : " Affedersiniz, eczacı bey.
Was it your mother or your sister, the pharmacist?
eczacı olan?
Shot by a mad pharmacist or run over by a car while fleeing from police pursuit.
Çılgın bir eczacı tarafından vurulmuş, ya da polisten kaçarken bir arabanın altında kalmış olarak.
Mrs. diocese councilor, Mrs. pharmacist, Mr. principal.
Martin!
Mrs. pharmacist, we need your wonderful ear drops again for little Sarah.
İşte benim kitabım.
The pharmacist says giving all the rest the same dosage as Mr Lowe would be 12,000.
Eczacı dedi ki, herkese Bay Lowe'un dozajını verirsek 12,000.
Give me an explanation why the pharmacist has to be two and a half feet up above everybody else.
Bana, eczacıların diğer herkesten neden 1 metre yukarıda olması gerektiği ile ilgili bir tane sebep söyleyin.
He's a pharmacist.
Bir eczacıymış.
I could see if I was a pharmacist.
Bir eczacı olsam, anlarım.
Because a pharmacist knows what's wrong with everybody.
Çünkü eczacılar insanların sorunlarını bilirler.
What began as a routine burglary call ended in a gruesome tragedy earlier tonight... as a 1 9-year-old pharmacist's assistant was brutally shot dead by police.
Bu gece olağan bir soygun olarak başlayan olayda 19 yaşındaki eczacı asistanı polis tarafından vahşice öldürüldü.
But for this young pharmacist, the last prescription she filled... was the bitter pill offate.
Ama bu genç eczacı için yazmış olduğu son reçete kaderin acı ilacıydı.
Pharmacist. Just there, look!
Oradaki eczane, bakın!
a royal architect, an artillery master who can melt bells down, a chief hospital pharmacist of Paris.
Kraliyet yurtları için bir mimar aynı zamanda çan döken bir... topçu başı, Paris hastanelerine bir eczacı başı.
Last I heard, he was a pharmacist somewhere upstate.
En son duyduğumda bir yerlerde eczacı olarak çalışıyordu.
Why would the villagers worship a pharmacist?
Neden kasabalılar bir eczacıya tapsınlar ki?
And you know, now he's a pharmacist guy and....
Ve biliyorsunuz, şimdi bir eczacı ve...
Well, maybe he's this really cool pharmacist guy.
Belki gerçekten çok iyi bir eczacıdır.
I'll check with the pharmacist.
Eczacıya soracağım.
He was a pharmacist, but he died.
Eczacıydı ama öldü.
- Pharmacist * BEEP *.
- Tıbbi nedenlerden.
"One-two Mr. Pharmacist."
Hatırlayın.