Physical Çeviri Türkçe
8,452 parallel translation
Mental and physical cruelty.
Psikolojik ve fiziksel şiddet.
Sexual, psychological, mental, physical.
Cinsel, psikolojik, zihinsel, fiziksel.
Kira's trouble triggered the generator's circuit breaker, didn't cause any physical damage.
Kira'nın sorunu jeneratörün sigortasını attırmış. Fiziksel bir zarara neden olmamış.
Well, listen, with some time and healing and a good amount of physical therapy, you're gonna be ready to work.
Biraz zaman ve iyileşmeyle, yanına da bolca fiziksel terapi yardımıyla çalışmaya hazır olacaksın.
Time for your physical, soldier.
Muayene vakti asker.
And everything's going okay with Mara, and if I don't do something physical,
Mara ile de sıkıntı yok.
So, let's be clear... You're claiming that there was a physical altercation between Mr. Lahey and your husband that night.
Bunu açıklığa kavuşturacak olursak o gece Bay Lahey'le eşiniz arasında fiziksel bir münakaşa olduğunu mu iddia ediyorsunuz?
If I had physical contact with Sam that night, it explains why my print is on his ring.
Eğer o gece Sam'le fiziksel temasım olduysa bu yüzüğünde bulunan parmak izlerini açıklar.
Well, his physical changes have improved.
Fiziksel değişimleri düzelmeye başladı.
This is currently not sexual harassment, but if in the process of making up, things got physical, well, that is a workplace no-no.
Bu cinsel taciz değil ama olay sırasında işler yoldan çıkabilir. - İş ortamında bu olmaz.
Do you like her attending to your physical needs?
Fiziksel ihtiyaçlarına katılmasından hoşlanıyor musun?
Honestly, I'm not much use when things get physical.
Dürüst konuşursak işler fiziksel hale geldiğinde pek bir faydam yok.
I do. I'm the Director of Physical Operations.
Fiziksel Operasyonlar müdürüyüm.
Here we have the Physical Operations department.
Burası da Fiziksel Operasyonlar Bölümü.
The Physical Operations department handles logistics for the corporation, management of our properties, offices...
Fiziksel Operasyonlar Bölümü şirketin lojistik işleriyle mülkleriyle, ofisleriyle ilgileniyor.
Total physical transformation and we still have no idea what her gift is.
O tümüyle fiziksel değişime uğramış ve yeteneğinin ne olduğuna dair hâlâ hiçbir fikrimiz yok.
Don't get so wrapped up in your physical changes that you miss out on the gifts layered below.
Altında yatan yetenekleri kaçırdığın fiziksel değişimine bu kadar sarılma.
Not naked of clothing Detective Pilgrim, naked of physical evidence.
Kıyafetsiz anlamında değil, Dedektif Pilgrim fiziksel kanıttan yoksunluk anlamında çıplak.
Forced to guess, I'd have to assume that a portal from an alternate dimension briefly occupied the physical space that once contained this man's head.
Yine de bir tahminde bulunmak zorunda kalsam, başka bir boyuttan bir portalın bir zamanlar bu adamın kafasının olduğu fiziksel yeri kısa süreliğine işgal ettiğini varsaymak zorunda kalırdım.
We have physical evidence linking you to an act of industrial sabotage and probably treason.
Elimizde seni endüstriyel sabotaj ve büyük ihtimallde ihanet suçuyla ilişkilendirebileceğimiz somut delil var.
I was tired of the physical and mental, Emotional, whatever you want to call the abuse by my father.
Babamın bana uyguladığı fiziksel, ruhsal duygusal ne derseniz artık, baskılardan bıkmıştım.
I left home because of the physical and mental abuse by my father.
Evi babamın fiziksel ve ruhsal baskıları nedeniyle terk ettim.
Their connection is not just physical.
Aralarındaki bağ sadece fiziksel değil.
Latin lover narrator : Well, maybe not just physical...
Belki sadece fiziksel değil evet...
But it definitely was physical.
Ama kesinlikle fiziksel bir yönü de var.
I didn't realize you were so excited to go to physical therapy.
Fizik tedaviye bu kadar hevesli olduğunu bilmiyordum.
Latin lover narrator : Ah. Now we know why Alba was excited for her physical therapy.
Şimdi Alba'nın fizik tedavi için neden heyecanlandığını anladık.
I will, after you tell me the Silver fox on the bike had nothing to do with your running out of physical therapy.
Sen bana fizik tedaviye koşarak gitme sebebinin bisiklete binen o gri kurt olmadığını söylediğin zaman bırakacağım.
And would you like to have lunch after physical therapy?
Bu arada fizik tedaviden sonra öğle yemeği yemek ister misin?
My mom left for Vegas and my grandma's at physical therapy.
Annem Vegas'a gitti ve büyükannem de fizik tedavide.
See, I believe that space-time is a free-flowing highway that intersects the physical world.
Ben, uzay ve zamanın, fiziksel dünya ile kesişen kendiliğinden akan bir otoyol olduğuna inanıyorum.
Because at this point we don't know if the shape-shifter is capable of absorbing more that just your physical characteristics.
Çünkü şu anda bu şekil değiştirici sadece fiziksel özellikleri mi kopyalıyor bilmiyoruz.
And this is every single piece of physical evidence the police had.
Bunlar da polisin elindeki bütün fiziksel kanıtlar.
No evidence was compromised, no physical intimidation occurred.
Hiçbir kanıttan ödün verilmemiş ve hiçbir fiziki tehditte bulunulmamış.
It's a physical idiosyncrasy, but it's a charming one.
Fiziksel bir özellik, ama çekici.
Mistreatment police say allegedly included physical beating.
Polis, fiziksel darbelerin de olduğunu söylüyor.
REPORTER : Cheyenne Brando is suffering from mental and physical problems and cannot travel here to testify about what she knows.
Cheyenne Brando, akli ve fiziksel sorunlar yaşıyor.
Remember, it's not just physical strength that breaks the wood.
Unutma, odunu kırmak sadece fiziksel güçle olmamalı.
But Master Splinter, my leg injury, it--it's physical.
Ama Usta Splinter, bacağım yaralı, bu fiziksel bir durum.
Although we've cleared you of all criminal charges, during the course of our ongoing investigation, we found several interactions with suspects in which you displayed an unwarranted amount of physical contact.
Seni tüm suçlamalardan aklamış olsak da, devam eden soruşturmamız süresince zanlılarla kimi etkileşimlerde bulunup mazur görülemeyecek ölçüde fiziksel temas sergilediğini gördük.
Though there was catastrophic physical trauma, the decedent's mother was able to identify him by the clothing he had been wearing.
Felaket bir şok olmasına rağmen merhumun annesi Will'i giydiği giysilerden teşhis edebildi.
Hope you've got a good physical therapist in town.
- Umarım kasabada sağlam bir fizik tedavici vardır.
-... to 1945 caused the killings of millions of Jews in his capacity as the person responsible for the execution of the Nazi plan for the physical extermination of the Jews known as the Final Solution of the Jewish Problem.
... 1936 ile 1945 yılları arasında milyonlarca Yahudi'nin ölümüne yol açan Yahudilerin fiziksel imhasını yürütmekten sorumlu olmak.
- All right. Does he ever get physical with you?
- Fiziksel müdahalede bulunuyor mu?
Mr. Kirke has accompanied his aunt to every physical therapy session she's undergone.
Bay Kirke her fizyoterapi seansında halasına eşlik etmiş.
She has a physical therapy session starting in 20 minutes.
20 dakika sonra başlayacak bir fizyoterapi seansı var.
I bump into people on the street just to feel physical contact.
Fiziksel etkileşim hissettiğim insanlarla karşılıyorum bu sokakta.
Time travel for physical beings is a much more difficult process than sending a message.
Fiziksel varlıklar için zaman yolculuğu mesaj göndermekten çok daha zor bir işlem.
They have unique abilities sight and perception beyond the physical spectrum.
Eşsiz yetenekleri olan görme spektrumunu aşan bir görüş ve algı sahibi bir aileye.
No, I was coming out of my psycho-physical Sol withdrawal,
Hayır, ruhen ve bedenen Sol ile ayrılmayı denedim...
Based on the physical evidence and the psychological profile of Sarah Rhodes, we believe that a cult operating in the area is responsible for killing her.
Fiziksel kanıtlar ve Sarah Rhodes'un psikolojik profili bölgedeki bir tarikat tarafından öldürüldüğünü gösteriyor.